Erdem Beliğ Zaman

Erdem Beliğ Zaman


Ramazan geldi hoş geldi (Ramazan Sohbetleri I)

Ramazan geldi hoş geldi (Ramazan Sohbetleri I)

Bu sene de Covid-19 illeti gitmedi ama zamlar, savaşlar, işgaller ve heyheyler üzerimize üzerimize geldi! Sanki çağıran vardı! O kadar ses, hakçası gürültü getirdiler ki gelirken, sessiz sessiz götürdükleri hayatlar araya kaynadı… “Tüm bu beklenmeyenlerin yanında bir de her sene beklediğimiz misafirimiz vardı, sahi ne oldu ona?”, diye soranlar için söylüyorum, merak buyurmayınız o da geldi! Amma o beklenmeyenler gibi adeta teneke çala çala değil; parmak uçlarına basa basa, elektrikli mahyalarda ışıldaya ışıldaya kapımızı çaldı. Eh bir selamı hak etmiyor mu sizce de?

Ramazan geldi hoş geldi!

***

Elbette ki bol hıçkırıklı menkıbelerle Ramazan’ın dinî vecibelerini anlatmayacağım! Bu işi, erbaplarına yani para kazanmak için dört gözle Ramazan’ı bekleyen kişilere bırakacağım. “Azla yetinin, sabredin…”, nevinden nasihatlerde de bulunmayacağım. Bunu da seçimi bekleyen politikacılara bırakacağım. Sadece size katılacağım bu yazımda… Nasıl mı? Hani hep diyorsunuz ya, “Nerde o eski Ramazanlar!” diye; işte o hayıflanışınıza eşlik ederek!

Ne yalan söyleyeyim, iftarı uzuuun sofralarda karşılayan Ramazan günlerini görmedim. İftardan sahura kadar Direklerarası’nda eğlenilen günleri zaten görmedim. “E bir şey görmedin de, görmemiş gibi ne iç çekiyorsun?”, demeyin lütfen… Neslimiz o kadar kötü günlere maruz kaldı ki, zihnimizde ister istemez, “ülkemizin hiçbir zamanı bu kadar kötü olamaz, eğer olsaydı bu ülke bugünlere gelemezdi” şeklinde bir tasavvur oluştu. Bu tasavvur da nostalji sevdasını beraberinde getirdi. İnternette, 90’ların dizilerinin altlarındaki yorumları okuyunuz. Şaşarsınız. Sanki pespembe bir bulutun içinde özledikleri zaman, o Madımak Katliamının, gazeteci cinayetlerinin, gözaltında kayıpların yaşandığı karanlık devir değil!

Dün, sadece hülya içinde bir zaman olmadı, olamaz da! Yalnız Ramazan’ın daha içten yaşandığı bir hakikattir inanırım. Çünkü bugünün hayat hengâmesinde ve geçim sıkıntısında, Ramazan atmosferini teneffüse insanların büyük bir kısmımın yanaşması hayli zor! Egzoz dumanı ve kirli hava teneffüs etmek bile, en azından bugün, ne yazık ki daha kolay!

***

Aaay, içimiz karardı! Hâlbuki Ramazan inşirah ayıdır. Her şeyin başında topluma huzur getirmesi amaçlanır. Esprisi de boldur ha! Hele Bektaşi’li fıkraları meşhurdur. Bir tanesini nakledeyim de kasvet penceresinde tebessüme perde aralayalım: Ramazan’ın ilk günlerinde oruç tutmakta epey zorlanan bir tanıdığı, gayet neşeli gördüğü Bektaşi’ye sormuş: “Oruçla aran nasıl?”. Bektaşi cevap vermiş, “Vallahi çok iyi.. Ne o bana dokunuyor, ne de ben onu tutuyorum!”.

***

Ramazan’da sinirimi bozan, oruçla ilgili her sene tekrar eden sorular ve o soruları TV ekranlarında cevaplayan ağlak suratlı hocalar! Bazen yeni sorular da çıkıyor ama orijinal olması kaliteyi beraberinde getirmiyor. Soru soran kesimin içinde, uzay çağını, uzaylılara da oruç tutturmakta arayanlar var! Mantık olmayınca özgünlük de öksüz kalıyor haliyle… Hoca değilim, dinden de pek anlamam lâkin naçiz kanaatimce haram yemeyip, başkasının hakkını gaspetmeyin de gerisi kolay…

Geçen yıl, “Sakız çiğnemek orucu bozar mı?” teranesinden hareketle bir taşlama yazmıştım. Müsaadenizle bu haftaki sohbetimizi o taşlamayla kapatalım:

“Yıllardır sorarlar aynı soruyu,
Çiğnemek sakızı orucu bozar!
Aynen sürmemeli çapkınlık huyu,
Alamamak hızı orucu bozar!

Açım diye inim inim inlersen,
Niyetliyken içip su serinlersen,
Hem örnek belleyip hem de dinlersen,
Düzmece hafızı orucu bozar!

Rahat durmazsan hiç olsan hergele,
Herkesi düşürsen kirli çengele,
İğneyi kendine batırsan ele,
Paslı çuvaldızı orucu bozar!

Bir liralık malı bine satıp da,
Esnafsan ölçüye hile katıp da,
Politikacıysan daim atıp da,
Duymazsan hiç sızı orucu bozar!

Adalet sağlayan bir işin varsa,
Sana bunun için geliyorlarsa,
Bir iyi, kötüyü sana sorarsa
Kayırma arsızı orucu bozar!

Kalmazsa hiç sende insanlık hali,
Kırdığın her kalbin sana vebali,
Sinirden azıtan boğa misali
Ararsan kırmızı orucu bozar!

Açlık başa vurup der isen yeter,
İftarı açarsın burnunda eter…
Huzur dersi diye aman ha rehber
Tutma akılsızı orucu bozar!

Erdemî der sabret iftara kadar,
Deme ikide bir, “Daha da çok var!”,
Hep o iradenden bir şeyler çalar,
Şu nefis hırsızı orucu bozar!”(1)

Afiyetle kalınız.

(1) https://www.haberhurriyeti.com/haber/7035197/orucu-bozar#

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar