Muhalif. Özel
Röportaj: Gülru Çongar Gezen
Editörün notu: Sayısal bir zekanın duygusal farkındalıkla birleşimi, köklü bir aile, iyi eğitimli ve yüksek kültürlü bir İstanbullu. Bizim mesleğin de böyle bir yanı var işte, özel biriyle buluşunca bir kahve sohbetini bile habere ya da röportaja çevirme isteği. Kahve sohbetimizi kaydetmemize izin verdi İsak Nino Debehar, 46 yıllık sigortacı, 550 yıllık İstanbullu ailenin ferdi, Musevi bir Türk vatandaşı. Onunla sohbet ettikçe anladım Muhalif’te yazdığı yazıların neden hep çok sevildiğini. Hayata karşı pozitif, bilginin paylaşılmasını savunan dopdolu bir insan. Klüp dizisi, varlık vergisi diye başlayan sohbet aldı başını gitti. Çok da keyifli oldu. Buyrun İsak Nino ile kahve sohbetimize;
Nino: Napolyon hariç, nedendir bilmiyorum o Yahudileri çok tutarmış, Fransızlar Yahudileri vatandaş görmediler çok uzun zaman. Zaten Yahudiler tarih boyunca Fransa’dan defalarca kovuldular, ekonomi kötü gidince geri alındılar. Ve her seferinde ekonomileri düzeldi. Çok enteresandır Yahudilerin faal olduğu ülkelerde ekonomi yükseliyor. Aslında Türk Yahudileri Türk’tür, Arap Yahudileri Araptır. Alman Yahudileri Almandır.
Yahudi mi Musevi mi? Biz her ikisini de kullanıyoruz ama doğrusu hangisi?
Türkiye’de 2 kelime var ama dünyada jewish denir. Birçok dilde tek kelimedir karşılığı. Ben Türkiye’de Musevi cemaatinde dış ilişkilere baktım, sanki bir elçilik gibi çalıştık. Amerika’da senatörlerle tanıştığımda bana my Turkish friend diye hitap ettiler. Dünyayı dolaştığımda ya da İsrail’e gittiğimde ben Türküm. Ama kendi ülkeme geldiğimde Türk değilim (kahkaha atıyor). Çok tuhaf! Ben bunun mücadelesini yaptım hayatım boyunca. Çünkü Atatürk ne dedi? Ne mutlu Türküm diyene dedi, olana demedi. Ben bunu SHP’nin kurultayında da dile getirmiştim. Kim gerçekten Türk? Hiçbirimiz. Bugünkü Amerika gibi, ülkede bütün dünyadan insanlar var ama Amerikalıyım diyorlar. 350 milyondan bahsediyoruz, ırkçı da var ama ırkçılığa sesini yükselten de var.
Türkiye’de de durum benzer. Bosnalı çok arkadaşım var Müslümanlar ama Türk değiller. Kuzeye gittiğimizde Rize’ye Ardahan’a, kişilerin fiziki yapılarında bile Gürcü etkisi görülüyor. Bu birleşmeler zenginliktir aslında. Ama Türkiye bunu din olarak da ayırdı. Gayri Müslimleri yok saydı. Takas mesela, Atatürk’ün acele bir kararıdır. Buradan işi bilen, çalışan, bilgili bireyleri yolladı. Giden Rumlar Helen değildi, eski Romalıydılar. Oraya gittiklerinde ise Türk oldular. Sorunuza gelince, Museviler de Yahudiler de bunu çözebilmiş değil.
Yahudilik nedir? Irk mı, tanım mı, millet mi?
Dış ilişkilere bakarken World Jewish kongresi vardı buradan 8 kişilik heyet gittik. Konu da buydu. Yahudilik nedir? Irk mı, tanım mı, millet mi? 1000 kişi vardı kongrede ve bir tanım çıkmadı. Musevi dininden olan Türkler var. Hazar Türkleri mesela, Azerbaycan’da dağ köylerinde Museviler var ama aslında Hazar Türkleri. Afrika’da bir kabile çıktı Museviliği tatbik eden ama bunun farkında bile değiller, tanım olarak Museviliği bilmiyorlar bile. Nepal de bir kabile var aynı Musevi bayramları gibi kutluyorlar bayramlarını ama 3000 senedir oradalar. Küba’daki Museviler Osmanlı musevisi ve hala eski Türkçeyi biliyorlar.
Cumhuriyet istemedi Gayrimüslimleri
İsrail’de bir geri dönüş kanunu var. Dünyadaki bütün Museviler istedikleri takdirde ben geri dönüyorum deyip İsrail’e yerleşebilir. 1940’lı yıllarda buradan 50 bin kişi gitti ama o zamanlar buradaki Musevi cemaati çok fakirdi. Ertesi gün yemek yiyecek paraları yoktu %90’ının. Varlık vergisiyle hiçbir şeyleri kalmamıştı.
Cumhuriyet istemedi Gayrimüslimleri… Bence yanlış yaptı. 1924’de Anadolu ajansı sadece Yahudi oldukları için 24 kişiyi işten attı sonra ilan verdi Fransızca İngilizce bilen aranıyor diye. Sami Kohen başvurdu ve tabii alınmadı işe.
Ben Cervantes İspanyolcası konuşan son nesilim
Türkiye’ye Kuzeyden gelen çok az var, geneli İspanyol Yahudi’si, Almanlar hangi dinden olursa olsun üstün ırk görürler kendilerini. Buraya gelen Alman Musevi profesörleri buradaki Musevilerle hiç karışmadılar- görüşmediler bile! Düşük görüyorlardı diğerlerini…
46 yıllık sigortacıyım
Patronlar bile geçinemiyor. Benim işimde 25 kişi çalışıyor. Onları düşünmesem çoktan satardım işi. Çünkü sigorta çok nankör bir iş, 46 sene oldu. Teknik Üniversite’den mezun oldum. İlk babamla çalıştım ama pek anlaşamadık, yollarımız ayrıldı. Çok disiplinli bir adamdı. Annem ise sosyal, tüm mahalleyi tanıyan, hiç insan ayırmayan biriydi, ben anneme benzemişim. Eşim bir Amerikan şirketinde asistandı, iyi maaş alıyordu.. Sonra kitap satma işine girişti bir arkadaşıyla ve hiç satamadılar. 20 kilo kitap taşıyıp duruyorlar. Bende dalga geçtim onlarla. Hah kolaysa sen yap dedi bana, yaptım. Babama gittim yabancı okullarda çocuğu okuyan arkadaşlarını öğrendim. Bin dolarlık kitap satarsam 100 dolar komisyon alıyordum. Bir günde Tahtakale’de 10 bin dolarlık satış yaptım. 1 ayda 3 bin dolar kazandım ve gittim 1000 dolarıyla araba aldım. O firma bana büro açtı. 1 yılda müthiş başarılı yol aldık. Fransız kitaplarının Avrupa stoğunu erittik. O zaman anladım ki ben çok iyi bir satışçıyım. 1971’de cemaatten bir mali müşavir beni İsak Alaton ile bir araya getirdi. Güzel işler yaptık. Şimdiki gençler için de melek yatırımcıları görünce umutlanıyorum. Kendi adıma da şunu söyleyebilirim, farklı dallarda iş yaptım ama her ne yaptıysam keyif alarak yaptım.
Rumlar eğlenmeyi çok iyi bilir
Kulüp 4 bölüm izledim. Kulüp dizisi gerçek bir hikaye, karakterler arasında benim tanıdıklarım da var. Terzi mesela tiyatrocu bizim cemaatte, birçok oyunu var. Dalga geçen, eleştiren piyeslerde yol alıyor. O sektör Rumlarındı. Rumlar eğlenmeyi çok iyi bilir. Ben Kurtuluş’ta büyüdüm, Yahudiler ve Müslümanlar bilmez eğlenmeyi, Rumlar çok iyi bilir. Mutfak ise Ermenilerin uzmanlığı.
1492’den beri İstanbul’dayız
Osmanlı’da Abdülaziz döneminde Üsküdar Hahamı tutuklandı. Yahudiler Babıali’ye yürüdüler, denizden de gelenler olmuş. Padişah Yahudilerin böyle bir eylem yapmasına şaşırmış, bir heyeti kabul etmiş. Heyet din adamımızın diyeti neyse ödeyelim o bizim din adamımız demiş. Padişah hak vermiş, kabul etmiş, diyeti ödeyin ama bir daha buraya yürürseniz kötü olur imasıyla. Osmanlı da sarayda çok Musevi vardı. Benim babaannemin dayısı İsak Molho Paşa, Abdülhamit’in özel doktoru idi. Bugünkü Musevi Hastanesinin kurucuları arasındaydı. O araziyi hediye olarak Abdülhamit verdi cemaate. 4 doktorunun biri hariç hepsi Yahudi’ydi, diğeri de ermeniydi. Padişahın zehirlenmekten korktuğu biliniyor. Belki gayri Müslimlere bu açıdan güveniyordu.
Varlık vergisi
2 çocuğu olan dayımın anlatımına göre; evde 4 tabak, 4 bardak, 4 çatal, 4 bıçak, 4 yer yatağı, 1 masa 4 iskemle bırakıp geri kalan her şeyi almışlar yine de yetmemiş vergiyi ödemeye. Ailesini bırakıp gitmiş Aşkale’de taş kırmaya. Şartlar çok kötüydü ölenler de oldu, yazın ise Eskişehir’e Sivrihisar’a getirilmişler. Türkiye’nin en sıcak yerleri arasındaymış. Bunu bilmiyordum mesela yeni öğrendim.
Karışık evlenmeler
Benim oğlum Hristiyan’la evli, teyzem Müslümanla, öbür teyzem Hristiyan’la, teyzemin oğlu da babadan dolayı Müslümanlığı seçmiştir ne var yani? Ama Dindarların bu konuya bakışı farklı.
Din güzel şeyler söylüyor ama din olmadan da güzel şeyler söyleniyor. Musevi olmayı seviyorum. Bağlıyız birbirimize diye genelleme yapamam ama ben bağlıyım aileme. 24 kuzenim var 4’ü Fransa’da. Benim anne tarafım Çanakkaleli, biri almış benim teyzemi götürmüş Paris’e. Sudan çıkmış balığa dönmüş zavallı kadın. Eniştemse haydudun tekiymiş. Tanımadım hiç ama kadınlara kötü davrananları sevmem ben.
Musevilikte kadın önemli ama yine de cemaatten sayılmıyor, neden?
Çünkü dinler erkek dinidir. Var mı bir tane kadın peygamber? Erkekler yazmış dinleri. Ne zaman yazıldı, kim yazdı? Bu soruları sormaya başladığımızda dindarlar kızıyor.
İlk Hristiyanların hepsi Yahudi’ydi. 270 tane İncil yazıldı. Musevilik daha cazip-kolay hale getirildi başka bir din oldu. Sünnet kaldırıldı, domuz eti serbest bırakıldı neden çünkü sığır eti çok pahalı idi… Muhafazakâr Museviler karşı çıktı, bu dinin de adı Hristiyanlık oldu. Tarihe bakınca birçok şeyin altında ekonomik sebepler var.
Dünyada tüm Yahudi cemaatleri İbranice bilir Türk Musevi cemaati bilmez. Ben de Fransız okulunda okudum, Musevi değil Hristiyan okuluna gittim. Ama şimdiki Musevi okulunu çok beğeniyorum benim gençliğimde kötü bir okuldu.
Bir toz zerresinden fazla değiliz
Zengin sınıflar hayatı yaşar, orta halliler şikayet eder, çok fakirler ise şükreder, hayat böyle… Tüm tek tanrılı dinlerde hep böyle. Bizim hahambaşına sordum tek tanrıya inanmayan cennete mi gider, cehenneme mi? Sen bu soruyu soruyorsan altında bir şey vardır illaki dedi. Dünyanın yarısından fazlası tek tanrıya inanmıyor. Uzak Doğu’nun kendi felsefeleri ve dinleri var. Galakside milyarlarca gezegen varsa bizim dünyamız ve biz insanlar neyiz ki? Ölçebildiğimiz evrende bile bir toz zerresinden fazla değiliz. Hiçbir şey değiliz.
Doktor hatasını toprak örter… anneannem öyle derdi.
Anneannem çok bilge bir kadındı. 8 çocuğu vardı, tam bir çeteydiler, annem ise elebaşları. Bir buluşurlardı ortalık şenlenirdi. Babam ise tam tersi, asla sesini yükseltmedi bize. Ola ki bağıracak olursa herkes susardı. Bir kere tokat yedim babamdan o da yanlışlıkla ama annem hep döverdi bizi… Yaşlanınca inkar etmeye başladı. Babam saraylı bir aileden, annem ise Çanakkale’den, İstanbul’a göre köy sayılır. Babam da köylü derdi anneme. Biz 3 kardeşiz, kız kardeşim canavardır. Endüstri mühendisi. Türk Musevi cemaatinde ilk kadın başkan yardımcısı, ilk vakıfların başkanı olan kadın.
Eşim GS, ben FB formasıyla maça gider yan yana izlerdik
Ben Fenerbahçeliyim, Babam Galatasaray Kongre Üyesi idi. GS Basket takımına seçildiğimde çok mevzuu olmuştu. Vay efendim madem Fenerlisin nasıl oynarsın, nasıl kazanırsın, ya kaybedersen vs… Ne olacak yani, tabi ki kazanmak için giyeceğim o formayı. Biz öyle yetiştik. Eskiden tek stat vardı eşim GS, BEN FB formasıyla maça gider yan yana izlerdik maçları. Şimdi ise aralara duvarlar örülüyor.
Mezun olunca İş bulamadım
Ben isyankâr biriyim. Teknik üniversitede hocalarla sürtüşmelerim meşhurdu. Matematikten bıraktı hatta beni bir profesör. Sebebi ise hatasını düzeltmem. Ama bu matematik, 1 tane doğrusu var. Devre Analizi dersinde; Nino musun Fino musun diyen bir Hocam vardı erken öldü. Eğer ölmeseydi onunla çalışmak ve hatta Profesör olmak isterdim. İyi hoca olurdu benden.
Arkadaşlarım Nino diyor Asıl adım İsak. Bizde 1. Erkek çocuk babanın babasının adını 2. Erkek çocuk annenin babasının adını alır. Artık gençler yapmıyor, biz de bir şey demiyoruz. Büyük babam Nino’yu kullanmama pek kızardı ama 30 yaşında mahkemeye gidip Nino’yu ilave ettik.
Annelerimiz için inanılmaz bir trajedi oldu
Halam inanılmaz snop bir kadındı, 1930’larda Türkiye’den çıkıp tek başına İspanya’ya gidiyor. Mürebbiye oluyor ve zengin bir ailenin çocuklarını eğitiyor. O aile bir gün pazar ayinine çağırınca halamın Musevi olduğunu öğreniyorlar sorun yaşanıyor ve pat terk ediyor orayı. Amcam da Paris’te yaşamış. Ben de yurt dışına gitmeyi düşündüm. Eşim de ben de kabul aldık ABD’den eğitim için. Ama annelerimiz için inanılmaz bir trajedi oldu. Siz giderseniz gelmezseniz dediler ki gelmezdik tabi.
Ah siz kadınlar her şeye karışırsınız. 5 yaşındaki torunum geçen gün Nino dedi senin neden göbeğin çok büyük. Ama erkek torunumun aklına bile gelmez böyle bir eleştiri.
Her konuda kadın kotalarının artırılması gerektiğini savunuyorum. Kadınlar olmazsa biz erkekler yeriz birbirimizi.
İsak Nino Debehar ve Muhalif.com.tr ekibi.