Mustafa Tiğrek

Mustafa Tiğrek


“Problem bende değil vericide”

“Problem bende değil vericide”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen İstanbul Ulaşım Sektörü Buluşması’nda "Aramızda ayrı gayrı yoktur. Kimi zaman duraklarda, kimi zaman trafikte denk geldiğimizde sizlerle selamlaşırız. Sohbet eder, yolumuza devam ederiz. Geçtiğimiz günlerde şöyle bir yazı gördüm, 'çekemeyen anten taksın.' Bizim bu muhabbetimizi çekemeyen de anten taksın mı?” dedi

 

Bu konuşmasını çok naif buldum.  

 

Çekemeyen “teröristtir”, “haindir”, “PKK’dır”, “FETÖ’dür”, “LGBT’dir”, “Seccadeye basandır”… Çekemeyenler “terbiyesizdir”, “adidir”, “namussuzdur” gibi ifadeler yerine “Çekemeyen anten taksın.” denmesi çok hoş.  

 

Çocuk saflığıyla bezenmiş, yürek ısıtan ifadeler. Saldırgan değil, hoş görülü. 

 

Bir araba arkası yazısını, Ulaşım Sektörü Buluşması’nda kullanmak… Ne kadar yerinde bir seçim, değil mi? Çok yaratıcı. 

 

İşte; asrın veya yüzyılın veya dünyanın lideri… kolay olunmuyor. Nerede “One minute”, nerede “I speech kürsü”, nerede “anten” diyeceğinizi bilmelisiniz. 

Tabii cümle “Bunlara anten de fayda etmez." diye devam etmeseydi, iyiydi. Sanki biraz tahrik içeriyor. Ama o kadarı, ergen çocuk masumiyetinin doğasında da var. 

 

*** 

Konuya uzağım, internetten biraz bakındım. Kızlarsoruyor.com sitesinde, kızlar da sormuş: “Beni çekemeyen anten taksın cümlesini kuranlara yanıt olarak ne dersiniz?” diye. Cevap verenler olmuş: 

 

“Problem bende değil vericide derim illada cevap vermek zorundaysam”  

 

"Beni çekemeyen anten taksın" diyen birine, "Sendeki çanak kimde var ki" diyebilirsin :)))”  

 

“Bu kadar basit cümleler kurarak kendilerini kaf dağında görenlerle aynı ortamda bulunmaktan kaçınıyorum. Kesin çözüm oluyor, öneririm.” 

 

*** 

Erdoğan "Çekemeyen anten taksın" dediği konuşmasında "Terör örgütünün yaptığı işareti" de yaptı

 

 

Gerçi bu işareti yaparken “Biji …” falan demiyordu. "İki kavram çok önemli: Güven ve istikrar" diyordu. Ama yine de bu tür ayrıntılara dikkat edilmeli diye düşünüyorum. 

Van mitinginde Ekrem İmamoğlu ile birlikte meydandakileri selamlayan Dilek İmamoğlu aynı işareti yapmıştı. Dilek İmamoğlu da o işareti yaparken “Biji…” falan dememişti. Ama Kıyamet koptu.  

Süleyman Soylu “Bu bay bay Kemal Van'da bir miting yaptı. Mitinge aynı zamanda Ekrem İmamoğlu da hanımıyla beraber katıldı. HDP bayrağı salladılar. PKK'nın yaptığı zafer işaretini yaptılar." demişti

Melih Gökçek, daha net konuştu. Soylu gibi “PKK’nın yaptığı zafer işareti…” diyerek meseleyi eğip bükmedi: “EKREM İMAMOĞLU’NUN EŞİ DİLEK KAYA İMAMOĞLU VAN’DA HDP VE PKK’LILARI PKK SELAMIYLA SELAMLADI…” dedi

Mustafa Desdici bir televizyon programında “Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu, PKK’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Van’da yaptığı mitingde Aybüke YALÇIN öğretmenimizin ve diğer şehitlerimizin katillerine zafer işareti yaparak tarafını açıkça belli etmiştir.” dedi

Aslında o işaretin PKK ile eşleştirilmesi doğru değil. Sonradan; II. Dünya Savaşı sırasında V-Victory (Zafer) anlamında İngiltere Başbakanı Winston Churchill tarafından kullanılsa da geçmişi, 1415 yılında İngiltere ile Fransa arasında yapılan Agincourt Savaşında kadar gidiyor. 

Nazi Almanyası işgali altındaki bölgelerde direnişin simgesi olmuş. Vietnam savaşı sırasında savaş karşıtı gösterilerde barışı sembolize etmiş. 

PKK “Bu bizim selamımızdır!” dese bile ret etmek gerekirken… “Hayııır! Olur mu? O 600 senelik bir işaret, nasıl senin olur?” dememiz gerekirken, neredeyse çay bahçesinde iki çay istemek için elini kaldırana, terörist diyoruz.  

Ama madem “PKK selamı” deyip bunun üzerinden terörle mücadele yürütüyoruz, biraz dikkat edilmeli. Hepimiz dikkat etmeliyiz. 

Şimdi Dilek İmamoğlu’na yüklensek… “Sen HDP ve PKK’yı PKK selamıyla selamladın!” desek…İmamoğlu da “Hayır! Ben parmaklarımı havada açarken “İki kavram çok önemli: Güven ve istikrar” demek istedim derse… Ne diyebiliriz? 

Kılıçdaroğlu: “Erdoğan salona, terör örgütünün yaptığı işaretle seslendi!” derse… Soylu ne diyebilir, Gökçek ne diyebilir? 

*** 

Erdoğan konuşmasını Rabia işaretiyle tamamladı. Hep birlikte “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet …” dediler. 

Bence “iki şey önemlidir” derken de dört parmak açılabilirdi.  

“İki şey önemlidir” derken dört parmak açmak; “PKK’nın selamını” yapma durumunda kalmaktan iyidir. 

Bu tür dikkatsizlikler, simgeler üzerinden yürüttüğümüz terörle mücadeleye zarar verir. 

*** 
“Çekemeyen anten taksın” tadında ifadeleri Çiçek Abbas filminden (1982) de hatırlıyorum. Çiçek Abbas ile Şakir kahvede atışıyor. 

 

Şakir: Aşıksan vur saza, şoförsen bas gaza 

Çiçek Abbas: Sevene can feda, sevmeyene elveda  

Şakir: Aşk bir otobüstür binmesini bilmeli 

Çiçek Abbas: Son durağa gelmeden inmesini bilmeli 

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar