Aşağıdaki yazı Van ve Erciş depreminden sonra yazılmış şimdi tekrar ediyorum. Yobaz ve ezik cephesinde yeni bir şey yok. Sorular aynı cevap yok.
Geçtiğimiz hafta iki büyük felaketi yaşadık. Önce terör belasının aldığı canlar, kaybettiğimiz askerlerimiz, arkasından da Van ve Erciş’te meydana gelen deprem. Orada da canlar kayboldu. Bu yazımızda sadece akla gelebilecek soruları sıralayacağız.
İnsanın aklına şu soruyu sormak geliyor. Eğer bu deprem bir başka ülkede örneğin ABD, Almanya, İngiltere veya Hollanda gibi ülkelerden birinde olsaydı:
1-Ölü ve yaralı sayısı bu kadar yüksek olur muydu?
2-Acil yardım ve acil müdahale bu kadar başıboşluk ve koordinasyonsuzluk içinde mi olurdu?
3-Sırf bazı siyasetçi takımın isteği üzerine bir başka ülkeden gelen yardım teklifi geri çevrilir miydi belirli gruplara yaranmak için?
4-Deprem bölgesine gerekli çadırlar ikinci gece içinde bile teslim edilemez miydi?
5-İki yıl önce yapılan binalar çöker miydi?
6-Fay hattına ve dere yataklarına ev yaptırırlar mıydı?
7-İnşaatların kontrolünü bu işten anlamayan siyasetçiler mi yapardı veya ideolojik saplantı içindeki yerel yönetimler mi?
8-Bu inşaatlara izin verenler elini kolunu salyaya sallaya gezebilir miydi?
9-Bundan 12 yıl önce büyük bir felaket geçiren ülkede gırtlağına kadar rantiye işleriyle meşgul, siyaseten bölünmüş yerel yönetimler yüzde 40’ı aşan tehlikeli binaları öyle tutar mıydı?
10-Deprem felaketleri ile olarak toplanan ve yaklaşık 25 milyarı bulduğu öne sürülen vergilerin nereye nasıl kullanıldığı konusunda kamu oyu karanlıkta bırakılır mıydı? Bu para yıkılma tehlikesi gösteren binaları yenilemede kulanılamaz mıydı?
11-Herşeyi özelleştiren bir merkezi yönetim Başbakanlık Konut İdaresini hala devlet elinde tutuyor, bu sözde kar amaçlı olmayan gayri-iktisadi kamu işletmesi niye bozuk binaları 12 yıldır yenilemek için kullanılmadı?
12-Yerel yönetimlere bırakılan yapı denetimi ve kurulan bu kadar yapı denetim şirketleri ne ise yararlar?
13-Değişik rant söylentileri ayyuka çıkan yerel yönetimlerden yapı denetim ve iskan ruhsatı yetkileri alınıp daha bilimsel ve tarafsız çalışabilecek bir başka örgüte verilemez mi? Örneğin İller bankasına.
14-Dünyanın 17 inci büyük ekonomisi olarak böbürlenen bir ülkeye insani gelişmişlik endeksinde 80 inci sıralarda bulunmak bir ayıp değil mi?
15-Okul açmak sadece ezberletmek içinse ve belirli konularda bilim yerine dogmalar öğretilmeye devam ediliyorsa, düşünme, sorgulama, niye böyle? diye sorabilecek eğitim yapılmıyorsa bu insan gücünün rekabet gücü ne olur?
Yorum Yazın