Cennette 3 gün geçirdikten sonra dünyaya geri gönderilen öğretileriyle başkalarına yardım eden bir kariyer inşa ettiğini söyleyen Poole, gelecekle ilişkin keşiflerini paylaştı.
Küçük yaşlardan itibaren fiziksel, zihinsel, cinsel ve duygusal istismara maruz kaldığını belirten manevi ve kişisel güçlenme koçu, ”bunun onu bir enkaz haline getirirken aynı zamanda maneviyata da yaklaştırdığını” ifade etti.
Yazar, 20’li yaşlarında aşırı dozda ilaç aldığını ve cennet benzeri bir ”ruhlar alemine” nakledildiğini, gittiği yerde kendisine insanlığın geleceğine dair vizyonlar verildiğini iddia etti.
Poole, ”Birden rehberlerimi ve meleklerimi etrafımda gördüm ve sonra beni kaldırdılar ve yükseklere çıkardılar. Sadece ’Eve gidiyorum’ dediğimi ve onların da ’Hayır, senin zamanın değil. Daha 21 yaşındasın.’ dediklerini hatırlıyorum. 2012 ile 2032 yılları arasında bana insanlık için yeni bir ’Altın Çağ’ın başlangıcı’ olacağı söylendi. Üç gün sonra normal dünyevi bedenime geri döndüm” diye konuştu.
Yazar, insanlığın ’hesaplaşma gününe’ hızla yaklaştığını da ekledi.
Uzmanlara göre Poole’un yaşadığı klinik ölüm (bir şahsın kalbinin atmayı bırakması), insanların ölüm döşeği vizyonları olarak bilinen şeyleri deneyimlemelerine yol açabiliyor.
Bunlar, tipik olarak ölümden sonraki yaşam veya doğaüstü olayların vizyonları olarak tanımlanan berrak, gerçekçi halüsinasyonlardır. Araştırmacılar 2013’te klinik ölüm yaşayan ve hayatta kalan hastaların yaklaşık yüzde 20’sinin bunu yaşadığını belirtti.
Çalışmalar, bu görüntülerin artan beyin aktivitesinin sonucu olduğunu, oksijen ve glikoz eksikliğinin beynimizdeki bilgi işlemeyi aşırı hızlandırdığını gösterdi.
Uzmanlar, ölümle ilişkin duyusal deneyimler (DRSE) olarak da adlandırılan bu halüsinasyonların rahatlatıcı olabileceğini ve hatta insanların hayatlarını anlamlandırmalarına yardımcı olarak geçmiş travmaları iyileştirebileceğini ifade etti.
