Dinimiz de…
Aile yapımız da…
Beynimiz de…
ERKEK EGEMEN,
Mantığıyla ve baskısıyla yaşamakta...
Bu tür toplumları en iyi,
Kierkegaard tarif etmişti...
“Kim olduğumuzu geçmişimiz değil,
Şimdi olmayı SEÇTİĞİMİZ KİŞİ belirler…”
Dolayısıyla…
Portekiz diktatörü,
Salazar’ın toplumu uyuttuğu,
Futboldan anlıyoruz...
Bize,
Müzik ne gerek?
Kupadan elenen,
Erkek FUTBOLUN hıncını,
Dişi MÜZİKTEN aldık iyi mi!..
Bize,
Bilim-İlim,
Sanat,
Özgürlük,
İnsan olup,
İnsanca yaşamak ne gerek?
Müzik çalmak,
YASAK...
Her şeyi çalmak,
SERBEST!..
Oooooooh!..
Ne güzel,
Toplum...
Ne güzel,
Düzen...
Çal çal oyna ve oynat!..
MÜZİK ÇALANLAR NEREYE?
Tayyip Bey’e kızmayın…
Gönül koymayın...
Olması gerekeni,
Yapıyor ve yaptırıyor...
Artık,
İş kontrolünden çıktı...
Çünkü,
Önce söylüyor sonra düşünüyor...
Halbuki,
Önce düşünüp sonra konuşması gerekiyordu...
Önüne kim neyi koyuyorsa,
Onu okuyor onu konuşuyoruz...
Hal böyle olunca da...
Rüşvet,
Talan,
Yağma,
Çökme,
Soygun,
Cinayet,
Özgürlüğüne dönüştü düzen!..
Tarihe altın(!) harflerle geçen,
Ayasofya İmamı yeni fetva verdi…
Ezandan rahatsız olanlar,
Yunanistan’a ve Ermenistan’a gitsin, buyurdu...
O halde,
Müzik çalanlar nereye gitsin?
Kudüs’e mi?
Mekke’ye mi?
Medine’ye mi?
Bilmez misiniz?
İslam Peygamberinin,
“Telli ve vurmalı” aletleri dinlediğini…
DÜŞÜN ARTIK
KENEyi örnek alın…
Çünkü,
Keneyi de geçtiniz...
Kene,
Hayvanın “kanını” emip doyduktan sonra,
“Şişip” yere düşüyor...
Siz,
İnsanların “kanını” sonuna kadar emiyorsunuz!..
Ne zaman,
Şişeceksiniz?
Ne zaman,
Düşeceksiniz?
Düşün artık,
İnsanların yakasından!..
Cariye,
Ganimet,
Biat,
Köle sizin olsun...
Yeter ki düşün yakamızdan!..
SUÇ KİMİN?
Elbette dişilerin...
Yeryüzü dişi,
Gökyüzü dişi,
Her şeyi çoğaltanlar dişi,
Müzik de dişi...
Öyleyse!
Neden bu kölelik?
Yorum Yazın