Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu


Putin’in Ortodoks kalkanı hesabı

Putin’in Ortodoks kalkanı hesabı

Rus ve Ukrayna heyetleri üç haftalık bir aradan sonra ateşkes ve uzlaşma konularında müzakereler için İstanbul’da üç gün sürecek bir toplantıda bir araya geldi. Bu müzakerelerden herhangi bir sonuç çıkar, Ukrayna’yı ateşe atan savaşı sona erdirebilir mi? Ne taraftan bakarsanız bakın savaşın sona erdirilmesi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in alacağı pozisyona bağlı. Ancak görünen o ki savaşın sona ermesi için düzenlenen müzakereler bir hayli zorlu geçecek.

Bir kere Putin’in kafasında eski Sovyetler Birliği topraklarında, milim taviz vermeden bir Ortodoks Kalkanı oluşturma projesi olduğu ayan beyan belli. Bunun ilk işaretleri zaten 2018 yılında Ukrayna Kilisesi Rusya Patrikliği’nden ayrılıp Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlanma kararı aldığında Putin’in verdiği sert tepkiden görülmüştü. Putin’in amacı Rusya Patrikliği’ni Hıristiyan Ortodoks dünyasının en üst düzeydeki kilisesi konumuna yükseltmek. Oysa Fener Rum Patrikhanesi, MS 5. Yüzyılda toplanan Dördüncü Ekümenik Kalkedon ya da Kadıköy Konsili kararına göre kendini Ekümenik (Evrensel) Patrikhane konumunda görüyor. Fener Rum Patriği de “primus inter pares” ya da eşitler arasında birinci kabul ediliyor. Pek çok Hıristiyan Ortodoks Kilisesi Fener Patrikhanesi’ne bağlı. Ancak Yunan Kilisesi kendisini “otosefal” (kendi başına) kabul ettiği için Fener’e katılmayı reddediyor. 

Bütün bunları anlatmamdaki amacım neyin ne olduğunu iyice oturtabilmek. Bu bağlamda şu noktaya da açıklık getireyim: Rusya Kilisesi Fener Patrikhanesi’nden bağımsız. Hiç bir zaman onun ekümeniklik unvanını kabul etmiyor. 1990’lı yıllarda Estonya, Letonya ve Litvanya Kiliseleri de Fener’e bağlanma kararı aldığında Rusya Patrikliği çok sert tepki vermiş, ancak kriz sıcak bir çatışmaya dönmeden aşılmıştı.

Dönüp Putin’e baktığımız zaman son derece tutucu bir Hıristiyan Ortodoks olduğu görülüyor. Zaten dünya aleme sırtındaki haç dövmesini göstermek için sık sık belden yukarı çıplak fotoğraflarını çektirip yayınlatıyor. Bu arada Putin’in yakın dostu, Rusya’nın eski Kültür Bakanı Vladimir Medinski Ukrayna’yla müzakerelerde Rusya  heyetinin baş müzakerecisi.

Medinski de patronu Putin kadar tutucu bir Hıristiyan Ortodoks olarak tanınıyor. Putin gibi Batı ülkeleri Hıristiyanlığını “yozlaşmış” olarak görüyor ve “doğru yolu” benimsemeleri çağrıları yapıyor. Batılı kaynaklara göre bütün amacı tıpkı Putin gibi “Muhteşem Rusya İmparatorluğu”nu yeniden yaratıp tarih yazmak. Kültür Bakanlığı’ndan ayrıldıktan sonra Putin’in danışman kadrosunda yer alan Medinski Moskova Devlet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra diplomatlığı seçmiş ve uzun zaman Rusya’nın Washington Büyükelçiliği’nde görev yapmış. Daha sonra Putin’in Birleşik Rusya Partisi’nden milletvekili olmuş.

Medinski Kültür Bakanlığı döneminde öylesine bir Putin ve Rusya propagandacısı olmaya sıvanmış ki ülke içinde ismi “Propagandon”a çıkmış. Tam bir “Rus-Hıristiyan sentezi”propagandacısı olarak bilinen Medinski Kültür Bakanlığı döneminde meşrebine uymayan pek çok değerli bürokrat ve sanatçıyı görevlerinden almış.

Medinski Dimitri Medvedev’in Devlet Başkanlığı döneminde “Rusya Tarihini Çarpıtmakla Mücadele Komisyonu” üyeliği de yapmış. Bu amaçla bir dizi kitap da yayımlamış. Böyle bir kişiliğin Rusya heyetinin Baş Müzakerecisi  olarak Ukrayna’yla müzakerelerde hazır bulunması görüşmelerin geleceğiyle ilgili pek de umut vermiyor.

Kiliseler meselesinin yanı sıra Rusya Devlet Başkanı Putin’in bir takıntısı da NATO’nun Doğu Avrupa’ya doğru genişlemesi; Polonya, Bulgaristan,Romanya, Macaristan gibi. Sovyetler Birliği dönemindeki “Demir Perde”ülkelerinin NATO müttefiki olarak Batı Bloku’nda yer alması Putin’i büyük ölçüde öfkelendiriyor.

Rusya Devlet Başkanı, Ukrayna Savaşı öncesi verdiği demeçlerde ve Ukrayna Savaşı sırasında düzenlediği basın toplantılarında Batı dünyası ve NATO’ya olan tepkilerini aralıksız dile getiriyor. Ancak görünen o ki Ukrayna dehşetli ateş altındayken bile  NATO pozisyonundan en ufak bir taviz vermeye yanaşmıyor. Olan da iki taraf arasında kalmış olan Ukrayna  halkına oluyor.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar