İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4667 %-0.05
36,5241 %-0.22
3.501.531 %2.297
3.071,15 0,58
Ara
MUHALIF GAZETECILIK SAĞLIK Çocuklarda tohum alerjileri giderek artış gösteriyor

Çocuklarda tohum alerjileri giderek artış gösteriyor

Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, son yıllarda artan susam ve tohum alerjilerine karşı artış olduğunu söyledi

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Çocuk İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Bölümünden Doç. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, susam alerjisi ile ilgili, "Susam veya tahin tüketimiyle ağız, boğaz ya da dudaklarda hafif ödem ve şişliğin eşlik ettiği kaşıntı, yanma ya da karıncalanma hissi olabilir." dedi.

Üniversiteden yapılan açıklamada Medipol Mega Üniversite Hastanesi Çocuk İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Bölümünden Doç. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, son yıllarda artan susam ve tohum alerjilerine karşı görüşlerine yer verildi.

Son yıllarda susam, ay çiçeği, haşhaş, balkabağı, hardal ve keten gibi tohumların günlük beslenme programında kullanımının artmasıyla, tohumlarla ilgili alerjik reaksiyonların giderek artan oranlarda bildirildiğini belirten Nacaroğlu, "Çocuk olgularda da birçok yiyeceğe susam ve çeşitli tohumların katılması ve cilt yoluyla maruziyet sebebiyle tohum alerjisinin sıklığı arttığı bildirilmektedir. Susam, çok sayıda gıda maddesine dahil olmasından dolayı alerjik reaksiyonlarından sorumlu en sık tohum olarak karşımıza çıkmaktadır. Susam alerjisi, diyet alışkanlıklarının küreselleşmesi ve vejetaryen-vegan yaşam tarzlarına yönelik genel eğilimin artmasıyla hekimlerin günlük rutininde giderek daha fazla görülmeye başlamıştır." ifadelerini kullandı.

Çocuklarda en sık görülen 4’üncü besin alerjisi

Türkiye'de çocuklarda besin alerjisi dağılımının incelendiği 2020 yılında yapılan bir çalışmada yumurta, süt, fındık alerjisinden sonra susam alerjisinin 4'üncü sıklıkla görüldüğünü belirten Doç. Dr. Nacaroğlu, şunları aktardı:

"Susam alerjisi olan olguların başvuru şikayetlerine bakıldığında susam veya tahin tüketimi takiben ağız, boğaz ya da dudaklarda hafif ödem ve şişliğin eşlik ettiği kaşıntı, yanma ya da karıncalanma hissi olabileceği belirtilmiştir. Daha az sıklıkla boğazda ve göğüste sıkışma hissi, nefes darlığı, kusma, ishal ve bilinç kaybı gibi daha ciddi anafilaksi olarak adlandırdığımız alerjik şok tablosuna neden olabilir. Bazı hastalarda ise cilt yoluyla temasla deride kaşıntı ve kızarıkla giden egzama bulgusuna neden olabilir.

Yine susam tohumlarından farklı olarak susam yağı da içeriğinde sesamol ve sesamin gibi alerjenler içermesinden dolayı alerjik egzamaya neden olabilir. Susam dahil birçok tohum alerjeni; yer fıstığı, kuruyemiş, kivi ve diğer tohumlar ile benzer ortak protein taşımaktadır. Susam çekirdekleri incelendiğinde de; haşhaş tohumu, fındık, kivi ve tahıllar ile çeşitli derecelerde benzer protein yapısına sahip oldukları gösterilmiştir. Aynı zamanda susam ile ceviz, kaju, Avustralya fındığı, Antep fıstığı ve yer fıstığı arasında ortak protein yapıları mevcuttur. Bu besinler arasında ortak protein yapısındaki alerjenlerden ötürü susam alerjisi olan olgular bu gıdaları tükettiği zamanda alerjik reaksiyonlar karşımıza çıkabilir."

Deri ve IgE testleri büyük önem taşıyor

Nacaroğlu, tohum alerjilerinde, alerjik reaksiyondan sorumlu alerjeni bulmada son derece önemli olan kısmın öykünün tam alınması olduğunun altını çizdi.

Ancak tohumların, hastanın farkında olmayacağı şekilde çeşitli yiyeceklerle karıştırılmış olduğu için her zaman akla gelmediğini ifade eden Nacaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu nedenle öykü ve alerji testleri ile bilinen alerjenlerin dışlandığı besin alerjisi hastalarında susam ve diğer tohumlara bağlı alerji olabileceği mutlaka düşünülmelidir. Şikayetlere neden olan alerjeni saptamak için öncelikle deri testi ve kanda alerjene özgü IgE testleri kullanılır. Son yıllarda geliştirilen bileşene dayalı tanı yöntemi ile de birçok besin arasındaki benzer protein yapısından ötürü ortaya çıkan çapraz ilişki gösterilebilir. Kullanılacak test yöntemi hastanın öyküsü ve şikayetleri dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği için bu testler mutlaka alerji kliniklerinde, çocuk alerji uzmanları tarafından yapılmalıdır."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *