Ankara MTA Genel Müdürlüğü içinde bulunan Türkiye’nin ilk ve en büyük tabiat müzesinde, 6-7 yaşlarındayken gördüğüm dinozor iskeleti hala aklımdadır. O zamanlar sadece bilim kurgu filmlerde gördüğüm bu muhteşem devasa yaratıkların Dünyada varlık gösterdiklerini, günümüzden 66 milyon yıl önce yok olduklarını çok sonradan öğrendim. Bilim insanlarının açıklamalarına göre dağ büyüklüğünde bir göktaşı gezegene çarpıyor ve 5.kitlesel yok oluş başlıyor. Çarpmadan sonra yarattığı enkaz dünya çapında yüzlerce yerde bulunuyor. Çünkü şiddeti korkunç bir boyuttadır. Ama dinozorların yok oluş sebebi sadece çarpmanın yarattığı şiddet değil, bu devasa canlıların en önemli yok olma sebebi çarpmanın yarattığı kükürt bazlı toz tabakası.
Anlaşılacağı üzere 4.5 milyar yaşındaki Dünya varlıkları daha önce de 4 kez yok olmuş. İkim uzmanları hali hazırda yaşanıyor olan ve giderek şiddetini arttıran iklim krizi sebebi ile dünyanın şimdi de 6.yok oluş tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu sıklıkla tekrarlıyorlar. Ve böyle olası bir durumda Dünyayı ve Dünya canlılarını kurtarma çabası içindeler. Bilim adamları tüm insanlık için bir çözüm bulmaya çalışırken Dünyanın bazı güçlü ailelerinin, olası bir kitlesel yok oluşta kendi soyunu sopunu kurtarmak için bir takım girişimlerde bulunduğunu da duymuyor değiliz. Yer altında hazırlanan akıllı şehirler, uzayda asılı evler gibi. Bunlar ile ilgili henüz resmi açıklamalar olmadığı için yazacaklarım “dedikodu ”ya girebilir, o yüzden suç teşkil eden “dezenformasyon” yapmadan bilim adamlarının çalışmalarını aktarayım sizlere.
Onlarca yıldır bilim insanları dev bir asteroitin yaklaşık 66 milyon yıl önce şu anda Yucatan Yarımadası olarak bilinen bölgeye çarptığını biliyorlardı. Uzmanların çoğu, bu çarpmanın, dinozorlar da dahil olmak üzere neredeyse tüm türlerin dörtte üçünü yok eden bir kitlesel yok oluşu tetiklediği konusunda hemfikir. Ancak etkinin tam olarak nasıl bir kıyamete yol açtığı henüz belirlenmemiş durumda. Dikkatler daha sonra meydana gelen "etki kışına", yani soğuk, küresel bir karanlık döneme odaklanmış halde. Ve bu konuda çeşitli araştırmalar yapılıyor elbette. Nature Geoscience dergisinde yer verilen yeni bir araştırmaya göre, dinozorların yok olması bu karanlık dönem içinde tozdan kaynaklanmış olabilir.
Bilim insanları 1980 yılında, asteroitin bitkileri, güneş ışığından mahrum bırakan büyük bir KAYA TOZU bulutunu tetiklediğini öne sürdüler. Ancak daha yeni araştırmalar, ilk çarpışmadan ve ardından gelen küresel yangınlardan kaynaklanan güneşi engelleyen tozun, uzun ömürlü KÜKÜRT içerdiğinden söz ediyor. Kükürt dioksit bilindiği gibi gözler, mukoza zarları, cilt ve solunum yollarında tahrişe neden olur. Ayrıca yüksek düzeyde maruz kalınması bronkospazm, akciğer ödemi, bronşit, laringospazm spazm ve ödeme yol açabilir. Kükürt dioksit için antidot bulunmamaktadır. Kısacası panzehiri yoktur.
Yani bu bilginin şimdi bize ne faydası var? Milyonlarca yıl önce yok olan devasa yaratıklar ister tozdan ister tuzdan ister ise başka bir şeyden yok olsun.
İşte durum öyle değil. Hani yazının başında söz ettim ya; 6. Kitlesel yok oluş söz konusu olabilir. Çünkü dünya giderek ısınıyor. İklim uzmanlarının söylediği şu ki, dünya en fazla 1.5 °C daha ısınırsa bu gezegende yaşanabilir. 2 °C ısındığı takdirde dünya kaynakları, dolayısı ile bu kaynaklar ile var olan tüm ekosistem yok olur. Maalesef ki kötü haber; 1.5 °C sınırı aşılma yolunda hatta bazı bilim adamları çoktan aşıldı bile diyorlar.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)’nin son raporunda 2050 için sıcaklık artışlarının 2.5-3°C civarında olacağı, yüzyıl sonunda ise artışların 6°C’yi bulacağı öngörülmektedir. 1°C’lik sıcaklık artışlarının yarattığı gözlemlenen etkilerin bu derece büyük olduğu dikkate alındığında, 6 °C’lik sıcaklık artışların yarattığı ekonomik, sosyal ve çevresel riskler, iklim değişikliğini insanlık tarihinin karşı karşıya kaldığı en büyük risklerden biri olarak nitelemektedir. İşte bilim insanları insanların da dinozorlar gibi yok olmaması için bu riskin sonuçlarını minimuma indirme çabası içindeler.
Dünyanın dört bir yanında çalışan bu bilim insanlarının içinde şahane Türk uzmanları da var. Belçika Kraliyet Gözlemevi'nden Gezegen Bilimci Cem Berk Şenel o uzmanlardan biri. Şenel’in yönettiği bir araştırma ile dinozorların yok olduğu 5.kitlesel yok oluş sırasında, Güneşin nasıl ve ne kadar süreyle engellendiği sorusu üzerinde çalışmalar yapılmış; çünkü bu soru kritik önem taşıyor. Nedeni ise, gezegendeki yaşam evriminin bu süreye bağlı olması
Yeni çalışma için araştırmacıların bilgisayar simülasyonu ile buldukları oldukça etkileyici. İşte, dinozorlar dahil bir çok türün yok olduğu 5. Kitlesel yok oluşun senaryosu şöyle: Dağ büyüklüğündeki bir göktaşı Dünyaya çarpıyor ardından ise devasa bir ince taneli toz bulutu gezegeni kaplıyor ve 15 yıl boyunca atmosferde kalıyor. Kükürt bazlı bu toz tabakası Dünya yüzeyini 27 derece soğutarak fotosentezi iki yıl boyunca durduruyor.
İyi haber, toz boyutuna ilişkin yeni bilgiler, iklim krizi senaryolarının iyileştirilmesine yardımcı olabilir. Araştırmacıların bulduğu yeni bilgiler 6.yok oluş yaşanmasını engelleyebilir, eğer bu veriler değerlendirilir ve dünya bu yönde önlem alabilir ise.
Endişe şu ki; yeniden yaşanabilecek uzun süreli bir karanlık dönemin, tüm bitkilerin güneş ışığını enerjiye dönüştürme yeteneğini engelleyerek besin zincirinin çökmesine yol açması. 5. Kitlesel yok oluştan sonra yaşamın nasıl tepki verdiğini ve böylesine aşırı bir iklim değişikliği olayından sonra Dünyanın nasıl dayandığını anlamak gerekiyor ki gelecekte olabilecek yok oluş tehlikelerine dair fikir versin ve ona göre önlemler alınsın..
Geç kaldık mı? Bu soruya Meme Radyoloji Uzmanı, kanser tanıları üzerine çalışan arkadaşım Dr. Işıl Türkmen Soygür’ün bakış açısı ile cevap vermek istiyorum. “Kanser teşhisinde ne zaman geç kalmış oluruz?” diye sorduğumda; “Yaşıyorsanız hala geç kalmış değilsinizdir” demişti. Bizler de hala hayattaysak geç kalmış değiliz. Yeter ki karar vericiler olarak biz bireyler, karar alıcılar olarak yöneticiler, ama başta ülkemiz olmak üzere, tüm Dünyada bu konuları sorun gibi görelim ki çözüm üretilmek istensin.
Yorum Yazın