Yazar, aktivist ve Paşa kızı. 1862’de Ahmet Cevdet Paşa ile Adviye Hanımın kızı olarak dünyaya gelir, üretkenliği, gelecek yüzyılda, Türkiye Cumhuriyet tarihinde, 50 TL banknot üzerinde resmedilecektir.
BİR HANIM
On yedi yaşında evlenir, eşi tarihimizde önemli yere sahip olan uğruna eserler bestelenen, Plevne’den çıkmam diyen, Osmanlı Paşası Gazi Osman Paşa’nın yeğeni Kolağası Faik beydir. Dört çocuğu olur, gizli gizli kitap okuduğu dönemlerde, eşinin desteği ile zamanla tercümelere başlar. İlk tercümesi, George Ohnet’in, 1889 yılında Volonte adlı eserini, Meram, olarak çevirir. Bu çeviride adı sadece, Bir Hanım, olarak geçecektir. Kadınların adı yoktur, sahnede değillerdir ve Cumhuriyet, henüz ilan edilmemiştir. Kendi varlığını, üretkenliğini, kendisi ortaya koyup ancak kendi babasının önce dikkatini çekip, ileri ki süreçte, birlikte roman yazacağı ve hatta, kendisinin manevi kızı olacağı, Ahmed Midhat Efendi’nin övgüsüne, dönemin Tercüman-ı Hakikat gazetesinde mazhar olur ve ardından 1891 yılında, Hayal ve Hakikat, adlı romanı yayınlanır. “Bir kadın ve Ahmed Mihtad” imzası ile çıkan romanda; içeriğin kadın kısmını anlatandır ama sadece, Bir Kadın’dır!
1892 yılında yayınlanan, Muhaddarat, kendi ismi ile yayınlanmış ilk eseridir. Ki bu romanında, bir kadının ilk aşkını unutamayacağı tezini çürütmeye çalışır. Hanımlara Mahsus Gazetede, muhafazakâr görüşten kopmadan, kadın sorunlarına, makalelerinde yer verirken; romanlarında bireyselleşme çabasında olan kadın profillerine yer vermiştir. Çalışan, para kazanan, erkeğe ihtiyaç duymayan kahramanlardır, karakterleri. Ve tanışarak evlenme, eşler arasında uyuma dikkat çeker. Sadece yazmaz, adı KADIN olan her eylemde ve yardım kuruluşlarında yer alır. Öyle ki eserleri tercüme edilerek; Amerika ve Avrupa basınında yer almıştır. Eserleri Fransa ve Arapça olarak çevrilmiş ve 1893 yılında, Şikago Dünya Kadın Kütüphanesi Kataloğunda da sergilenmiştir.
Tanzimat Dönemi ile Servet-i Fünun dönemi arasında var olmuş, tam bir Aydın’dır. Öncü ve cesaret yüklü, bir kadın Fatma Aliye.
Yaşadığı döneme ve o dönemden geleceğe damga vuran, bu çok önemli şahsiyet hep kadının varlığının öneminden, çok eşliliğin yanlışlığından bahsetmiştir.
Önceleri, ürettikleri ile sadece BİR HANIM sonra BİR KADIN olabilen ve 1936 yılında sonsuzluğa uğurladığımız, örnek alınması ve iyi tanınması gereken, 1934 yılında soyadı kanunu ile Topuz soyadını alan Fatma Aliye Topuz’u saygı ve rahmetle anıyoruz.
Makalede eleştirdiğini yapmış kadının adını vermeden başlamış
Ulkemde Cumhuriyet sonrası şu anda bile adı sanı bilinmeyen nice kadınların olduğu bu zamanlar da o günlerden bile gerilerdeyiz ne acı