"Kemal Kılıçdaroğlu “Günümüz İslam Dünyasındaki Meseleler ve Çözüm Yolları” başlığı altında uluslararası bir sempozyumda konuştu. Kılıçdaroğlu Müslüman dünyasındaki meselelerin ve bunlara yönelik çözüm tekliflerinin ortaya konulduğu sempozyumda , İslam dünyasının sorunlarını 15 başlıkta katılımcılarla paylaşarak 4 halkadan oluşan bir çözüm önerisi paketi sundu"
Bu haber size tanıdık geldi değil mi, İstanbul Türk Ocağı şubesinin görevden alınmasına sebep olan sempozyum zannettiniz muhtemelen ama değil yanıldınız.
Yukarıdaki haber 2016 yılına ait ve Kartal Belediyesi'nin internet sitesinde yer alıyor. Yani Kılıçdaroğlu'nun şimdi gündem olan sempozyumun 1.sinde yaptığı konuşmayı veren haberin girişi.
2016'da birincisi yapılan bu sempozyumdan tam 829 sayfalık bir rapor da çıkmış ortaya. O programın 7 kişilik düzenleme komitesi için de şu isimler de yer alıyormuş: O zaman da Türk Ocağı İstanbul Şube Başkanı olan Dr. Cezmi Bayram ve o zamanlar Doçent olan İlyas Topsakal.
https://www.muhalif.com.tr/haber/prof-dr-ilyas-topsakal-kimdir-hayati-ve-biyografisi-59909
İlk toplantıda sunum yapan isimler de tıpkı ikinci toplantıdaki gibi son derece yetkin isimler tabi, mesela ikinci toplantıda olmayan Ak Parti'nin eski Bakanlarından Mustafa Sait Yazıcıoğlu da ilk toplantı da bir sunum yapmış, Tayyar Altıkulaç da danışma kurulunda yer almış, tıpkı her iki toplantıda da görev alan Diyanet işleri eski Başkanlarından Ali Bardakoğlu gibi.
Açıkçası bu 6 yıl önce kimsenin dikkatini çekmeyen ve yine bir CHP Belediyesi tarafından organize edilen sempozyumun bugün ülke gündemine oturması 'Zamanlama manidar' klişesine çok uygun düşüyor. Ama her şekilde bu gün ilgi çekmiş olması güzel, keşke bu ilginin sebebi biraz bilimsel olsaydı.
Yani evet biz bir kaç gündür bu ikinci sempozyumdan bahsediyoruz ama içeriğinden değil. Sempozyuma siyasetten gelen tepkilerden ve düzenleyen Türk Ocakları İstanbul şube yönetiminin görevden alınmasından bahsediyoruz. Oysa ki muhtemelen yine yüzlerce sayfalık bir sonuç bildirgesi çıkacak yakında. Dünyanın birçok yerinden gelen alanlarında yetkin 60'a yakın akademisyen tarafından günümüz İslam dünyasının meseleleri ve çözüm yolları konusunda derin fikirler yer alacak bu sonuç bildirgesinde.
Ama biz, çok özel bir ilgi göstermemiş isek o sempozyumda ne konuşulduğunu bilmiyoruz, kimlerin konuştuğunu da bilmiyoruz. İslam dünyasının bugünkü meseleleri ve çözüm yolları hakkında Avusturya'da, Arnavutluk'tan, Rusya Federasyonundan başka ülkelerden ve Türkiye'den 60'a yakın bilim adamının tespitlerini merak dahi etmiyoruz.
Mesela bu sempozyumun YouTube da yayınlanan görüntüleri var en fazla izleneni 1300 kişi tarafından izlenmiş, ama bu sempozyumun gündemimize gelmesiyle ilgili haberlerin yer aldığı haberlerin her biri 10binlerce kez izlenmiş.
Bu durum bize aslında birkaç mesaj veriyor, birincisi ülkenin yetişmiş bilim adamları yanlarında uluslararası uzmanlarla birlikte hepimizi ilgilendiren bir konuda son derece önemli bir sempozyum düzenliyorlar ama bizim ilgimizi çekmeyi başarmaları için bir kavganın konusu olmaları gerekiyor. Bu bizim bilgiye verdiğimiz, daha doğrusu vermediğimiz değeri net şekilde gösteriyor.
İkincisi bu ülkede konjonktür her şey demektir. 6 sene önce aşağı yukarı aynı şeyler yaşanmış olmasına rağmen en ufak bir tepkiye neden olmayan bir sempozyum sonrası bu sefer kıyamet kopuyor. Yani dün dündür bugün bugündür.
Tespitleriniz çok doğru. Dün dündür bugün bugündür...