Erdoğan kabine toplantısından sonra dedi ki aldığımız yeni vergiler geldikçe kendisini mağdur hissedenlerin durumlarını da düzelteceğiz. Ne zaman yılbaşında, yani önümüzdeki zam dönemine kadar sıkın dişinizi dedi.
Sonra da tasarrufa dikkat çekti. Bu yeni vergiler de zaten halkı mecburen daha tasarruflu hale getirecektir. Anlaşıldığı kadarıyla bu vergilerin asıl ve ulvi amacı da budur.
Geçtiğimiz günlerde ÖTV ve KDV de yapılan artışlarla hele de akaryakıtta yapılan ÖTV artışıyla tetikleme etkisi denen şeyi yani iğneden ipliğe her şeye zam gelmesi hadisesini iliklerine kadar hissetmiş bir toplum olarak bu habere sevindik tabi ama önümüzdeki 6 ay biraz endişe verici. Mesela Ankara'da 10 lira olan dolmuş ücretlerinin 17 lira olarak yüzde yetmiş zamanmış olması gibi durumlar endişemizi besliyor doğal olarak.
Ama aslında paniğe gerek yok. Bunu nerden mi anlıyorum daha 2 gün önce Resmî Gazete’de yayınlanan vergi iadesi kararından. Evet evet yanlış okumadınız vergi iadesi kararı.
Peki biz daha geçenlerde bir sürü yeni vergi yükünü sırtımıza almışken ve vergilerden kaynaklanan zamlarla birlikte alınacak maaş zamları daha alınmadan eksiye düşmüşken, dahası Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından yukarıda tanımlanan emeklinin bir kısmı hiç, bir kısmı da eser miktarda zam almışken, bu vergisi iade edilecek olan ihtiyaç sahipleri de kim ola ki.
Herkesin aklına elbette şu 5 li çete adıyla maruf devamlı vergi affına uğrayan şirketler geliyor böyle durumlarda ama onlara da haksızlık etmemek lazım, çünkü bu sefer onlar değiller, spor kulüpleri
Haber şöyle Resmî Gazete’de yayınlanan karara göre spor kulüplerine vergi iadesi imkanı getirildi. Profesyonel liglerdeki futbolculardan kesilecek vergi ücretlerinin, amatör şubeler ve futbol alt yapılarında kullanılmak üzere kulüplere iade edilmesi yönündeki karar Resmî Gazete'de yayımlandı.
Vatandaş KDV, ÖTV derken iğneden ipliğe her şeye gelen zamla uğraşırken mesela toplam 20.2 milyar borcu olan dört büyüklere vergi indirimi geliyor. Enteresan olan bu kulüplerin neredeyse tamamı her yıl yeniden zarar ediyorlar. Ülkeyi 30 yaş üzeri futbolcu cennetine çevirmeye devam ediyorlar. Her sene toplamda yüz milyonlarca Euro para harcıyorlar. Bütün bunları yapıp Avrupa arenasındaki kupalara ön eleme turlarından itibaren katılabiliyorlar ama yine de vergi iadesi ile ödüllendiriliyorlar.
Hadi üst klasmanda yer alıp kar eden takımları bir tarafa bırakalım ama mesela Porto, Benfica, Lille ve Ajax gibi transferden büyük karlar elde eden takımlar Avrupa'da çok daha başarılı sonuçlar alırken bizimkiler neden hem zarar edip hem borçlanıp hem de istisnai şekilde başarılı olabiliyor diye hiç düşündünüz mü?
Devletimiz düşünmüş demiş ki alt yapıdan oyuncu çıkarmıyorlar o zaman vergilerini iade edelim alt yapılar için kullansınlar, oyuncu yetiştirsinler ve kendilerini kurtarsınlar. Peki bunu ilk defa mi yapmış devletimiz elbette hayır daha bir kaç yıl önce yine yaptı ama alt yapılarda öyle enteresan bir gelişme olmadı. (Arda Güler hariç)
Bu sefer olur mu o paralar doğru yerde harcanır mı? Emin değilim ama umarım. His öyle olsa bile amatör branşlara ve altyapıya zaten harcanacak olan paralar harcamayacağı için yine kulüplerin harcama limitleri konusunda ellerinin bollaşacağı kesin.
Elbette her spor kulübünün amatör branş yükü de birbirinden çok farklı. Mesela basketbol da amatör branş ve birçok spor kulübünün böyle bir şubesi yok. Ama var olanlar hele de Avrupa arenasında boy gösterenler orada da mecbur olmasalar yerli oyuncu oynatmayacak alt yapıdan oyuncu çıkarmayacaklar.
Neticede üretime dayalı olduğu söylenen yeni ekonomik modelimizin neredeyse hiç üretim yapmamak niyetinde olan spor kulüplerinin vergilerini iade edip vergileri halkın sırtına sarmaya devam etmesi sanki hala biraz itibardan tasarruf olmaz mantığının devam ettiğine delalet eder gibi.
Yorum Yazın