Çin hükümeti Mayıs 2015 yılında 10 yıllık bir program açıklayarak robotik teknolojiler, denizcilik, elektrikli araçlar, ilaç ve tıbbi teknoloji, bilişim ve internet teknolojileri, demiryolu ulaşımı, havacılık ve uzay teknolojileri, yeşil enerji ve tarım alanlarında Dünya lideri olmayı hedeflediklerini ilan ettiler. Böylelikle ucuz işçilik ve ucuz imalatçılık politikasından sıyrılacak olan Çin, katma değerli işler üreten bir süper güç olacak.
ABD ise Çin’in MIC2025 projesiyle Amerikan liderliğine rakip olan teknolojik bir güç merkezi olmasından oldukça rahatsız. Almanya’nın Endüstri 4.0 (4. Sanayi Devrimi) hedefinden ilham alan (taklit eden) Çinliler; diğer teknoloji ve üretim alanında söz sahibi ülkeleri yakalama değil onları geçme ve baskın bir konuma ulaşma hırslarını uyguladıkları politikalarla açık ediyorlar. Çin’in Uygur Türkleri’ne uyguladığı soykırım ve asimilasyon politikaları, kendi insanlarını fişlemesi ve puanlaması, özgür ve demokrat yönetime sahip olmaması sadece ABD’yi değil Dünya’yı korkutuyor.
Çin’in Afrika kıtasında neler yaptığı aşikâr. Afrika ülkelerini batılı ülkelerden daha fazla sömüren, anlaşmalardan daha fazlasını yasadışı yollarla çalan bir devletin teknolojik liderliğini düşünsenize, bu korkunç tablo herhalde Hitler’in 2. Dünya savaşında atom bombasına sahip olmasıyla eşdeğer. Einstein zamanında ABD başkanı Roosevelt’e yazdığı mektupta Nazilerin atom bombası yapmaya çalıştığını ve tedbir alınmazsa başarılı olacaklarını özellikle belirterek konuya dikkat çekmişti. Bizde bu makalemizle tarihe not düşelim teknolojide süper güç olacak bir Çin tehdidi göz ardı edilemez. Çünkü savaşlar ilerleyen yıllarda artık tankla ve tüfekle değil bir tuşla yapılacak!
Ticaret Savaşları
A.B.D’nin özellikle Trump’ın 2018 yılında Çin’in MIC2025 politikasına karşı geliştirdiği ‘’haksız ticaret uygulamaları’’ adı altında Çin’e özel tarifeler ve ticari kısıtlamalar koyması Çin’i yavaşlatsa da yine de engelleyebilmeleri mümkün olmadı. Son olarak Çin, Aralık 2021 yılında MIC2025’in bir üst versiyonunu açıkladı. Amaçları 5 Yıl içinde büyük şirketlerin %70’ini dijitalleştirerek akıllı üretimi aktive etmek. Eski A.B.D Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer’in ‘’ABD dünyanın en büyük ekonomisine, en iyi silahlı kuvvetlerine ve en sağlam bilim ve teknoloji ekosistemine sahip, ancak Çin bizi geçmek için otoriter bir hükümetin kullanabileceği tüm araçları kullanıyor. Egemen olmak için özgür bir demokratik sistemde her yolu kullanmalıyız.’’ Sözünden de anlaşılacağı üzere Çin tehdidinin farkındalar ve engel olmak istiyorlar.
Çin’in en önemli global oyuncularından biri olan Huawei, Apple ve Samsung’dan sonra dünyanın en büyük elektronik donanım ve ağ sistemleri üreticilerinden biri ve 170’den fazla ülkede faaliyet göstererek 194 Bin çalışana sahip. Ayrıca Huawei’in 5G çalışmaları da var. Ancak A.B.D’nin birçok kısıtlama uygulaması, İngiltere’nin 5G çalışmalarında Huawei’yi casus yazılımlar kullandığı için men etmesi gibi birçok gelişme sonucu Huawei, 2021 yılında gelirlerinin %29 oranında düştüğünü 99.5 Milyar dolara gerilediğini açıkladı. Ticaret savaşının belki de en çok kaybedeni Huawei oldu. Nihayetinde A.B.D’de başlattığı ticaret savaşlarından zarar gördü. Bu yüzden 2020 yılında karşılıklı ateşkes ilan etmek zorunda kaldılar. Fakat Çin’i engellemek için yeni stratejileri ne olacak merak konusu
Ticaret savaşından sonra teknoloji savaşı çıkar mı?
Hali hazırda her alanda rekabet halinde olan A.B.D ve Çin ticaret savaşlarında ateşkes imzalayarak bir nevi gerilimi durdursa da Çin’in teknolojik hamleleri akıllara Sovyetler Birliği’nin 4 Ekim 1957 Tarihinde Sputnik uydusunu uzaya başarıyla göndermesiyle başlayan uzay krizini akıllara getirdi. Amerika, Sovyetlerin bu soğuk savaş hamlesinden çok endişelenmişti. Tabii yarışın sonunda A.B.D rakibini yenmiş ve 1991 yılında Sovyetler Birliği yıkılmıştı. Bu sefer A.B.D’nin yeni rakibi Çin ve savaşın adı soğuk savaş değil teknoloji savaşı, bu teknolojik savaş hakkında örnek verirsek Çin 2007 yılında bahaneyle kendi uydusunu balistik füzeyle vurdu. Hemen akabinde A.B.D ise 2008 yılında kendi uydusunu vurdu. Amaç aslında uydu vurmayı denemekti ve başarılı oldular. Rusya boş durur mu? 15 Kasım 2021 yılında kullanılmayan uydusunu vurarak imha etti. Teknoloji savaşında hedef kritik öneme haiz iletişim araçlarının, istihbarat uydularının ve teknolojik ekipmanların yok edilmesi veya etkisiz hale getirilecek şekilde hacklenmesidir
Biz teknoloji savaşının neresinde oluruz veya biz ne yapıyoruz?
Maalesef biz ülke olarak Dünya çapında teknolojik bir yarışın içinde değiliz. Yeterli altyapı ve birikimimiz mevcut değil. Bir istisna hariç SİHA’lar. Türkiye'miz silahlı insansız hava araçlarında (SİHA) ABD, İsrail ve Çin'e karşı ciddi bir rakip! Bu konuyla ilgili ilerleyen zamanlarda yazacağız. Görüşmek dileğiyle…
Yorum Yazın