İstanbul
Açık
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,8710 %0.23
37,3526 %-0.08
105.217,58 %1.648
3.222,57 0,22
Ara
Muhalif. SAĞLIK Hastalıklara yol açan toksinlerden nasıl kurtuluruz?

Hastalıklara yol açan toksinlerden nasıl kurtuluruz?

Günümüzde ölümlerin %70'i kronik hastalıklar sebebiyle gerçekleşiyor. Kronik hastalıkların temelinde yatan inflamasyonun ve toksin yükünün azaltılması için detoksifikasyon çok önemli. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Zeynep Tartan zararlı toksinlerin vücudumuzdan atılmasını kolaylaştırmak için yapılması gerekenleri anlattı.

Okunma Süresi: 2 dk

'Modern hayatla birlikte hava kirliliği, yaşam şekli gibi çevresel faktörlere bağlı olarak toksik maruziyet giderek artmakta. Bunlara ek olarak vücudumuzun günlük metabolizması da toksin oluşturuyor. Bu noktada toksinlerin vücudumuzdan atılması sağlığımız açısından kritik öneme sahip. Toksin atılımında ise bağırsaklar ve karaciğer ana rol oynuyor.

Günümüzde detoks olarak kısaltılan ve bu şekilde yaygın kullanımı olan Detoksifikasyon, hastalıkların temelinde yatan inflamasyonun ve toksin yükünün azaltılması için en temel basamağı oluşturur. Toksinleri vücuttan atmada kritik role sahip organlarımızdan biri karaciğerdir. Karaciğerde gerçekleşen detoks evreleri olan faz I’de toksinler aktif hale getirilir ve saldırgan ara metabolitler ortaya çıkar. Sonrasında faz II’de bu aktif toksinler işlenir ve vücuttan atılabilir hale getirilir.

Burada vücudun inflamasyonu ve toksin atılımını yönetebilmesi için ikisi arasında denge oldukça kritiktir. Faz II yeterince hızlı çalışmıyorsa ara metabolitler birikecek ve oksidatif hasara sebep olacaktır. Bu oksidatif hasar kronik inflamasyona ya da organ düzeyinde hasara sebep olabilir. Detoksifikasyon sisteminin önemi göz önüne alındığında karaciğerimize iyi bakmanın ne kadar hassas  olduğunu görüyoruz.

Karaciğerimize iyi bakmanın yolu karaciğer dostu besinler tüketmekten geçiyor. Karaciğer dostu besinler genel olarak sebzeler ve daha çok koyu yeşil yapraklı sebze ailesinden oluşur. Ancak bunların içinde özel bir grup ise karaciğer Faz II detoksu başta olmak üzere çok özel bir yere sahip. Bunlar devedikeni, karahindiba, brokoli ve kolin içeriği zengin olan yiyecekler. Ancak modern tarımla birlikte bu besinlerin içerikleri de zenginliğini kaybedebileceği için standardize ve güvenilir ekstrelerden hazırlanmış gıda takviyeleriyle detoks sistemimizi ve karaciğer fonksiyonlarımızı destekleyebiliriz.

Karaciğer dostu olarak tanımlanan besinlerin tamamı brokolinin içeriğinde mevcut. Örneğin enginar güçlü bir antioksidatif ve antibakteriyeldir. Safranın üretimini ve atılım hızını artıran aktivite göstererek yağ sindirimini kolaylaştırır. Ayrıca kolesterolün kontrol altında tutulmasına yardımcı olur. Karahindiba, içerdiği aktif bileşenler ile safra akışkanlığını ikiye katlayabilir, böylece toksinlerin atılımını destekler. Deve dikeni, aktif bileşen olarak silimarin içerir. Silimarin, karaciğer hücrelerindeki glutatyonu artırarak antioksidan aktiviteyi destekler. Aynı zamanda karaciğer hücre zarlarını güçlendirerek koruyucu etki sağlar. Et, balık ve yumurta kolin kaynağı besinlerdir. Yağ metabolizmasına ve karaciğer fonksiyonlarının korunmasına katkıda bulunur.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *