Fiziksel ya da ruhsal, madden ya da manen, bedensel ya da ruhsal her anlamda kendinizin daha iyi bir versiyonu olabileceğini hiç düşündünüz mü?
Daha iyi görünen, daha içten gülümseyen, daha güzel, daha huzurlu, daha iyi uyuyan, daha iyi bakan, algıları açık, empati yeteneği gelişmiş, daha çok kazanan, hayattan çok daha fazla keyif alan bir sen mesela?
Bugüne dek hayatınızda yaşadığınız en iyi günü düşünün. Kendinizi en iyi hissettiğiniz o an hangisiydi?
Bir düşünün. O ana gidin, o anda nasıl hissettiğinizi hatırlayın.
İşte hayatınızın tamamında her günü o gün gibi yaşamak ve o günde hissettiklerinizi rutininiz gibi üzerinizde taşımak mümkün. Bir kere yapmışsınız, bu da demektir ki tekrar ve tekrar yapabilmeniz mümkün.
Ben gözlerimi kapayıp kendimi en iyi hissettiğim ana gittiğimde hangi duyguların beni yükselttiğini hatırlamaya çalıştım. Dinlenmişlik, iyi bir uyku, bir gece önceden bünyeye alınan iyi müzik ve iyi yemek, hayatımdaki istikrar ve devamlılık sağlayan pozitif olayların verdiği içsel huzur, güzel bir otel odasında olmanın verdiği keyif, uzun bir banyo, mis gibi bir kahve, pencereden odaya dolan keskin soğuk hava, ayaklarımın üzerinde durabilmenin verdiği özgüven, hayatıma ve şansıma duyduğum minnet, karşıma çıkanlar için hissettiğim şükür…
Bu güzel bir sonbahar egzersizi…
Şimdi kendinizi en iyi hissettiğiniz o an gibi yaşamak için hayatınıza neleri yeniden çağırmanız, ya da neleri çıkarmanız gerekiyor kendinizi ve zihninizi çok yıpratmadan ara ara beyninizin mantar panosuna pinleyin.
Bedeninizi periyodik olarak doyuruyorsunuz ama ruhunuzun da bir açlık yaşayabileceğini unutmayın.
Herkese evet demek zorunda olmadığınızı bilin. Daha çok su için. Enerjinizi aşağıya çeken insanları alanınızda tutmayın.
Yani hayat sadece ruhani şeyler de değil tabi, böyle bilmiş bir dişi Buddha gibi görünmek istemem. Elbette dünyevi şeylerden de keyif alın.
Dünyevi şeyler demişken…
Ah Allah’ım ne çok özledim birazcık seyahat etmeyi. Yakın yerlere gidiyorum, ama benim hayalini kurduğum şöyle 4-5 saatlik uçuş sonrası yere basmak. Şimdilik bebekli ve pandemili hayat içersinde seyahat planımız yok, inşallah sınırların daha güvenli olduğu yakın bir gelecekte yeniden olacak.
En sevdiğiniz şarkı, binlerce kere izlediğiniz favori filminiz, kapı önünüzü mesken tutan yavru kedi, temiz çarşaflar, porselen fincanlar, Balık Pazarından geçerken alınan kokoreç, fırından yeni çıkmış sıcak ekmek, rüzgarla her yere ulaşan denizin mis kokusu, Beşiktaş’ta yürümeyi en sevdiğimiz Çırağan caddesi…
Bu dünyevi şeyleri yaşamak için de sonsuz bir vaktimiz yok. Her seferinde son gidişimiz gibi yaşamak içimizi burkar, bunu yapın demiyorum ama sizin için güzel olanlara hayatınızda daha fazla yer açarsanız yaşamanın hakkını vermiş olursunuz.
Çünkü hayatta önemli şey: Var olabilmek, ete kemiğe bürünmüş halde nefes alıyor olabilmek. Bu imkanınız varsa, yaşamayı es geçmeyin.
Kendinize Hayat Kalitenizi Yükseltmek için bir Gündem Belirleyin
Çoğu zaman biri çıkıp söyleyene kadar, insanlar neye ihtiyacı olduğunu bilmezler. Ancak yüksek bir farkındalıkla kendi benliğinizin karşısına çekip, kendi eksiklerinizi bilmek mümkün olur.
Bunu çok komplikle bir hale getirmeden, basit adımlarla da ihtiyaçlarınızı belirleyerek hayat kalitenizi yükseltecek bir gündem oluşturmak mümkün.
Belirlemek için kendinizi en iyi hissettiğiniz o ana gidin. Şu an, ‘’o duygu durumundan neler bende eksik’’ diye sorun.
İlk akla gelen cevaplar size yol gösterecek…
Yorum Yazın