Ne yönetenler,
Ne de yönetilenler…
Yani,
Ne yukardakiler,
Ne de aşağıdakiler...
Yok aslında,
Birbirimizden farkımız...
Yukardaki,
Uyuşturucudan...
Kaçakçılıktan...
Vergiden...
Araziden...
Dinden, imandan...
Malı götürürken!
Aşağıdaki,
Kömürden...
Makarnadan...
Çaydan...
Kuru ekmekten...
Malı götürüyor!
Yukardaki,
Malı her götürüşten sonra,
NAMUS YEMİNİ yapıyor!
Aşağıdaki,
Daima ŞÜKÜR ediyor!
Azdan azzzz,
Çoktan çooook gidiyor...
Yukardaki,
Rüzgârsız havada dönen,
Fırıldağı üfleyerek,
Cumhuriyetin,
Kazanımlarını süpürüyor!
Aşağıdaki,
Gelmiş geçmiş,
En büyük dolandırıcımız...
En ASALAK yaşayanımız,
SÜLÜN OSMAN’dan ders dinliyor!
Hatırlar mısınız?
Sülün Osman,
Cezaevinde “Alın teri ile yaşamak” konferansı vermişti!!!
ARTIK ÜLKENİN,
Tüm kanal ve kanalizasyonları “kırmızı” akıyor...
İster kan deyin,
İster boya deyin,
İsterse kırmızı şarap akıyor deyin...
Yine hatırlar mısınız?
İtalya Modenya’ya bağlı bir köyde...
Çıkan teknik bir arıza sonrasında,
Tüm musluklardan kırmızı şarap akmıştı...
Eeee!..
Biz Müslümanız!
Şarabı kabul edemeyeceğimize göre,
Acilen,
Temiz su ve suyun rengine ihtiyacımız var!
DE HADİ BAKİMMM!
Başbakanlık yapan,
Ahmet Davutoğlu...
Bakanlık yapan,
Ali Babacan...
Ne demiştiniz?
Biz konuşursak,
Yer yerinden oynar...
Ülke,
Kan ağlıyor...
Tüm musluklar,
Ak değil,
Kırmızı akıyor...
Mafya Babası,
Sedat Peker bile konuştu...
Siz,
Ne zaman konuşacaksınız?
Bir kere olsun,
Ya akıllı olun...
Ya da deli olun...
Çünkü,
Akıllı beyniyle...
Deli yüreğiyle sever...
Ülkeyi seviyorsanız,
Konuşun artık...
Konuşmazsanız...
Alttaki,
Hep duracak...
Üstteki,
Hiç durmayacak...
Yorum Yazın