Çıkıp dersen, ben ve yakınlarım zenginleşti, sizlerin kaynaklarını ceplerimize aktardık.
Dersen, hazineyi boşalttık, kamu kaynaklarını etrafımıza dağıttık.
Ve dersen, geçmediğin köprünün parasını sen evde tam kapanmış oturuyorken dahi sana ödetiyorum.
Ya da dersen ki, kabul, 128 Milyar Doları hiç ettik, hatta daha neleri hiç ettik.
O zaman bir bakar esnaf da çalışanlar da…
Çıkıp dersen, 2 masanı lokantanı kapattık ama tesislerde kayak yaptırdık.
Dersen, sana verecek paramız yoktu ama Cengiz’e pandemide taş ocağı verdik.
Ve dersen, kira desteği vermedik, faturanı ertelemedik ama yeni havalimanını işleten arkadaşımın hazineye gelecek kirasını erteledik.
Ya da dersen ki, korona için sizleri kapadık, arkadaşlarımın otelleri için ise kapanmaları kaldırdık.
O zaman bir bakar esnaf da çalışanlar da…
Çıkıp dersen, korona sürecini yanlış yönettik, bu sebepten normalleşemedik.
Dersen, normalleşememenin sebebi benim, bu yüzden senin rızkına sebeptim.
Ve dersen, başka ülkeler yardım verdi ben ise IBAN verdim bundan dolayı özür dilerim.
Ya da dersen ki, ben bu ekonomiyi yönetemedim, ülkenin mahvını gerçekleştirdim.
O zaman bir bakar esnaf da çalışanlar da…
Çıkıp dersen, sen kıvranırken ben 19 uçağımla uçtum, bir tanesini bile satmayı düşünmedim.
Dersen, sen eve ekmek götüremezken ben ziyafet sofraları kurdurdum.
Ve dersen, tek adamlık sistemi ile parayı kaçırttım, anti demokratik uygulamalarla dış sermayeyi geri teptim.
Ya da dersen ki, her şeyi sattım, hiç üretmedim yattım.
O zaman bir bakar esnaf da çalışanlar da…
Çıkıp dersen, ihaleleri yandaşlara dağıttım, ücret garantileri ile bedelini cebinden aşırdım.
Dersen, ekonomide ne olursa olsun dış mihraklar dedim ama asıl müsebbibi bendim.
Ve dersen, sana reçete sunarım diye televizyona yapıştın ama o konuşmalarda ben sadece Kılıçdaroğlu’na sataştım.
Ya da dersen, evet Harun gibi geldik Karun gibi olduk, tıpkı Numan Kurtulmuş’un dediği gibi.
O zaman bir bakar esnaf da çalışanlar da…
Çıkıp dersen, aşı işini de organize edemedim.
Dersen, ben bir maskeyi bile dağıtamadım.
Ve dersen, benim halkım beklerken, millet maske beklerken maskeleri, test beklerken testleri, aşı beklerken aşıları başka ülkelere bila bedel verdim.
Ya da dersen, batırdığım ekonomi turizm ile ayağa kalksın diye çektirdiğim tanıtım videosunda halkıma köpek muamelesi yaptım.
O zaman bir bakar esnaf da çalışanlar da…
Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı son konuşmada esnaf ve çalışanlardan helallik isteyerek aslında ekonomiyi doğru yönetemediğini, ülkenin battığını, vatandaşın bittiğini bir nevi itiraf etti.
Evet, esnaf ve çalışanlar, yukarıda sayılanlar yapılırsa belki bir bakar duruma ama…
Bu konular “helal olsun” diyerek olmaz!
Bedel ödeyerek olur!
Bunun bedeli de ancak yönetemediğini kabul edip kenara çekilmekle ödenir.
(Hep Birlikte Olacağımız Nice Bayramlara…)
Yorum Yazın