Herkes Türkan, olur mu?
Konumuz Prof. Dr. Türkan Saylan bugün onun doğum günü. Ömrünü çağdaş, aydınlık yolda adamış gerçek bir Cumhuriyet kadınından bahsediyoruz.
Sanatçı olunmaz doğulur gibi hayata bağlanmak, tek ve tek başına kalsan da üretmek ve paylaşmak üzerine kurgulu bir yaşam, ancak sevgi ile oluyor. Yoksa dağ köylerinin bilinmedik yolu bile dökülmemiş asfaltlarında ya da herkesin uzaktan baktığı hastalara, dokunmak hangi mertlikle tarif edilebilir? Cesaret, mertlik ve yürek. Bu üç olguyu ancak nadir kişilerde bulabiliyoruz, bunlardan biri Prof.Dr. Türkan Saylan ömrünü kız çocuklarına adadı. Tıpkı Gazi Mustafa Kemal’in bilhassa üzerinde durduğu kadın hakları gibi. Bugün geldiğimiz çağda ve noktada düşündüğümüzde, örümcek ağlarının çift dikiş geçtiği yolları ancak bilim ve sevgi ile aşabilmek mümkün.
Yıllardır eğitimin içindeyim, elimden geldiği, gözümün gördüğünden çok, dilimin anlatmaya çalıştığı kadar. ÇYDD Büyükçekmece Şubesinin, bir yönetim kurulu üyesi ve Eğitim Birimi sorumlusu olarak öğrencilerimize olan ama öncelikle Prof.Dr. Türkan Saylan’a olan borcumuzu yerine getirmiş olmanın gururu ile Ankara, Anıtkabir’deydik. Çünkü onu anlamak ve anlatmanın yolu, gösterdiği çizginin yer aldığı noktadan geçmekteydi, Çankaya.
10 Kasım ATATÜRK’ü Anma ve Anlama konulu panelin sorumluluğunu, tüm şubeler adına Büyükçekmece olarak biz üstlendik ve moderatörlüğünü ben gerçekleştirdim. ÇYDD sosyal medya yayınlarından izlediğim kadarı ile bir yıl boyunca en çok izlenmiş, 3. ile 4.program arasına girmişiz.
ATAMIZIN HUZURUNDAYIZ
Amacımız doğum gününde iki değeri anmaktı. Birincisi, dün doğum günü olan yine eğitim için ciddi mücadele veren Tarık Akan ve bugün doğum günü olan Prof.Dr. Türkan Saylan. Elimizde çocuklarımız kalabalıkta kaybolmasın diye bulunan ve sadece CYDD Büyükçekmece yazan mini dövizimizi, Anıtkabir girişinde aldılar, siyasi dediler! Biz eğitim kurumuyuz siyasi parti değiliz! Dedim ama uzatmadım. Aydınlanma, ortaçağdan beri hep sorun zaten ve bir yandan çocuklarımızı tedirgin etmek istemedim. Hak ettiği gibi Atamız, dolmuş taşmış ve yapacak çok işimiz vardı. Gezdik, Mersin Tarsus’lu Gazilerimiz, Yozgat’lılar ve sivil halk, hatta gelin damat yürüyerek, Atalarına koşuyorlardı. Anıtkabirin kapısı otobüslerden geçilmiyordu. Bu aşk hiç biter mi?
BU AŞK BİTMEZ!
Prof.Dr. Türkan Saylan bağnazlık ile mücadele eden tam bir Cumhuriyet aydınıydı. Elimizdeki materyalleri aldılar ama yüreğimizin sevgisi ve çabasını kimse alamaz. Öğrencilerimiz, tüm gün sabahın erken saatlerinden İstanbul’dan yola çıkıp, bazıları aileleri ile hayran kalarak, Kurtuluş Savaşımızın canlandırılma bölümleri, Atatürk’ümüzün şahsi eşyaları, kitapları bölümlerini hayranlıkla izlediler. Gazilerimiz ile sohbet ettiler. Büyükleri ile konuşup değerli bilgiler aldılar. Yol boyunca tarih ve genel kültür sorularıma doğru yanıt verenler, benden kişisel hayatlarının yer aldığı “Başımda Bit Var Anne” Tarık Akan ve Ayşe Kulin imzalı “Türkan” kitaplarını kazandılar ama hepsi bir otobüs dolusu Atatürk’ün bizler için yazmış olduğu ve hiçbirimizin okul hayatında okumadığı “Geometri” kitabının sahibi oldular. Tarih, kültür ve eğlence ile geldik, eğlence ile döndük. Sponsorumuz sayesinde başkent Ankara’mızda güzel bir yemek yedik, eski meclisimizin yakınında.
Anıtkabir’i, Eski Meclis binamızı, Ulucanlar Müzesini ve en sonda Ankara Kalesini fethettik. Ankara kalesinde fotoğraf çekebilmek için tıpkı Anıtkabir gibi sıra bekledik!
Değerli Mansur Yavaş başkan, o kadar güzel tanzim etmiş ki Ankara Kalesini görmelisiniz! Ben Eylül ayında da gelmiştim.
ANKARA YUVAMIZ
Ankara bizim yuvamız, Atamız emanet ve esas ebedi istiratgahından, akın akın sevenlerini, sayanlarını ve zamanla anlayanlarını bile kucaklıyor. Gelmiş geçmiş ve hiç bitmeyecek, dünyanın gördüğü en büyük lider. O yüzden onu ziyaret, açtığı yolu takip etmek kadar önemli.
Ulucanlar içinde yaşı büyültülerek idam edilen Erdal Eren, Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Yılmaz Güney, Necip Fazıl Kısakürek, Fakir Baykurt kimlerin resimleri avluda asılı kalmamıştı ki. Hele hele biz göz hatta ve hatta kibrit kutusu gibi iki kişilik bir odada eski Başbakanımız şair, yazar, gazeteci Bülent Ecevit’i, bir de çıkışta ki darağacını görünce boğazım düğüm düğüm oldu.
Şu Metris’in önü türküsü döndü durdu avluda…
Eğer içinizden sevgiyi, merhameti ve paylaşmayı çıkarırsanız, dünyanın ışığını kaparsınız. Kimse tek başına değildir, yaratılmış her canlı bir bütüne hizmet ediyor.
İyiliğe, güzelliğe çalışmak, inanın insan olanı, insan kalmaya çabalayanı daha mutlu eder.
Bugün Tarık Akan’ın doğum günü o da geçti o avlulardan..Kitap okuyun! Görün ama doğru kitapları.
Bugün Prof. Türkan Saylan’ı doğum günü, Ayşe Kulin yazdı. Okuyun, TEK BAŞINA TÜRKAN’ı ve mücadelesini.
Bir de ATAMIZ var,
O hepimizin her gün yüreğinden yeniden doğuyor.
Bakın ziyaretçilere hiç gerçek sevdalar biter mi?
Elbette bitmez.
İYİ Kİ DOĞDUNUZ!
İYİ Kİ VARSINIZ!
Yorum Yazın