Beyaz ve Siyah, asildir, güzeldir ama tek başına kalsa, çok bir şey ifade etmez. Ama başka renkler işin içine girdiğinde, canlanır, hayat bulur.
Renkler, hayatın tam içinde ve iyi ki varlar.
Eski Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı, Ali Şen “Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak!” demişti. Bu da nereden çıktı, demeyin.
Ortalık SARI&LACİVERT yere bürününce, birden o aklıma geldi. Çünkü Ukrayna’nın milli bayrağının renkleri. Masum halk ızdırap içinde, ta ki cumartesiyi, pazara bağlayan gün, metro istasyonunda, bir kız çocuğunun doğmak zorunda kaldığına şahitlik etti, tüm dünya.
MİA
Mia, Rus saldırısı karşısında Metro istasyonunda “Merhaba” dedi, bundan sonra yaşamaya, hayatta kalırsa devam edeceği yerde. Renklerden sonra birden kendimi Gezi olaylarının henüz başlarında, bir çekim için görüşmeye giderken Taksim istasyonuna atılan gaz ile boğulmak zorunda kalan diğer vatandaşlarımız gibi yaşadıklarımız geldi. Birkaç kez o gazı yedim, hasar bıraktı tabii her şey gibi..
Düşünürsek, bebek yalnız, dibin dibi yerler, Metro İstasyonları. Soğuk, izbe… Herkes bir an evvel güneşe merhaba demek isterken, birden hayata merhaba, demek mecburiyetinde olmak!
Yani yıllar önce o çok sevdiğim, Rengin’in şarkısındaki gibi “Bize neler neler öğrettiler..
Ufalana ufalana kaç kuşak, eridik bu yollarda
Kimimiz yerle yeksan, kimimiz zor ayakta”
Her sene, dünyaya kız mı, yoksa erkek bebek mi gelecek telaşı kaplar, bir Ocak tarihinde. Daha yeni yılın ikinci ayını bitirmeden, savaş başladı.
Ama şunu anladık, salgın bitmiş demek ki.
Artık yeniden birbirimizi, kaldığımız yerden daha da saldırgan, daha da can acıtarak ısırabiliriz.
Salgın boyunca o yaşananlar, o dinginlik, demek ki hiç ders alınmamış!
İlla Siyah.
İlla Savaş.
Oysa ne güzel bir gökkuşağı var.
Yorum Yazın