Okuma yazma biliyor muyuz? Eğer biliyorsak aşağıdaki haberi okurken aynı anda “Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime” şarkısını da söylememiz lazım:
“Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE) Nisan'da bir önceki aya göre yüzde 17,76 artarken, yıllık bazda yüzde 118,53 yükseldi.
Endekste, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 72,29 ve on iki aylık ortalamalara göre ise yüzde 45,26 artış gerçekleşti.
Böylece Endeks, aylık ve yıllık bazda kendi rekorunu egale etti.
Sektörlerde bir önceki aya göre balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde yüzde 0,12, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde %18,10 ve ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 21,03 artış gerçekleşti. Ana gruplarda bir önceki aya göre çok yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 6,52, canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 8,41, tek yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 27,66 artış gerçekleşti."
Dikkat ettiniz mi balık mevsimi olmadığı için balıkçılık ürünlerinde neredeyse artış yok. En büyük artış tek yıllık ürünlerde onu hayvancılık ve ardından çok yıllık bitkisel üretim ürünleri takip ediyor.
Yüzde 90 gıda enflasyonu var, üretici fiyatları yüzde 118 ama mesela yaş çay alım fiyatları yüzde 73 arttı. Ya da çiğ süt fiyatı iki kere düzenleme yapılmasına rağmen aşağı yukarı yine yüzde 70 lerde arttı.
Bu durum sürdürülebilir mi göreceğiz elbette. Yani üretici ürettiği malın karşılığını almazken, tüketici mala çok daha pahalıya ulaşıyor. Aslında bu durum da çok anormal değil, çünkü lojistik de petrol fiyatlarına paralel olarak ciddi şekilde pahalandı.
Üzerine kur korumalı mevduat hesabının büyüsü de bozulup döviz kuru da yeniden yükselişe geçince yurt dışı pazarı, yurt içinden çok daha avantajlı hale geldi. Bu durum iç piyasadaki arzı daha da daralatacak ve doğal olarak fiyatlar daha da yükselecek gibi duruyor. İnanılmaz bir kısır döngü.
Bütün bu yaşananlar dünyadakinden çok daha sıkıntılı bir sürece doğru gittiğimizi gösteriyor. Dünya gıda krizinin eşiğinde ancak biz satın alma gücümüzle müsavi olarak o eşiği geçip kapıdan girdik gibi duruyor.
Yeni Tarım Bakanımız aslında göreve gelir gelmez çok önemli bir cümle kurdu. Belki cümlenin kuruluş şekli yanlıştı ama söylemek istediği şey çok önemli ve doğruydu. Nereden başlamamız gerektiğine işaret ediyordu. Dedi ki sayın Bakan, "Çiftçimize ne üreteceğini biz söyleyeceğiz" evet böyle söyleyince baskıcı bir yönetim hissi veriyor cümle, ama kastedilen uzun zamandır peşi bırakılan üretimde planlama meselesi idi.
Ne üreteceğini dikte etmeyi değil ne üretilmesi gerektiği konusunda verileri çiftçiyle paylaşmayı kastediyordu Sayın Bakan.
Peki bunu nasıl yapacağız, önce son derece sağlıklı bir üretim envanteri çıkarmamız gerekiyor. Sonra Türkiye ve dünya ölçeğinde tüketim envanteri çıkarmamız gerekiyor. Bu envanter çalışmaları üzerinden de farklı seçeneklerle yöneylem çalışması yapmamız.
Türkiye'de ilki 1927 yılında olmak üzere 1950, 1963, 1970, 1980, 1991 ve son olarak da 2001 yılında genel tarım sayımı yapılmış. 21 yıldır, böyle bir sayım yok. İstatistikler el yordamıyla hazırlanıyor ve bununla ilgili planlama önerileri de paylaşılmıyor.
Eğer yeniden bu sayım yapılır, teşvikler bu planlamalara göre dağıtılır, sonra da doğru kullanıldığı yerinde sıkı şekilde kontrol edilirse belki bir yerden başlamış oluruz. Ama her ne yaparsak yapalım kuru anlamlı bir yere indiremezsek, hiçbir sorunu çözme ihtimalimiz var gibi durmuyor.
DPT. KURULURKEN PLANLAMA AMACIYLA KURULMUŞTU. ANCAK, BİRİLERİ PLANLAMAYI SAKINCALI GÖRMÜŞ OLACAK Kİ, HIFS-I SIHA ENSTİTÜSÜ GİBİ YER İLE YEKSAN HÂLE GETİRDİLER. AKILLARI BAŞLARINA UÇARKEN GELMEYENLERİN ŞİMDİ GELMİŞ DEMEKKİ! FARKLI BİR PENCEREDEN BU GÜNE BAKAN BU GÜZEL YAZI İÇİN KUTLUYORUM!
akp hükmetinin kesinlikle yapmayacağı şey; Tarımda Planlama... Böyle bir planlamayı, sözde değil özde milli hükümetler yapabilir. Şimdiye kadar bir kaç ürün hariç yapan olmadı. O yapılanlar da yıllar içinde ithalatçıya destek olacak şekle dönüştü. Olması gerekeni söylemesi de küçücük bir adım da olsa, gelişmedir.
Üretici olarak kırmızı kabuklu kuru Antepfıstığını Ekimde 35 liraya sattık şimdi fiyatı 120 lira tüccarda üç ay sonra hasat zamanı çiftçiden 50 liraya alacaklar tekrar düşecek...