İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4885 %0.05
36,6405 %0.21
3.525.881 %2.291
3.077,11 0,09
Ara
MUHALIF GAZETECILIK YAŞAM Koruyucu aile olma ile evlat edinme konusu arasındaki hukuki farklılıklar nelerdir?

Koruyucu aile olma ile evlat edinme konusu arasındaki hukuki farklılıklar nelerdir?

Çocuğun koruyucu aile yanına yerleştirilmesinin amacı; korunmaya muhtaç çocukların sağlıklı bir aile ortamında korunmalarını sağlamak, maddî ve manevi açıdan gelişimlerini desteklemektir. İşte detaylar...

KORUYUCU AİLEYE VERİLEN ÇOCUK, MİRASÇI OLMAZ 

Çocuğun koruyucu aileye verilmesi ile evlat edinilmesi birbirinden farklı durumlardır. Evlat edinmede çocuk, yapay soy bağı ile evlat edinene bağlanmış olur. Bu durumda hukuken evlatlığın, evlat edinenin biyolojik çocuklarından kural olarak farkı olmaz. Dolayısıyla çocuk, 18 yaşından küçükse kendisini evlat edinen ebeveynlerin soyadını alır ve yaş şartı aranmaksızın ailenin mirasçısı olur. Koruyucu aileye verilen çocuk ise koruyucu ailesine mirasçı olmaz.


BEKAR OLMAK, KORUYUCU AİLELİKTE ENGEL DEĞİL 

İsmi koruyucu aile olarak geçiyor olsa da koruyucu aile olmak isteyen kişilerin evli veya bekâr olmasının, tek başına ya da bir aile hâlinde yaşıyor olmasının bir önemi yoktur. Koruyucu aile statüsünde olacak bireyler, mutlaka 25-65 yaş aralığında, Türk vatandaşı ve sürekli Türkiye’de ikamet ediyor olmalıdır. Büyük yaş farkı olan çocuk-aile eşleşmeleri, uyumsuzluğa yol açarak çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Biyolojik çocuğa sahip olmak da koruyucu aile olma açısından engel oluşturmamakla birlikte, çocuğun yüksek yararı için göz önünde bulundurulması gereken hususlar arasındadır. En az ilkokul mezunu ve düzenli bir gelire sahip olmak da koruyucu aileler için aranan şartlar arasındadır.


ÇOCUK MAHKEMELERİ KARARLARI ALIR

Bu konuda görevli mahkeme çocuk mahkemesidir. Herhangi bir uyuşmazlık söz konusu olmasa da çocuk hakkında korunma kararı alınması için gerekli sebebi öğrenen her ilgili, adli makamları konudan haberdar etmelidir. Bu kimse yerine göre, çocuğun komşusu, akrabası veya öğretmeni olabilir. O yerin en büyük mülki idare amiri, köy muhtarı, sağlık çalışanları, kolluk, belediye ve zabıta memurları bildirimi yapmakla yükümlüdür.  Mahkeme bir kuruma ya da aile yanına yerleştirme kararı verdikten sonra, Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü tarafından hangi tedbirin uygulanacağı belirlenir. Koruyucu aile olmak isteyen vatandaşlar da Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü’ne başvuruda bulunur. İlgili incelemeler yapıldıktan ve koruyucu aile bir dizi eğitimden geçtikten sonra çocuk koruyucu aileye teslim edilir.


AİLE OLMA KARARI, SORUMLULUK BİLİNCİYLE VERİLMELİ

Korunmaya muhtaç çocukların gözetilmesi, devletin olduğu kadar vatandaşların da en önemli görevlerindendir. Ancak koruyucu aile olmak isteyenlerin, bu statüye girmenin son derece önemli olduğunu idrak ederek adım atmaları gerekir. Koruyucu aile desteğine verilen çocuk, kendi aile ortamında bulamadığı maddi ve duygusal eksiklikleri tamamlayacağı inancı ile koruyucu ailesine gelir. Çocukluk çağında yaşadığı travmaları onlarla aşmaya çalışır. Merhamet duygusuyla anlık kararlar vermek, çocukla belli bir süre geçirdikten sonra koruyucu aile olma kararından vazgeçmek, ilk zamanlarda büyük ilgi göstererek sonradan çocuğu duygusal yalnızlığa itmek, biyolojik çocuk ile korunan çocuk arasında ayrımcı muamelelerde bulunmak ortaya çıkabilecek sakıncalardan bazılarıdır” diyerek koruyucu aile olma kararı verilirken büyük bir sorumluluk bilinciyle hareket edilmesi ve bu kararın bir başkasının hayatında çok önemli sonuçlara sebep olacağının unutulmaması gerekiyor.
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *