Aslına bakarsanız, önümüzdeki seçimler sadece Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Seçimi değil. Tamamen, bir yön tercihi. Türkiye ya Arap ülkeleri gibi olacak ya da yüzü Batı`ya dönük çok partili demokratik bir hukuk devleti... Son yıllarda hep dendi ya, ``Bu seçimler çok önemli! Otobandaki son çıkış!`` diye. Bu sefer gerçekten de öyle...
***
Ya tek adam rejimi ya da demokrasi.
Ya totalitarizm ya da açık toplum,
Ya alavere dalavere Kürt Mehmet nöbete ya da anayasal eşitlik. Ya herro ya merro.
***
Ekonomi dip yapmış.
Hukuk sistemi çökmüş.
Rüşvet ve yolsuzluk had safhada.
Gençler yurt dışına kaçıyorlar adeta.
Eğitim sistemi yerlerde.
Enflasyon tavan yapmış.
Birileri hala ekonomistlikten bahsediyor. Pes doğrusu.
***
Toplum ayrışmış. Hem de çeşitli düzlemlerde: Türk-Kürt, Sünni-Alevi, Yerli-Yabancı. Hatta, yerli ve muhacir kökenlileri bile karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar...
***
Çok kültürlü, çok renkli Anadolu`da `` Affedersiniz Ermeni!`` ha... Yazıklar olsun. Peki sen nesin ve kimsin?
***
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN, Sayın Cumhurbaşkanımız enteresan bir seçim kampanyası yürütüyor... Sanki o makamı halkın tercihiyle 39 gün kalmamış gibi...
Sayın Cumhurbaşkanına göre:
Siyah ile beyaz iyice ayrışıyor...
Doğru ile yanlış vuruşuyor...
Güzel ile çirkin yarışıyor...
Sağcılarla solcular çarpışıyor...
Toplum iyice ayrıştırılıyor... Ortam gerildikçe geriliyor.
Sayın Cumhurbaşkanım yazık ediyorsunuz bu güzel ülkeye ve bu sabırlı topluma...
Ne demek ``Affedersiniz Ermeni``?, Ne demek oluyor parmak sallamak ve tehdit etmek? Neden ülkede korku iklimi yaratıyorsunuz efendim?
Bir Siyaset Bilimci olarak, bu seçimlerin üç önemli konusu var bana göre:
- Depremler ve depremzedeler: Ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu. Bu konu ve alınacak tebdirler hiç ama hiç unutulmamalı...
- Ülkemizdeki dibe vurmuş olan ekonomik durum ve tavan yapmış olan enflasyon. Üretim neredeyse durma noktasında... Enflasyon patlamış...
- Eğitim ve gençlik: Türkiye`deki eğitimin kalitesi yerlerde... Gençler ülkeden adeta kaçıyor... Gençler arasındaki işsizlik can yakıcı... Geleceğimiz çalınıyor ve umutlarız tükeniyor adeta...
Sayın Cumhurbaşkanım, din iman işlerini ve seccadeyi lütfen bırakın da yukarda sıraladığım üç konuda ne diyorsunuz? Din adına yargılardan kaçınalım. Kaldı ki İslam dininde klerikal yoktur; yani yüce yaratanı temsilen fikir beyan etmek yoktur. İslam adına birilerini yargılamak yoktur. Bu durum Hristiyanlıkta var.
***
Peki buna karşı Millet İttifakı`nın Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kemal KILIÇTAROĞLU`nun durumu ne?
Sayın KILIÇDAROĞLU, ``Ben bu milleti kucaklaştıracağım`` diyor...
Sayın KILIÇDAROĞLU hepimizin birbirimizle helalleşmesini hedefliyor...
Sayın KILIÇDAROĞLU`nun deprem ve depremzeler konusunda yaptıkları herkesin bildiği bir durum...
Sayın KILIÇDAROĞLU`nun gençlerle ilgili görüşü biliniyor...
Sayın KILIÇDAROĞLU ne parmak sallıyor ve ne de herhangi birisini tehdit ediyor...
Sayın KILIÇDAROĞLU herhangi bir hata ya da hata gibi algılanan bir durum olunca medenice özür diliyor, dileyebiliyor...
Sayın KILIÇDAROĞLU`nun oğlunu askere göndermesinden, mütevazı bir yaşam sürdürmesinden ve Selvi Hanım`a mutfakta yardım etmesinden hiç bahsetmeyelim. Bunlar övünülecek durumlarda değil üstelik, her medeni yurttaşın yapması gereken şeyler.
***
Dış Ülkelerdeki Seçmenler
Yurt dışında yaklaşık 7 milyon insanımız yaşıyor, çalışıyor, öğrenim görüyor, ticaretle iştigal ediyor veyahutta emekli olarak yaşamının sonbaharının tadını çıkartıyor. (Türkiye`deki emeklilerin durumu ne acaba?)
Diasporada yaşayan 7 milyon insanımızın yaklaşık 5 milyonu Avrupa`da bulunuyor. Bunun da 3,5 milyonu Almanya`da. Yani diasporadaki insanlarımızın yaklaşık yarısı Almanya`da.
***
T.C. Dışişleri Bakanlığı`nın istatiklerine daha doğrusu Yüksek Seçim Kurumu`nun açıklamalarına göre 15 yeni ülke eklenerek 156 ülkede seçim sandıkları kurulacak. Listeye yeni eklenen 15 ülkedeki yurttaşlarımızın sayısı akıllara ziyan... Sayılarda hiç küsürat yok. Bu ülkelerde yaşayan yurttaşlarımızın sayısı ya tek sıfır (0) ya da iki sıfır (00) ile bitiyor. Sayılar ya fiktiv ya da dizayn edilmiş... Bunlar bizimle alay ediyor galiba. Ne diyordu filmdeki maraba? ``Ağam bizimle eğleniy...``.
***
Yurtdışı oylarına çok dikkat edilmeli. 2018 verilerine göre 1 milyon 525 bin 279 oy kullanıldı yurtdışında.
39 gün sonra yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Seçimleri`nin çok ama çok önemli olduğunu göz önünde tutarsak, sandıklara atılacak oyların ikiye katlanabileceğini öngörebiliriz. Çünkü bu seçimler `normal` bir seçim değil. Tam anlamıyla REFERANDUM. Türkiye yüzü Batı`ya dönük laik, çağdaş, demokratik bir sosyal hukuk devleti olarak mi kalacak yoksa din soslu, yüzü Arap ülkelerine dönük bir dinci-ırkçı bir devlet mi olacak.
***
Bu seçimler bir sağ-sol seçimi değildir.
Bu seçimler bir Sünni-Alevi seçimi değildir.
Bu seçimler bir Türk-Kürt-Laz-Çerkez-Gürcü seçimi değildir.
Bu seçimler ``DEMOKRASİ mi yoksa OTORİTER BİR REJİM mi`` seçimidir. Herkes oyunu sandığına atarken ona göre atsın. Ve de sandıkla gelen sandıkla gitsin.
***
Kendi adıma çok umutluyum. Çünkü halkın, yurttaşlarımızın ferasetine güveniyorum...
Ama bir şartla. Çok çalışmalıyız. Cumhurbaşkanlığı Seçimi tek 1 oya bağlı: 50 artı 1. Ona göre.
Haydi hepimize kolay gelsin.
Yorum Yazın