Cihan Altınöz

Cihan Altınöz


Türkiye'nin gündemi inanılmaz

Türkiye'nin gündemi inanılmaz

Türkiye’nin gündemi inanılmaz. Normal bir ülkede yılda bir kez bile yaşanamayacak türden gelişmeler bizim ülkemizde hemen her gün yaşanabiliyor. Gazeteciler, yazarlar çizerler için bu durum bir zenginlik yaratıyor ama bu ülkede yaşayanlar için durum çok kolay değil.

Birlikte hatırlayalım.

Yaklaşık iki yıldır pandemi koşulları içinden geçiyoruz, elektrik, doğalgaz ve yakıt fiyatlarından başlayarak gıda fiyatları artışlarından etkilenen ve neredeyse açlık sınırında yaşayan geniş halk kesimlerinin durumuna tanık oluyoruz, hepimiz fakirleşiyoruz, ekonomiyi yönetemeyen paramızı pul eden,  bir anlamda Merkez Bankasının içini boşaltan,  orman yangınlarını söndürecek yeterlilikte olmayan, dere yataklarına yanlış imar kararları veren, kadın cinayetlerine karşı laftan öteye geçemeyen, İstanbul Sözleşmesinden çıkan, suriyelisi, afganlısı, afrikalısı ülkemizde cirit atarken bunu başarılı bir göçmen politikası diye sunan bir yönetime mahkum yaşıyoruz. Bu yetmiyor her gün yandaş ekranlarda  boy gösteren, iktidarın her yaptığını savunan şaklabanları da izlemek zorunda kalıyoruz.

 Aynı konular tekrar edip duruyor. Son on beş gün içinde yaşanan bir başka gelişmeyi hızlıca gözden geçirelim.

Artık hepimiz TÜGVA denilen bir vakfın ismini biliyoruz. Bu vakfın yüksek istişare kurulunda Cumhubaşkanının oğlu da var. Vakıf 2014 yılında kurulmuş ve kuruluşundan itibaren AKP’li belediyelerden, çeşitli kamu kuruluşlarından, bakanlıklardan hibe yoluyla ya da uzun süreli kiralama anlaşmaları yoluyla, bedelsiz ya da çok düşük bedel karşılığı binalar arsalar almış. Çok sayıda öğrenci yurdu işletiyor, eğitim ve yurt için burs veriyor, kurslar ve akademiler açıyor, spor etkinlikleri ve yurt dışı gezileri düzenliyor. Vakfın sırtını AKP’ye dayadığı ve içiçe oldukları çok açık.  AKP Haziran 2019’da büyükşehir belediyelerini kaybedince özellikle İstanbul’da, TÜGVA’nın ve benzeri onlarca vakfın ya da derneğin, belediyenin kaynaklarını sömürdüğü,  vakıfların yöneticilerinin bir çoğunun da  çalışmadığı halde belediyeden  maaş aldıkları ortaya çıktı.

Son on beş gün içinde TÜGVA ile ilgili bir konu daha öne çıktı.

TÜGVA Büyükada vapur iskelesinin üst katını AKP Belediyesi döneminde 2018’de kiralamış.  Yeni İBB  yönetimi de buranın amacı dışında kullanıldığı iddiası ile TÜGVA’yı buradan çıkartmak istiyor ve hukuki süreci işletiyor. Belediye yeri teslim almak üzere Büyükadaya geliyor ama TÜGVA  çıkmamakta direniyor. Devletin polisi aldığı emir gereği belediyenin yeri teslim almasını önlüyor, biraz arbede de yaşanıyor. TÜGVA’nın koruyucusu merkezi yönetimin kolluk gücü polis, karşısında da İstanbul Büyükşehir Belediyesinin zabıta ekibi. İki kamu kurumu karşı karşıya...

TÜGVA’nın Marifetleri

Daha sonra sosyal medyada TÜGVA’nın bir yemin töreni ile karşılaşıyoruz. Cumhurbaşkanının oğlu Bilal Erdoğan kürsüde, TÜGVAcılar yemin ediyor. Biz TÜGVA erleri diye başlayan yeminde, “Ben TÜGVA’lıyım. Her yerde ben varım. Havada, karada, denizde, İdlip’de, Filistin’de... Adalar’da, adalarda, adalarda diye devam ediyor, başkomutan Erdoğan diye de bitiyor.

Anlaşılması zor bir durum var ortada. TÜGVA, gerçekten gençlere yurt imkanı sağlayan, burs veren bir vakıf mı? Yoksa İdlip’de, Filistin’de, Adalar’da direniş yapan bir örgüt mü? AKP iktidarının desteği ile kurulmuş, palazlanmış, bir nevi kamunun imkanlarını hortumlamış, yöneticileri işe gitmeden maaş almış bir vakıf, böyle bir yemini niye eder? Bu örgüt başkomutanı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ismini nasıl kullanabilir?

Öte yandan gazeteci Metin Cihan twitter hesabından TÜGVA’ya ilişkin bazı iddialarda bulundu. Gazeteci Cihan, daha önce TÜGVA bünyesinde bulunan bir kişinin gönderdiği belgelere dayanarak; TÜGVA aracılığı ile TSK, emniyet ve yargı içinde kadrolaşmaya gidildiğini iddia etti. Cihan,”TÜGVA belgelerini gazete haberi yapsaydım, paralel devlet yapılanması başlığı atardım. Çocukları cemaat yurduna alırsın, tornadan geçirirsin, sonra da asker, polis kadrolarına gönderirsin. Bilindik bir hikaye. Yeni sezon, TÜGVA versiyonu.” dedi.

Konu sadece TÜGVA ile sınırlı olmayabilir. TÜGVA dışında AKP iktidarı döneminde kurulmuş, iktidar imkanları ile beslenmiş çok sayıda vakıf var.

Normal bir ülkede bu olanlar garip değil mi? Normal bir ülkede bu konular araştırılmaz mı? Savcılar konuya el atmaz mı?

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar