Aslına bakarsanız üniversite sınavlarında baraj kalktı demek zorunlu eğitimi 12 değil 16 yıla çıkardık demek.
Ben bahsi biraz daha artırıyor ve üniversitelerde de ilk ve orta okullarda olduğu gibi sınıfta kalmayı da kaldırmayı öneriyorum. Herkesi üniversite öğrencisi yapmakla yetinmeyelim, mezun olmalarını da garanti edelim bence. Artık genç işsizlerimiz daha da nitelikli olsun böylece. Ancak hatırlatmak gerekir ki sonuçlarına hep beraber katlanmak zorunda kalacağız.
Son karar 'Aman kimse dışarıda kalmasın' şeklinde okunabileceği gibi 'Aman kurduğumuz ve kimsenin itibar etmediği mahalle üniversitelerimiz boş kalmasın' şeklinde de okunabilir.
Ne yazık ki ikincisi de birincisine sebep olacağından hiç de iyi bir şey olarak yorumlamak mümkün değil. Bahsedilen barajları geçemeyen bir genci kimsenin itibar etmediği bir üniversiteye yerleştirmek onun hayatında 4 yıl değil belki de ömür boyu sürecek bir kayboluşa neden olabilir.
O çocuklar zaten yeterli ya da uygun bir hazır bulunuşluk içinde değiller. Üniversitede geçirecekleri yılların o çocuklara bir şey kazandırma ihtimali yok. Önce kaybedilecek olan en az dört yıl ve ardından alacakları diploma yüzünden kaybedilecek yıllar...
Barajın kaldırılarak girilmesi sağlanacak üniversitelerden alınabilecek diplomaların o çocukların üzerine yükleyeceği ciddi bir yük olacak. Çok daha kolay ve erken iş bulmaları mümkünken hem zaman kaybedecekler hem de zaten istihdam şansı olmadığı için boş kalan okullardan mezun olup diploması ile müsavi bir iş arayarak belki de müzmin işsiz haline gelecekler.
Daha önce de yazdım. Dünyanın nüfusuna oranla en çok üniversite öğrencisine sahip ülkelerden biriyiz. Almanya'nın iki katı İngiltere ve Fransa'nın üç katı kadar üniversite öğrencimiz var. Bu sebeple yurtlarımız yetersiz kaldı mesela. Bu sebeple ara eleman bulunamıyor. Teknisyen mühendisten kıymetli hale geliyor.
Durumu bir planlama hatası şeklinde değerlendiriyordum aslında ama bu son kararla anlıyorum ki bu bir hata değil. Kasıt
Mesela işsizlik haline geçişte en az 4 yıl kazandırabilecek bir bekleme salonu. 18 yaşında işsiz kalıp umut besleme ihtimali de olmayan bir gençle, 22 yaşına gelmiş ve kendisine umut gibi gösterilen bir kağıt parçası verilmiş bir genç arasındaki farkın talep ve tercih edildiği bir kasıt.
Kısa bir süre önce yaşadığım bir olayı burada anlatmak isterim. Farklı bir alanda akademik kariyeri olduğu halde bir taşra üniversitesinin mühendislik fakültelerinden birinde profesör olan bir arkadaşla tanıştım. Üniversitenin yeri nedeniyle ekstra maaş da alan bu arkadaş bulunduğu bölümde 50 civarı akademisyen olduğunu ve hiç öğrencinin olmadığını söyledi. Şimdi baraj kaldırıldığına göre o okullar da öğrenci bulacak demek ki ne güzel. Zaten durumu anlamak için böyle bir yaşanmışlık da gerekmiyordu aslında. Sayıştay raporları öğrencisiz birçok bölümden bahsediyordu.
Elbette işin tek boyutu bu değil. Çalışıp çabalayıp önemli üniversitelere girmeyi başaran öğrencilerle yeterli bir hazır bulunuşluk durumunda bile olmayan öğrenciler arasında işe girerken yaşanabilecek mülakat sıkıntıları da şu an gençlerin kafasını karıştırmaya başlamıştır bile.
Öyle şey olmaz da diyemezsiniz. Çünkü o genç, babasının biraz daha fazla prim yatırarak 1500 yerine 2000 lira emekli maaşı alırken son yapılan zamlarla kendisinden daha az prim yatıran ve 1500 lira alan bir emekli ile 2500 lirada eşitlendiğini kısa bir süre önce gördü. Madem böyle bir eşitleme apaçık yapılıyor ve kimse sorgulamıyor o zaman kapalı kapılar ardında yapılan bir mülakatta yapılabilecek bir eşitlemeyi kim nasıl engelleyecek?
olaya hiç bu açıdan bakmamaıştım.teşekkür ederim
Güzel tespitler kalemine yüreğine sağlık
yeterince mezun kalmadı herhalde yandaşlardan daha düşük zekalıları işe almak için şartları hazırlıyorlar.
Doğruya doğru... İşsizlik oranının düşmesi de cabası.!