Sizce ne istiyor bu insanlar acaba?
Kimisi gönüllü olarak devlete daha fazla vergi vermek istiyor kimisi de daha fazla mültecinin Almanya tarafından ülkeye alınmasını. Kimisi varlığının %90’ını bağışlayarak Dünyadaki açlık sorununun çözülmesini istiyor kimisi de parti bürosunda çalışan işçilere verilen 1,500 Avro corona pirimini parti kodomanlarının da almasını… Ve almışlar da…
***
Dünya`nın en büyük kimya devi BASF (II: Dünya Harbi`nden önce adı IG Farben olan bu kimya devi Adolf HİTLERİ iktidara getiren güçlerin başında geliyordu. Bu yüzden, bu kara lekeden kurtulmak için firmayı üçe böldüler ve adını değiştirdiler...) firmasının en büyük mirasçısı, hissedarı devlete çağrı yapıyor daha fazla vergi ödemek, ödeyebilmek için… Bayan Marlene ENGELHORN çevresine topladığı çoğu milyarder ve milyoner olan zenginle bir basın açıklaması yapıyor ve devletten, zenginlerden varlık vergisi almasını öneriyor, talep ediyor. (Acaba vicdan azabından mı?) İşte böyle zenginler de var Dünya`da. Ne istedikleri de çok istedikleri.
Almanya`da yaşayan insanların toplam varlığı 16,4 bilyon Avro olarak hesaplanmış. Almanların veya yurttaşların diyemiyorum, çünkü Almanya`da yaşayanların arasında bir hayli yabancı da var. Ve bunların arasında çok zengin olanlar da. Örneğin, BxoNTech firmasının kurucu ortaği Prof. Dr. Uğur ŞAHİN`in mal varlığı 17 milyar Dolar olarak tahmin ediliyor. Multimilyoner olanlar bir hayli var. Bunlardan, bir spor kulübüne stadyum yaptırıp hediye edenler bile var. Dikkat isterim: Adam uyanık, vergi vereceğine stadyum yaptırıp hediye ediyor ve bunu vergiden düşüyor. Bedava reklam sizin anlayacağınız. Herif iki kez kazandı...
***
Bütün emekçilere olduğu gibi, Yeşiller Partisi`nin bürolarında çalışan kadrolu emekçilere de devlet 1.500 Avro destek, pirim veriyor Corona Salgını nedeniyle. Bu partinin ileri gelenleri, Yönetim Kurulu üyeleri de bu pirimden paylarını alıyor. Bu hakkı kendilerinde görüyorlar iyi mi? En başta şu anda Dışişleri Bakanı Annalena BAERBOK ve Ticaret ve İklim bakanı Robert HABECK.
Ne yaparsın, istiyor insanoğlu. Verenin bir yüzü kara alanın iki yüzü… Basına boşuna `4ncü Kuvvet` denmemiş. Almanya`da sadece `Berlinde hakimler var!` denmiyor. Araştırmacı gazetecileri baş tacı eden basına da `4ncü Kuvvet` deniyor.
***
Dünya`da 160 milyon insan açlık ve sefalet içerisinde yaşarken, Corona Salgının‘nın damgasını vurduğu son 2 yılda Dünya`nın en zengin 10 milyarderinin mal varlığı ikiye katlanmış. Dünya`daki mal varlığı 5 milyon Doların üzerinde olan 3,6 milyon zenginin toplam varlığı 75,3 bilyon. Adamlar doymak bilmiyor. Doymak bir yana, Bill GATES birkaç gün önce 69 milyara yeni bir şirket satın aldı.
Sahi, ne istiyor şu insanoğlu? Pardon Bill GATES diyecektim…
***
Bütün bunlara karşın umutsuz olmaya hakkımız yok. Bakın neden?
Hexdelberg sadece Almanya`nin en eski üniversitesinin (kuruluş 1386) olduğu şehir değil. Aynı zamanda, arabaların girmesi yasak olan en uzun alişveriş, yürüyüş caddesi de burada. Yaklaşik 1,8km.
Sık, sık bu caddede yürür ve Dünya`nın yüzden fazla ülkesinden gelmiş olan insanları gözlemlerim...
Hava buz gibi. Sıkı giyinmiş olmama rağmen üşüyorum. Bu duyguyu bastırmak için hızlanıyorum. İnsanlar kirpi gibi büzülmüş , adeta içine kapanmış.
Tam Belediye binasının önüne gelmemle şaşırmam bir oluyor. İçine 2 kişinin zor sığabileceği çadırlar kurulmuş. Büyükçe bir stand ve burada oturan kadınlar ve erkekler. Yedi sekiz kişiler ve hepsi de 30 yaşının altında görünüyor. Suratları mosmor, burunları kıpkırmızı... Başka bir standın çevresine Akdenizde boğulmak üzereyken kurtarılan mültecilerin renkli fotoğraflarını asmışlar. Bir başka standın etrafı ise boğulup ölenlerin siyah beyaz fotoğraflarıyla dolu...
Büyük standda oturanlar uğrayanlara bilgi veriyorlar... Bağış yapanlara teşekkür edip, kahve veya çay ikram ediyorlar. Yaşlıca bir kadın büyükce bir bağış yapiyor. Standdaki delikanlı hemen makbuz kesiyor...
Ne istiyor bu gençler acaba? Sadece Almanya`nın daha fazla mülteci almasını mı? Yoksa, davaları süren sığınmacılara burada kalma hakkı mı? Yoksa daha fazla bir şey mi?
O yaşlı kadın ne istiyor acaba gözünü kırpmadan 100 Avro bağış yaparken?
***
Gelelim 1.500 Avro Corona salgını yardımına/pirimine tenezzül eden milletvekillerine. Peki bunlar ne istiyor acaba? Zor sorular bunlar değil mi?
Ama halk bunlar gibi düşünmüyor. Halk arasında, politikacılara olan güven oranı listenin sonlarında. İnsanlar hızla politik partilerden uzaklaşiyor. Seçime katılma oranı bir hayli düşük.
Bütün partilerin üye sayıları hızla düşüyor. 1976 yılında, VVxlly BRANT`in başında olduğu Almanya Sosyaldemokrat Parti`nin (SPD) üye sayısı 1 milyon 22 bin iken; bu gün sadece 393 bin. Diğerlerinin durumu daha da vahim...
***
Peki, şöyle duralım, düşünelim ve soralım: Ne istiyor insanoğlu? Sen ne istiyorsun? Biz ne istiyoruz?
Bana soracak olursanız, cevap çok açık: Başta sağlık, hemen yanıbaşında dayanışma ve paylaşım. Nokta.
***
Ne diyor büyük USTA Nazim Hikmet RAN?
Yok öyle umutları yitirip
karanlıkta savrulmak.
Unutma; aynı gökyüzü altında,
bir direniştir yaşamak.
Umutlarını yitirmeyenlere, savrulmayanlara ve direnenlere; Heidelberg Belediyesi`nin önünde gündüz +4 ve gece -7 derece soğukta çadırlarda yatıp kalkarak dayanışma gösteren gençlere SELAM OLA!
Eline sağlık yakupcum Güzel bir konuya değinmişsin