Konumuz ekonomi alanındaki çok önemli bir bulgunun “akılcı kişilerin davranışlarının ve aldıkları kararların kısa ve uzun vadeli çıkarlarına uygun olarak zamanla nasıl değiştiğini” ortaya koyan bir bulgu ile ilgili. Buna “pişmanlık” kuramı da derler. Bu kuramı ortaya çıkaranlar ise Nobel ödüllü F. E. Kydland ve E. C. Prescott isimli Amerikalı iki iktisat profesörü.
Bu kurama İngilizcede “Time Inconsistency-Zaman Tutarsızlığı” kuramı derler. Bu kuramı yaşam ve davranımlara uygularsak rasyonel düşünmeyen ve davranmayan kişiler çoğu kere “kısa vadeli çıkarlarını öne çıkarıp, uzun vadeli çıkarlarını feda ederler…”
Sonuçta da akılları başlarına gelir ve yaptıkları yanlısı anlayıp karar değiştirirler. Tabii bunun olabilmesi için de karar veren ve uygulayan insanların “ne kadar kısa sürede” daha akılcı davranmayı öğrenebilmelerine bağlıdır. Yani aldıkları karardan pişmanlık duymalarına bağlıdır. İşte bu yüzden “Pişmanlık Duyma Kuramı” demişler.
YANLIŞ KARAR BAĞDAT'TAN DÖNMEZ
Yanlış karardan pişmanlık duymak kişilerin davranışlarına yön veren en önemli etkenlerden biridir. Bazı kişiler yaptıkları hatadan veya aldıkları yanlış karardan dolayı pişman olup risk azaltmak için karar değiştirirken, bazı akılcı davranmayan kişiler de yanlışlıklarında ısrar ederler ve daha büyük risk alarak eski kayıplarını telafi etmek isterler. Sonuçta da daha büyük tehlike ve riskle karşı karşıya kalırlar. Eğer bazı kişiler rasyonel davranabilme yeteneğinden mahrum iseler aldıkları yanlış kararları her konuda tekrar ederler. Yani bir türlü akılcı davranmayı öğrenemezler.
Bu olgu doğal olarak insanların eğitimi, dünyaya bakışları, yaşam felsefesi, akıl ve algılama ile anlayış yeteneklerine bağlıdır. Normal koşullarda öğrenmesi, ders alması gereken bazı kişilerin karar değiştirmelerini ya da öğrenmelerini beklemek anlamsızdır. Onlar zaman içinde bile bile yanlışlarını tekrar ederler.
Rasyonel insanlar ise “zaman içinde, deneyimlerinden ders alarak veya başkalarının deneyimlerinden öğrenerek” kararlarını değiştirirler. Yani akılcı kişiler, duygusal veya başka nedenlerle sürekli yanlış davranan kişiler gibi hatalarını tekrarlamaya devam etmezler. Bunların bir kısmını bilgisiz, cahil, küçük çıkarcı, akılcı davranmayan, beyni bazı konularda koşullanmış gibi kelimelerle nitelemek mümkündür.
GELELİM SİYASETE UYGULAMASINA
Bu kuramın gerek ekonomiye ve finansa gerekse siyasete uygulaması üzerinde çok değişik örnekler bulmak mümkündür. Kanımca bugün için en önemli uygulamalarından birisi de seçmenlerin kararlarından pişmanlık duyup duymamaları ile ilgilidir. Eğer seçmenler akılcı davranırlarsa, yanı her şeyi akla, mantığa, hesaba, kitaba ve uzun vadeli çıkarlarına göre davranımlarda bulunurlarsa, yaptıkları yanlış bir seçimin, yani, destekledikleri bir siyasi partinin kendi yaşamlarına verebileceği veya verdiği zararı görüp karar değiştirmeleri ve başka bir siyasi partiyi tercih etmeleri gerekir.
Ama seçmen rasyonel davranma yeteneğinden mahrumsa, yani duygusal davranıyorsa yahut kısa vadeli küçük çıkarlar uğruna ilerideki olası kazanımlarını feda ediyorsa onun karar değiştirmesini beklemek abes olur. O seçmen tekrar tekrar aynı hatasını tekrarlar. Bir türlü zaman içinde değişmesini gerektirecek belirtileri, uygulamaları ve uğrayabileceği büyük zararları göremez.
Bu olgu bana bir zamanlar medyamızın kahramanlarından Sülün Osman karakterini hatırlatır. Sülün Osman, Galata Köprüsü’nü bazı saf insanlara satmakla ün salmıştı.
İnsanlar eğer rasyonel düşünemiyorlarsa, tekrar ve tekrar aynı hataya düşmekten kurtulamazlar. Ezbere dayalı bir kültürün eğitim sistemini özetleyen şu eski deyim de rasyonel olmayanların ruh halini anlatması bakımından bence büyük önem taşıyor:
“Tekrar alet tekrar ahsen, velevkane yüz seksen…” Yani, “Yüz seksen kere bile olsa tekrar etmek faydalıdır…”
Yorum Yazın