‘’Nesini Söyleyim Canım Efendim?’’
Aşık Serdari (Şarkışlalı Aşık Serdari, 19.Yy.)
Evet; nesini, hangi birisini söyleyim, canım efendim?!.
Fındıktan mı, sahlepten mi yoksa Öğretmenevi-Otel fiyatlarından mı bahsedeyim? Nesini yazayım?
***
Hemen hemen her ay, eğitim alanında Türkiye’de çeşitli üniversitelerde, yüksek okullarda, kurum kuruluşlarda görüşmeler ve mesai yapıyoruz. Kendimizce ülkemize ve halkımıza gönül borcumuzu ödemeye çalışıyoruz.
Bu arada halkı ve piyasayı da gözlemliyoruz tabi ki… hangi birisini yazayım? Ekonomik açıdan halk perişan. İnsanlar tam bir yılgınlık ve korku psikolojisi içinde…
Ankara’da aynı yerde içtiğim sahlep ekim ayında 10 lira, kasımda 14, aralıkta 21, ocakta 29 ve şubat ayında tam 32 lira. Markasını yazmayayım, reklam olur.
Vakumlu alüminyum paketteki 90 gr. Çiğ badem ekim ayında 12 lira, kasımda 14, aralıkta 18, ocakta 21 ve şubat ayında tam 24 lira. Bir vatandaş hiç değilse haftada bir sahlep içmesin mi? Veya ayda bir bademin tadını çıkarmasın mı? Hep ağalar beyler mi sahlep içsin, çiğ badem yesin? Nesini yazayım?
Türkiye’nin her tarafında kaldığım Öğretmenevi-Otel fiyatlarından hiç bahsetmeyeyim. Fiyat artışları orantısız bana göre…
***
Almanya’da Şansölye’nin hizmetinde 1 uçak var. Türkiye’de 13 olduğu yazılıp çiziliyor… Almanya’da Şansölye genellikle kendi kiraladığı veya sahip olduğu dairede/evde oturmaya devam eder, bizde birkaç saray söz konusu… Almanya’da yaklaşık 9 bin resmi araç var, Türkiye’de 125 bin olduğu yazılıyor. Fransa’da 65 bin bu sayı. Ve İtalya’da 29 bin.
Türkiye tam bir lojman ülkesi, cenneti. Amire, memura ve müdürlere lojman. Almanya’da bu sayı 10 bin kadar. Şansölye’nin ve Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olan, değerli dostum Frank-Walter STEINMEIER’in korumalarının sayısını T.C. Cumhurbaşkanı’nın korumalarının sayısıyla hiç karşılaştırmayalım…
Almanya’ya ayıp olur. Sonra Almanya bizi kıskanabilir. ‘’İtibardan tasarruf olmaz!’’ deniyor ya…
Almanya’nın eksport-import saldosu +290 milyar ve bütçe fazlası yaklaşık 300 milyar.
Türkiye’nin 2021 yılı bütçe açığı 245 milyar Türk Lirası olarak açıklandı. Evet, evet Türk Lirası. Yerli ve milliyiz ya… İyi ki ABD Doları değil. Buna da şükür.
Eee şimdi siz söyleyin bakalım. ‘’Nesini Söyleyim Canım Efendim?’’
***
İçiniz karardı değil mi? En iyisi biraz da pozitif şeylerden bahsedeyim. 15 günde bir sayfasında makale yazmaktan gurur duyduğum Muhalif gazetesi, TEMA Vakfı aracılığıyla, Burdur Akçaköy Hatıra Ormanı’na benim adıma 3 adet fidan bağışlamış… Teşekkürler Muhalif, teşekkürler 5 köşeli kadından oluşan Yayın Kurulu’muz ve teşekkürler Genel Yayın Yönetmeni’miz; ki, o da bir kadın. Dünya’yı kadınlar değiştirecek. Biz erkekler de biraz omuz versek, verebilsek seyretmek yerine… biraz da kıskanıyor muyuz kadınları?
Daha nesini yazayım?
Fidan, orman kadınlar demişken, bir başka güzellikten daha bahsedeyim. 104 yaşında bir orman mühendisi büyüğümüz var Ankara’da: Sayın Yunus ENSARİ. Bu ağabeyimiz ta 1955 yılında Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’ni kuruyor. Bu çevreye, doğaya ve insana duyarlı dernek yeri geliyor 23 bin fidandan oluşan bir orman yetiştiriyor Gaziantep’te, yeri geliyor projeler üretip uyguluyor ve yeri geliyor gençlere yardımcı oluyor. UNESCO’nun takdirini kazanıyor. İşte bu güzide dernek, şahsımı Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Almanya Temsilcisi atadı. Teşekkürler.
Layık olmaya çalışacağım.
Gerek bu dernekle ve gerekse de TEMA Vakfı ile ortak çalışmalar yapmak iççin 2019 yılında enstitü-dernek karışımı bir kuruluş planladık, kurduk ve dernekler masasına kaydettirdik. Umarım ve dilerim ki ortak projeler planlar ve Türkiye’de ve Almanya’da uygularız.
Biz doğaya, çevreye, insanlara, hayvanlara duyarlı birisinin torunlarıyız. O, Mustafa Kemal ATATÜRK, Türkiye’nin ve belki de Dünya’nın ilk çevreci insanı. Somut örneği ortada: Yürüyen Köşk. Bir ağacın dalını kestirmemek için köşkü birkaç metre kaydırıyor… Zekaya ve doğaya duyara bakar mısınız?
‘’Nesini söyleyim Canım Efendim?’’
Şarkışlalı Aşık Serdari şöyle diyor 19. Yüzyılda:
‘’Nesini Söyleyim
Nesini söyleyim canım efendim
Gayrı düzen tutmaz telimiz bizim
Arzuhal etsem de deftere sığmaz
Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim.’’
Hal böyle böyle, var yâre söyle…
Durumlar böyle. Ama, asla ve kata umutsuz değiliz.
Umutlarımızın yeşermesi ve gerçekleşmesi için çok çalışmalıyız…
Haydi kolay gelsin hepimize, Türkiye’de ve Almanya’da…
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün torunlarına bu yakışır.
Yüreğine kalemine sağlık değerli hocam