Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu


Vali efendi Anayasa’yı ihlal ederse

Vali efendi Anayasa’yı ihlal ederse

Geçen yıl Amasya’ya atanan Yılmaz Doruk isimli bir vali var. Bu vali bey atandığı aydan itibaren Amasya’daki içkili mekanlara ve tekel bayilerine savaş açmış. Bütün içki ruhsatlarını iptal ediyormuş. Son olarak da Amasya’nın simgelerinden sayılan ve arazisi İl Özel İdaresi’ne ait olan Ali Kaya lokantasının kira sözleşmesini iptal etmiş. Amasyalılar Ali Kaya lokantasının içki servisi yapması nedeniyle kira sözleşmesinin iptal edilmesine çok sert tepkililer. Bu vali kendini Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin mi yoksa AKP’nin valisi mi olarak görüyor? Doğrusu merak ettim.

Artı Gerçek haber sitesinin haberi şöyle:

“Amasya’da turizmciler son yıllarda içki ruhsatı alamamaktan ve içkili işletmelerin bir bir kapanmasından şikayetçi. Turizmciler Amasya Valisi Yılmaz Doruk’un tutumunu eleştirirken geçtiğimiz hafta TÜGVA,İHH, Ensar Vakfı gibi iktidara yakın dernek ve vakıfların içinde bulunduğu Gönüllü kuruluşlar Birliği (GÖKBİR) yaptığı açıklamayla içkili işletmelerin kapatılmasını istedi. Açıklamada, içkili mekanların ‘Amasya’nın manevi atmosferine zarar verdiği’ savunuldu.  

“Kentte son yıllarda bir çok tekel bayii ruhsat alamazken içkili hizmet veren Grand Pasha, Strabon Bar gibi turistik tesislerin ruhsatları iptal edildi. Yalıboyu’ndaki Avukatlar Evi’ne de içki ruhsatı verilmedi. Bunun son örneği de 70 yıldır hizmet veren, yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası Ali Kaya Restoran oldu. Mülkiyeti İl Özel İdaresi’ne ait olan Ali Kaya Restoran’ın kira sözleşmesi 13 Nisan’da doldu. Valilik, içkili bir restoran olan Ali Kaya’nın sözleşmesini yenilemedi. İşletmenin talebi doğrultusunda sözleşme 120 gün uzatıldı. Sürenin 13 Ağustos’ta dolmasının ardından restorana tahliye yazısı gönderildi.

“Ali Kaya Restoran’ın işletme müdürü Davut Keleş,’Vali beyin içkili işletmelere karşı tutumu belli. İçkili restoran, otel istemiyor. Bence vali beyin esas amacı içkiyi kaldırmak, burayı gastronomi mutfağı yapıp Amasya yöresine ait yemekler sunmak. Kafe tarzında işletmek istiyor,’ dedi. “

Haberde, Amasya Turizm Derneği Başkanı Emre Mısırlı’nın şu tepkisi de yer alıyor:

“Geleceğini turizmde arayan ve belli bir seviyeye gelen Amasya ve Amasyalı, yasaklarla, kapatmalarla, verilmeyen ruhsatlarla kamuoyunda gündem olmaya başladı. Amasya’ya sahip çıkmak yasakla, kapatmayla değil, Amasya’nın hedeflediği yönde doğru kararlarla, doğru icraatla olur. Hiç kimse Amasya’ya ve Amasyalı’nın yaşam tarzına yönelik dayatmalara kalkmamalıdır.” Mısırlıoğlu ayrıca, geçen yıl Amasya’ya 800 bin turist gittiğini, bu sayıyı bir milyona çıkarmayı hedeflerken bu tür yasaklarla karşılaştıklarını, sözkonusu dayatmalarla turizmin geliştirilmesinin hayal olduğunu da ekliyor. Artı Gerçek’in haberinde Amasyalı turizm işletmecilerinin tepkileri ve feveranları da yer alıyor.

Bunları kaleme aldıktan sonra has Amasyalı Ermeni dostum Ohannik Akopcan’ın, doğup büyüdüğü memleketinin nereden nereye geldiğini anlatan  yazısını sizlerle paylaşmak isterim:

“Memleketim Amasya’da Geride Kalan Şarap ve Rakı Kültürü

Son günlerde Amasya’da konu edilen bir olay da Amasya’nın belki en turistik mekanı olan Ali Kaya merhumun içki de içilebilen lokantasının yerel idare baskısıyla kapatılması oldu.

“Ali Kaya’nın lokantası Amasya’da Çakallar mevkiinde, şehre panoramik bakışı olan çok güzel bir mekanda. Kapatılma sebebinin içki içilebilen bir yer olduğu kanısı hakim. Amasya’da artık bir kaç içki içilebilen mekan kaldı. Bir devrin geride kaldığı acı gerçeği Amasyalılar’ı üzüntüye gark etti.  

“İşin tuhaf tarafı buna müdahil olacak tek merci Amasya Belediyesi’nden tepki olmadı. Acaba olacak mı?

“Bu konuda Amasya’da şarap ve rakı kültürünün 1960’lara kadar yaşayabildiğini hatırlayarak bir kaç söz eklemek isterim.  

“İçki aile çevrelerinde Amasya’da, Osmanlı döneminde yalnız Rum ve Ermeniler tarafından, bilhassa nişan ve düğün kutlamalarında, bunun yanında bağlarda bir kaç aile birleşerek yapılan yemeklerde içilirdi. Amasya’daki yaşayan adap ve görgü kurallarına göre bu içki sofralarında sarhoş olmak, abuk sabuk konuşmak, hele kavga çıkaracak hallere girmek katiyen hoş görülmez, bu hallere düşen biri bir daha o sofralara davet edilmezdi. İnsanların gerçek karakterlerinin içki sofralarında ortaya çıkacağına inanılırdı.

“Şarap kültürünün Amasyalı Ermeniler’de asırlarca evveliyatı vardır. Ermeniler ilk şarabı insanlığa tanıtanın Tufan’dan sonra Nuh peygamberden kaynaklandığına, Nuh’un da Ermeni olduğuna inanırlar.  

“Amasya’da çoğu evde ‘mağaza’ denilen şarap mahzenleri vardı. Yani şarap kendi bağ üzümlerinden yapılır, satın alınmazdı. Amasya üzüm bağlarıyla bir bağ cennetiydi. Her bağın şarabı ayrı içim zevki verirdi. Bugün artık onlarca bağdan arta kalan bağ olduğunu sanmıyorum. Bağlar betonlaştırıldı...ve çok yazık oldu.

“Bu bağlardan aklımda kalanlar şunlar:

Çakallar bağları,

Kirazlıdere bağları,

Cığcığı bağları,

Firingiler bağları,

Ğaraçalukh  (Karaçalık) bağları,

Ğazove (Kazova) bağları,

Akhbilek (Akbilek) bağları,

Dervend bağları...

Bir devir artık gerilerde kaldı. Kemal Tahir merhumun romanlarında kullandığı tabirle ‘yıl artık uğursuzun.’

“Üzgünüm.”

Ya , işte böyle. Amasya’da kadim bir kültür yobaz kafalar eliyle yok ediliyor. Bu arada Amasyalı dostumun sorduğu soruya ben de cevap arıyorum. Amasya’nın, 31 Mart yerel seçimlerinde seçilen CHP’li Belediye Başkanı avukat Turgay Sevindi acaba ne yapıyor? Kendi uhdesinde olması gereken belediye sınırları içinde içki ruhsatı verme yetkisini neden acaba valiliğe devretmiş görünüyor ve sesi soluğu çıkmıyor? Hemen her konuda fikir beyan eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel neden tepkisini ortaya koymuyor?  Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Tarihi Kentler Birliği Başkanı Mansur Yavaş neden susuyor? Amasya Tarihi Kentler Birliği’nin kuruluşundan beri üyesi. Hep birlikte ses verseniz de biz de duysak.

Görevini titizlikle yaptığı söylenen Turizm Bakanı Mehmet Ersoy acaba neden iki kelime etmiyor? Amasya’da valilik marifetiyle turizm batırılıyor, diye feryat ediliyor. Yetkili bakandan ses yok!

Son sözüm de Amasya Valisi Yılmaz Doruk’a. Amasya babanızın çiftliği değil. Gelişmesine katkıda bulunmanız görevleriniz arasında olması gereken Amasya ilimizde turizm sektörü mensuplarının ekmekleriyle oynamak, onların geçim kaynaklarını kurutmak hakkını kendinizde nasıl görüyorsunuz? İsteyen içkisini içer, istemeyen içmez. Size ne? Ha, belki kuru çok daha fazla getiri elde ettiriyordur. Hele de pudra şekeri...

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemez olan dört maddesinden dördüncüsünde yer alan laiklik ilkesini ihlal ettiğinizin farkında mısınız? Bir kere daha hatırlatırım. Siz AKP’nin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin valisisiniz.  Kadim Anadolu topraklarının endemik, önde gelen bitki ve ağaçları bağlar ve zeytinliklerdi. Yobaz kafa hem bağları yok ettirdi, hem de zeytinlikleri. Yetmedi, tarımın bütününü bitirdi. İnşaat sektörüne alan açmak için şarabı (yediğin bütün meyveler barsağında alkole dönüşüyor, haberin var mı yobaz) haram kıldınız. Zeytini de İspanya ve Yunanistan’dan ithal etmeye mecbur bıraktınız. Mercimeği bile Kanada’dan ithal ettirecek duruma düşürdünüz memleketi.

Anadolu, yani Hellence adıyla Anatoli ( doğu, güneşin doğduğu yer anlamında, yobaz kafaların uydurdukları Analar Dolu değil) tarih boyunca pek çok kavmin istilasına uğradı. Bu topraklarda savaşlar verildi. Anlaşılan son savaş istilacı yobazla medeni insan arasında kopacak! 

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar