Prof. Dr. Tevfik Dalgıç

Prof. Dr. Tevfik Dalgıç


Tüm amacı kendi ve çevrelerinin çıkarları olan teokratlar iktidar vermemek için her türlü melaneti yaparlar

Tüm amacı kendi ve çevrelerinin çıkarları olan teokratlar iktidar vermemek için her türlü melaneti yaparlar

Dünyaya sadece din gözlüğü ile bakan Orta Doğu ülkelerinde niye demokrasi olmayacağını Batılıların büyük ümit bağladığı desteklediği “Ilımlı İslamcılık-Mild İslamism” hipotezi gösterdi. Demokrasi seçme özgürlüğü demektir. İslamizm kelime olarak İslamı siyasette kullanmak anlamına gelir, ki başından böyle bir varsayımın gerçek olmayacağı ortada iken Batı dünyası bu safsata ile 20 yılı aşkın bir zaman harcadı, sonucu hepimiz gördük ki, teokrat inancı içindeki zihniyetin gerçek niyeti hiç de öyle seçme ve seçilme özgürlüğüne inanmak değil bunları kullanıp çıkar sağlamaktır. Bu sonuç o zihniyetin tüm uygulamalarında  çok değişik örneklerde ortaya çıkmıştır.

 İran’da popülist oylarla iktidara gelen Molla nitelikli, teokratların ülkede demokrasiyi nasıl boğduğu, en ufak laik düşünceye nasıl karşı olduğu, kendine muhalefet edenlere nasıl zulüm yaptığı ortada. Zorla uygulanan kılık kıyafet kuralları, içki yasakları, toplantı ve gösterilere karşı uygulanan zalim tutum İslamcıların, yanı şii teokratların demokrat olamayacaklarını gösterdi. 

Mısırda iktidara gelen Sünni Müslüman Kardeşler adı verilen teokratik kuruluşun ve onun liderinin nasıl yavaş yavaş, sinsice ülkeyi bir dinci ülkeye çevirme girişimlerinin ve demokrasiyi yok etme çabalarının önüne askerler set çektiler. Demokrasinin zayıf yani popülist programlarla ve propagandalarla iktidara gelen teokratların ve dikta heveslilerinin nasıl hızlı bir zamanlama politikası uygulayıp iktidarlarını ve bunun sağladığı çıkarları ve öncelikleri korumak için demokrasiyi ortadan kaldırmalarıdır. 

Bu sadece islam topluluklarında değil, hristiyan batı toplumlarında da görülmüş örneklerle doludur. Hitler, Musolini ve General Franco ile Chavez ve onun takipçilerinin uygulamalarında bu eğilimler görülebilir. Türkiye’de iktidara gelen Batılılarca Ilımlı İslamist denilen ve kendilerini muhafazakar demokrat olarak niteleyen kişilerin nasıl zaman içinde tüm demokratik kurum ve kuruluşları, bizzat kendilerinin getirdiği denetleme kurumlarını bile etkisiz hale getirdikleri, soysal medyayı susturma çabalarını, demokrasinin olmaz olmazı sayılan kuvvetler ayrılığı ilkesini nasıl kendi istedikleri, daha doğrusu bir tek kişinin isteği doğrultusunda değiştirdiğini gördük. 

Teokrat kafalar kendilerinin hiçbir kural ve ilkeye bağlı olmasını kabul etmezler. Hiçbir sorumluluk altına girmeden, kimseye hesap vermeden istediklerini yapmayı demokrasi diye pazarlamaya çalışırlar. Önlerine çıkan her engeli, yasaları kullanarak etkisiz hale getirmeyi düşünürler. Buna seçim oyunları, elektrik kesintileri, veri akışını kesmek seçim kurullarını tehdit de dahil olabilire mühürsüz oyları kabul etmek gibi.

Teokrat zihniyet çıkarı için her türlü kanun dışı işleri yaparken hiç düşünmez, ele geçirdiği devlet güçlerini kendi çıkarlarını ve iktidarını korumak için halkının karşısına çıkarmaktan da çekinmez. Hitlerin kurduğu özel SS kuvvetlerinin benzeri özel ordular kurar, partisine bağlı gençlik yetiştirmek için yakınlarına vakıflar kurdurup yerel yönetimleri haraca bağlar.  TSK’ni yandaşı tarikatçı örgüt üyelerinin desteği ile hile ve teknolojik yalanlarla etkisiz hale getiren bu teokrat kafalar hukuk sistemini de kendilerine uyumlu hale getirdiler şimdi onların önündeki son demokratik engel laik Atatürkçü muhalefettir.

Şimdi tüm hedef ve hücum odağı muhalefettir. Muhalefete iktidar için uğraşmayın çağrıları yapan, parti liderlerini tehdit eden zihniyet nihayet baklayı ağzından çıkardı ve kendi iktidarının devamı için tüm yandaş yalaka saray beslemeleri kötü akla gelmeyen senaryoları söylemeye başladılar.  Çünkü teokrat kafa ataerkil kafadır, dediğim dedik inanıştadır, seçme hakkını sadece kendisi seçildiği zaman veya kendisi seçtiği zaman kabul eder. Bunun aksine olacak her demokratik hareketi türlü çeşitli   yöntemlerle her istediğini onaylayan parlamenter çoğunluğu ile boğmaya çalışacaktır. Teokrat kafa her istediğini, her zaman heryerde , hiçbir yasal kısıtlama, ahlak ve vicdan, etik sınırlama ve sorumluluk almadan uygulamak ister. Onun için de laiklik karşıtıdır ve demokrasiyi boğma taraftarıdır ki dikensiz gül bahçesi olsun, havuzlar, vakıflar, ailesel ticari ilişkiler, müteahhit seçkinlerle el altından iş çevirmeye devam etsinler, dedikleri dedik çaldıkları düdük olsun.

Yalnız unutulan bir nokta var. Bu kadar fiziksel olarak ve zihnen zayıflayan kamuoyu desteğini yitiren bir siyasi zihniyeti destekleyen bürokratlar artık yasaların yakalarına yapışacağını da düşünmeye başladılar. Türk ulusunun bürokratları memurları yasal güçleri yasadışı bir eylem yaptıklarında halkın çoğunluğunu karşılarına alacaklarını ve bu işin bir de mahkemesi olacağını da düşünmek zorundadırlar. 

Cahil teokrat ılımlı islamcı zihniyete son bir uyarı. Seçimler mutlaka yapılmalı ve iktidar sandıkta el değiştirmelidir. Aksini aklınıza bile getirmeyin. Bir kavgayı bir aptal bile başlatır ama bin akıllı bitiremez. İyi düşünün. Saddam’ın Kuveyt’i işgalini düşünün, Hitlerin ve Napolyon’un Rusya macerasını hatırlayın.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar