İstanbul
Parçalı az bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,8578 %0.23
37,2614 %-0.15
104.679,08 %-0.22
3.234,62 0,59
Ara
Muhalif. YAŞAM Sıcak hava erkeklerde saldırganlığı artırıyor

Sıcak hava erkeklerde saldırganlığı artırıyor

Her iki cinsiyet için sıcak havanın tetiklediği hormonların farklı etkileri olduğunu anlatan Sinirbilim uzmanı Prof. Dr. Sinan Canan, "Özellikle erkeklerde saldırganlığı artırır, bu şiddetin neden yazın arttığını gösterir" dedi.

Okunma Süresi: 4 dk

Sinirbilim uzmanı Prof. Dr. Sinan Canan, sonbaharda havaların kapamasıyla görülen depresyon tipinin benzerinin yaz aylarındaki sıcak artışıyla da yaşanabileceğini söyledi. Canan, beynin çalışmasındaki ritmin güneş ışığına bağlı olduğuna dikkati çekti.

Her iki cinsiyet için sıcak havanın tetiklediği hormonların farklı etkileri olduğunu anlatan Canan, "Özellikle erkeklerde saldırganlığı artırır, bu da genellikle şiddet içeren eylemlerin daha çok neden yaz aylarında görüldüğünü anlatır" dedi.

İklim döngüsündeki değişikliklerden hormonların etkilendiğini ve vücuttaki bütün sistemin değiştiğini anlatan Canan, şöyle devam etti:

"Hormonal sistemi orkestra şefi gibi düşünün, onun çubuğunun ritmi değişirse vücuttaki bütün ritimler de değişiyor. Bunların önemli bir kısmı bizim adapte olabileceğimiz aralıkta ama bazı uç durumlar var ki, özellikle yaşam tarzımız da insani ayarlarımıza çok uygun değilse, biraz hoyratça yaşıyorsak, ki bugün dünya nüfusunun yüzde 80-90'ı böyle yaşıyor, bu durumda bozulan hormon sisteminin fizyolojik ayarlara uyumu gittikçe zorlaşıyor ve bir tetikleyiciyle karşılaştığımızda depresyon, melankoli, bunalım gibi çok çeşitli psikolojik sorunlar yaşayabiliyoruz."

Böyle durumlarda, psikolojik sorunların yanında bedensel sorunların da yaşandığını belirten Canan, "Gastrit, ülser, metabolik hastalıklar, bağışıklık sistemi düşüklükleri, bunların hepsi vücudumuzun adaptasyonda zorlandığı ortamlarda geliştirdiği bir nevi feryat reaksiyonları olarak düşünülebilir." ifadesini kullandı.

İnsan bedeninin yapısının büyük oranda sıcaklık tahliyesi için dizayn edildiğini anlatan Canan, yaşanılan bölgedeki iklime göre yağ dokusu dağılımının, vücut yapılarının değiştiğini kaydetti.

"Artık kış eski kış değil yaz eski yaz değil. Bu ritimler içinde bazen havalar normalden daha sıcak bazen de daha soğuk olabiliyor. Bugün, iklim değişikliğinin çok şiddetli yaşandığı günlerde aşırı sıcağa bağlı birtakım ekstra reaksiyonlar geliştiriyoruz ve bunun etkilerini görüyoruz" ifadelerini kullanan Canan, sıcağın vücutta fazla su kaybına ve vücut iç ısısının yükselmesine sebep olduğunu belirtti.

Her iki cinsiyet için sıcak havanın tetiklediği hormonların farklı etkileri olduğunu anlatan Canan, "Özellikle erkeklerde saldırganlığı artırır, bu da genellikle şiddet içeren eylemlerin daha çok neden yaz aylarında görüldüğünü anlatır. O dönemde insanlar biraz da bu yüzden daha sinirli oluyor ama hanımlarda artan vazopressin bu tarz durumların yanında aşık olmaya sebep oluyor" dedi.

Türkiye tarihinin en sıcak yaz aylarının yaşandığını ve uzun süren sıcakların hormon dengesini değiştirdiğini söyleyen Canan, şunları kaydetti:

"Eğer yaşam tarzınız, beslenme düzeniniz, kişisel ilişkileriniz, yani yaşamınızın geneli de çok ideal koşullarda değilse bunlar ciddi ruhsal, zihinsel ve bedensel çöküşlere sebep olabiliyor ve birtakım hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırabiliyor. Aynı şey soğuk için de geçerli, ortalama sıcaklık çok düştüğünde de geçerli. Özellikle medyada da sıkça gördüğümüz 'yaz depresyonu' gibi haberler de biraz bunlarla alakalı. Yükselen sıcaklıkların yaşam tarzı ve diğer bütün koşullarla birleştiğinde bazı kişilerde yarattığı bir durum bu. Klinik bir tanı değil."

Prof.Dr. Sinan Canan, farklı nedenlerle "tükenmişlik sendromu", "anksiyete atakları" gibi kavramların konuşulduğuna dikkati çekerek, daha çok sonbahar aylarında görülen ve mevsimsel depresyon olarak adlandırılabilecek durumun artık yaz aylarında da görülmeye başladığını belirtti.

Canan, şunları kaydetti:

"Sonbaharda havanın kapanması ve yağmurun gelmesiyle görülen bir depresyon tipi vardır. Burada en bildiğimiz durum olarak beyindeki serotonin hormonu düşer. Tatminsizlik, uyku sorunları, iştah sorunları, hayata karşı isteksizlik, ilişkilerde bozulma, yalnızlaşma isteği, ileri düzeylerinde de yaşamak istememe gibi durumlar belirti gösterebiliyor. Bu durumun benzeri bahsi geçen yaz depresyonunda da çıkıyor."

Canan, her türlü depresyonla mücadele için yapılabileceklere ilişkin şunları kaydetti: "Mesela günlük yarım saat yürüyüş yapmak birçok insanın depresyon skorlarını ölçülebilir derecede düşürüyor. Fiziksel hareket azaldıkça zihinsel atalet de artıyor ve yavaş yavaş zihin sorun çıkarmaya başlıyor. Bizim bedenimiz hareket etmeye ayarlı olduğu için en basit egzersiz istikrarlı olduğu takdirde bedendeki ve zihindeki birçok sorunu ortadan kaldırmaya yardımcı oluyor. Bir diğer taraftan aşırı kalori alımını azaltmak gerekiyor. Sağlıklı yağlar ve dengeli karbonhidrat tüketimiyle ortalama iki haftada dikkatimizin, enerjimizin, ruh halimizin, bedensel performansımızın çokça arttığını hemen görebiliriz. Depresyon genel olarak, beslenmeyle oldukça ilişkilendirilebilir bir durum, çoğu zaman diyet değiştirildiğinde semptomların azaldığını gözlemliyoruz. Yeni bir ülkeye gittiğiniz zaman, yeni birileriyle tanıştığınız zaman, uyanıyorsunuz ve depresyon isteği, depresyon işaretleri yavaş yavaş azalmaya başlıyor." "Beyin uyuyunca değil, uyuşunca depresyon başlar" diyen Canan, uyku süresinin de depresyonda etkili olduğunu kaydetti.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *