Güzelliğin ve estetiğin ne olduğu/ ne olması gerektiği çağlar boyunca tartışıldı, felsefenin, tekstil ve kozmetik sektörünün ve zamanla tıbbın da konusu haline geldi. Günümüzde ince bel hatları, canlı bir yüz görünümü, belirli saç ve ten renkleri akla gelse de tarih boyunca değişen bu güzellik göstergeleri, muhtemelen önümüzdeki yüzyıllarda da farklılaşacak.
YUVARLAK HATLAR VE DOĞURGANLIK
Tarihi MÖ 40.000’li yıllara dayanan Venüs heykelleri, bu dönemin güzellik ve dişilik algısını göstermesi bakımından önemli. Bu çağa ait heykellerde ideal kadın figürü göbekli, iri meme ve kalçalara sahip şekilde canlandırılmaya çalışılmış. İdeal kadın bedeninin simgesi olarak “doğurganlık” özelliğinin vurgulandığı heykeller, çağının güzellik algısının bir örneği kabul edilir.
Daha yakın geçmişte yani MS 100- 130 yıllarında yapıldığı tahmin edilen Milos Venüsü (Yunanlılar bu eserin Afrodit’i simgelediğini kabul eder) ise günümüzdekine biraz daha benzer bir kadın bedenini betimler. Ancak Milos Venüsü’nde de görece geniş kalçalar ve fazla ince olmayan karın bölgesi dikkat çeker.
BEYAZ/SOLUK TEN MODASI
Yaklaşık 16.yüzyıla kadar iri vücut hatları, hafif göbekli ve kadını “güçlü” gösteren detaylar güzel kabul edildi. Bu dönemde küçük memeler, beyaz, soluklaştırılmış ten rengi öne çıktı. Makyaja olan ilginin de bu dönemde başladığını söylemek mümkün. Özellikle Avrupa’da yaygın olan çiçek hastalığının izlerini gizlemek için pudra kullanımı yaygınlaşırken, kırmızı ruj da dönemin üst sınıf kadınları için bir gösterge niteliğindeydi. Bu dönemde açık tenli olmak, soylu kadınları işçi ve kölelerden ayıran görsel özelliklerden biriydi. Öyle ki kadınlar ten renklerinin kararmaması için güneşe bile çıkmıyordu.
İNCE BEL UĞRUNA ÇEKİLEN ÇİLELER
Sanayileşmenin başladığı ve sınıfsal ayrımların keskinleştiği 1800’lere gelindiğinde güzellik algısı değişime uğradı. İnce bel güzelliğin ve zarafetin sembolü haline geldi. Kadınlar ince bel hatlarını ortaya çıkarmak için, çoğu zaman nefes almayı bile zorlaştıracak korseler kullanmaya başladı. Bu korseler karın bölgesini sıkarak beli ince, memeleri de iri ve dolgun gösteriyordu.
Kadınların adeta “kum saati” gibi göründüğü bu dönemde İngiltere’de makyajın yasaklanması, kadınların dudaklarını neredeyse kanatacak kadar ısırarak renklendirmesine de yol açtı.
GÜNÜMÜZDE GÜZELLİK ALGISI
20.yüzyılda korseler kullanımdan kalkıp, kozmetik sektörü gelişmeye başladı. O dönemden günümüze yine ince bel hatları tercih edilen bir görüntü olmaya devam etti. Bir dönem “Sıfır beden” şeklinde bir moda bile ortaya çıktı.
Özellikle 1960’lardan sonra hem moda endüstrisindeki hem de plastik cerrahi alanındaki gelişmeler ivme kazandıkça, geçmiş yüzyılın insanlara acı veren güzellik uygulamaları yerini modern yöntemlere bıraktı. Her ne kadar tek tip beden algısı halen devam etse bazı kıyafet üreticisi ve tasarımcılarının buna karşı çıkmaya başlaması sevindirici bir gelişme. Podyumlarda ve televizyon ekranlarında idealize edilmiş vücut yapısına sahip olmayan kadınların yer alması, çok sayıda kadının kendini iyi hissetmesini sağlıyor.
ÇEKİCİLİK GÜZELLİKTEN DAHA ÖNEMLİ
Fazla kilolar sağlık sorunlarını beraberinde getirebilmekle birlikte, güzel olmaya her zaman engel değildir. Hepsinden öte güzellik, tarih ve coğrafyaya göre değişen bir kavramdır. Bu nedenle önceden tanımlanmış güzellik kriterlerine değil, kendimizi iyi hissettirecek sağlıklı vücut tipine sahip olmak önemli.
Son olarak çekicilik, güzellikten daha önemlidir. Bu da kendinle barışık, güzel gülen, mutlu insanların taşıdığı bir enerjidir. Önce mutluluk, sonra güzellik!...