ABD’nin saygın dergilerinden Newsweek’in bu haftaki sayısında Ukrayna Savaşı’yla ilgili sekiz sayfalık bir araştırma dosyası yayımlandı. Dosyanın başlığı “CIA Neyi Bilmiyor?”
Önce küçük bir özet vereyim. Newsweek’in araştırmasından anlaşılıyor ki Rusya ve ABD Ukrayna Savaşı öncesi ciddi müzakereler yapmış; tıpkı Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi. Yani Soğuk Savaş döneminde de ABD ve Sovyetler Birliği her krizin eşiğine geldiklerinde kapalı kapılar arkasında oturup konuşmuşlar ve krizin bir dünya savaşına dönmemesi için çözümler üretmişler.
Ancak 24 Şubat 2022’de Rusya Silahlı Kuvvetleri’nin Ukrayna’nın doğu bölgelerini istila girişimiyle başlayan savaş pek Soğuk Savaş döneminde yaşanan krizlere benzemiyor gibi. Çünkü burada bir üçüncü unsur, yani Ukrayna ‘nın komedyen devlet başkanı Volodimir Zelensky var. Zelensky’nin bu krizde başını kurtarmak için hangi yollara baş vuracağını kestirmek olanaksız gibi.
Bunu Newsweek’e konuşan CIA’in (Amerikan Merkezi Haberalma Örgütü) kimliklerinin açıklanmasını istemeyen ajanları söylemiş. Newsweek’e kimliklerini gizleyerek konuşan ajanlar sahada yani Ukrayna’da yoğun olarak faaliyet gösterdiklerini ve olayların nabzını tutmakya çalıştıklarını anlatmışlar.
Newsweek’in analizi şu cümlelerle başlıyor:
“Ukrayna Savaşı’nın en büyük sırlarından birisi CIA’in konuyla ilgili neyi ne kadar az bildiği. Ajans gerek Zelensky’nin gerekse de Rusya Lideri Vladimir Putin’in aklından geçenlerden pek emin değil. Rusya lideri atlattığı darbe girişiminin ardından karşısındaki en büyük tehditle karşı karşıya kalırken CIA her iki tarafın da ne gibi hamleler yapacağını hesaplamaya çalışıyor. ABD Başkanı Joe Biden ülkesinin ve Ukrayna’nın, Putin savaşın bütün Avrupa’ya yayılıp yeni bir Dünya Savaşı’na yol açacak bir harekette bulunmaması halinde Rusya’yı ve Rus Devleti’nin varlığını tehlikeye atacak hiç bir hamle yapmamalarında kesin kararlı. Biden’ın açık iki koşulu var: Savaş Ukrayna sınırlarının dışına taşırılmayacak ve Rusya nükleer silah kullanmaktan kaçınacak.
“Ancak ABD’nin bu pozisyonu sarsılmış görünüyor. Çünkü işin içine Wagner Grubu’nun patronu Yevgeni Prigojin’in darbe sayılacak baş kaldırı girişimi Moskova’nın elinde başka seçenek kalıp kalmadığı sorusunu gündeme taşıyor.
“Önde gelen bir güvenlik istihbarat yetkilisi Newsweek’e şu kaygılarını dile getirdi: ‘Putin köşeye sıkışmış görünüyor. Aslında CIA Putin’in Ukrayna’da gırlağına kadar batağa battığını çok iyi biliyor da buna karşılık nasıl bir hamle yapacağı kestirilemiyor.’
“Bu güvenlik istihbaratçısına göre Rusya’nin elindeki nükleer silahların büyük olasılıkla Belarus’ta konuşlandırıldığı haberleri ve Prigojin’in Ukrayna savaşının parasal maliyetinin ne kadar büyük olduğunu açıklaması göz önüne alındığında çok hassas bir dönemden geçildiği apaçık ortada. Yetkili şu bilgileri de özellikle vurguluyor:’Artık önemli olan savaş alanının dışında neler olduğu. İki taraf da hamlelerini sınırlandıracaklarını söylüyor. Ancak bu sözlerin tutulmasını sağlamak işi de ABD’ye düşüyor.”
MÜTTEFİK OLMAYAN MÜTTEFİKLER
Newsweek’in araştırma yazısı şu cümlelerle sürüyor:
“CIA uzmanlarına göre bu savaş kendi alanında bir ilk. Çünkü ABD ve Ukrayna müttefik olmamalarına rağmen savaşta ittifak içindeler. ABD Rusya’ya karşı Ukrayna’ya yardımc ı olsa bile Rusya’yla resmen savaş halinde değil. Dolayısıyla ABD’nin Ukrayna’ya ne kadar yardım yaptığı gizli tutulurken normalde ABD Silahlı Kuvvetleri’nin üstlenmesi gereken işler CIA’e devredilmiş durumda. Ukrayna içindekiler dahil yapılan her şey Biden’ın koyduğu sınırlar içinde kalmak zorunda.”
ZELENSKY VE EKİBİ KONTROLDAN MI ÇIKIYOR
Ama anlaşılan Zelensky’nın Ukrayna’sı Biden’ın koyduğu sınırları ve koşulları pek dinlememiş. Yani geçen yıl Eylül ayında Kuzey Akım boru hattının havaya uçurulması, Moskva amiral gemisinin batırılması gibi ABD’nin “olur”u dışında düzenlenen saldırılar Washington’da can sıkıntısı yaratmış. Anlaşıldığı kadarıyla Washington şimdi ele avuca sığmaz komedyen Zelensky ve şürekasının kontroldan çıkmaya başladığını düşünmeye başlamış. Tevekkeli değil, geçenlerde eski CIA ajanı Scott Ritter Zelensky için, “Gelecek yıl artık tatile çıkacak,” diyordu.
CIA’İN ROLÜ
Yazının bir bölümünde şunlar anlatılıyor:
“CIA, daha başlamadan önce bile savaşın merkezindeydi. Biden ABD’de yönetime gelir gelmez, CIA Başkanı William Burns’ü en zor meseleleri halledecek adamı olarak görevlendirdi. Burns gizli faaliyetlerin ustasıydı. ABD’nin eski Moskova büyükelçisi olarak Burns Ukrayna sorununda özellikle etkili oldu. CIA Rusya’nın Ukrayna operasyonundan üç ay önce sınıra askeri yığınak yapıldığını tespt etmişti. Bunun üstüne Biden Burns’ü, Kremlin’i bir savaş ihtimaline karşı uyrması için Moskova’ya gönderdi. Putin Burns’le yüzyüze görüşmeyi, Soçi’deki evinde kaldığı gerekçesiyle kabul etmedi. Ama Kremlin’deki gizli bir hattan Burns’le telefonda uzun uzun konuştu. Bu görüşmeyle ilgili olarak CIA’nın üst düzey bir yetkilisi şunu anlattı:’Telefon görüşmesi çok başarılı geçmişti. ‘ yani Rusya Ukrayna’yı işgal etmiş olsa da belli noktalarda anlaşmaya varılmış ve uyulma sözü alınmıştı. Daha açık söylemek gerekirse ABD ne doğrudan savaşacak ne de rejim değişikliği isteyecekti. Rusya da Ukrayna saldırısını sınırlı tutacak ve gizli operasyonların kurallarına uyacaktı. Aynı CIA ajanı şunları da ekledi:’Bu casusluk kuralları örneğin, belli sınırları aşmamak, karşılıklı olarak liderler ya da diplomatlara saldırılar düzenlememeyi içerir. Genelde Ruslar bu kurallara riayet etti. ‘“
Yazıda savaş uzadıkça Zelensky’nin daha fazla ağır silah taleplerinin arttığına, başarılı lobiciliği sayesinde büyük ölçüde destek sağlayıp ABD’nin silah yardımının artmasını sağladığına dikkat çekilerek şu ifade kullanılıyor:
“CIA’in başını çektiği gizli diplomasi sayesinde Zelensky Ukrayna’nın Rusya’ya açıktan hiç bir saldırıda bulunmayacağı sözünü verdi.”
MOSKOVA AKKA’DAN ÇEKİLİYOR
Burada bir ekleme daha yapayım. Geçtiğimiz Haziran’da, Moskova 1990’da NATO’yla imzaladığı Avrupa’da Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaşması’ndan (AKKA) çekilme kararı aldı. Paris’te 1990’da 16 NATO ve 6 Varşova Paktı ülkesi arasında imzalanan AKKA taraf ülkelerin konvansiyonel silahlı kuvvetlerine sınırlamalar getiriyordu. Rusya’nın antlaşmadan çekilme gerekçesi yeni üye alınan ülkelerin, bünyelerinde konuşlu konvansiyonel silahları sınırlamadan NATO’ya müttefik kabul edilmeleriydi. Rusya antlaşmadan resmen önümüzdeki Kasım’da çekiliyor.
Yazıya dönersek... Acaba Moskova AKKA’dan çekilerek nükleer kartını göstermeden ABD’ye rest mi çekmek istedi yoksa işi sonuna kadar götüreceği sinyalini mi verdi? Prigojin’in isyanı, Kremlin içinde Ukrayna Savaşı’nda üst üste alınan darbelerin yarattığı huzursuzluklar yüzünden iyice köşeye sıkıştığı anlaşılan Putin’in de iktidarda ömrünün çok fazla uzun olamayacağı sinyalleri alınıyor. Ancak şunu unutmamak gerek. Rusya’da bir devlet geleneği var. Yönetimler kişilerle kaim değil. Bir Putin gider, bir Putin gelir. Ama her durumda da olan Rusya’ya oluyor.
Yorum Yazın