Paleontologlar, yaklaşık 148 milyon yıl önce Geç Jura devrinde Dünya'da dolaşan bir timsah türünün fosil kalıntılarını ortaya çıkardı. Söz konusu keşif, günümüz timsahlarının evrimine ışık tutan bir ilerleme niteliğinde.
Araştırmacılara göre, yeni keşfedilen Burkesuchus mallingrandensis türü yaklaşık 70 cm uzunluğunda, nispeten küçük bir hayvandı ve günümüzde yaşayan tüm timsahları ve fosil akrabalarını içeren Mesoeucrocodylia grubuna mensuptu.
Scientific Reports adlı bilimsel dergide yayımlanan çalışmada, bilim insanları, güney Şili'deki Maitenes ve Horquetas nehirlerinin yanındaki dağlarda yer alan Toqui Formasyonu'ndaki yataklardan toplanan hayvan kafatası, omurga ve arka ayaklarının fosilleşmiş kalıntılarını inceledi.
Bilim insanları, timsah atasının devasa sauropodaların yanı sıra Chilesaurus diegosuarezi gibi daha küçük otçul türlerin günümüz Güney Amerika topraklarında dolaştığı zamanda dev dinozorlarla yan yana yaşadığını belirtiyor.
Çalışmada, "Yine de, toplam uzunluğu 1 metreden az olan vücut büyüklüğü, çoğu Triyasik ve Jura devri karasal timsah formu bakımından olağan olan boyut aralığına uygun düşüyor" dendi.
Timsah atasının fosil uyluk kemiği, hayvanın "açık bacaklı duruşu" ile modern timsahların yüzerken ve suya girerken yaptığına benzer bir yürüyüş ve kuyruk bazlı harekete sahip olduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar, ön ayak analizine dayanarak, timsah atasının günümüz timsahlarından daha dik bir duruşa sahip olabileceğini belirtti.
Fakat günümüzdeki timsahlarda görülen açık bacaklı duruşun kazanılmasının ön ve arka uzuvlarda aynı anda değil, farklı süreç ve koşullar altında evrimleşmiş olabileceğini de eklediler.
Çalışmada, "Spekülatif olmakla beraber, günümüz timsahlarında hareket için daha önemli olan arka uzuvların, ön ayaklardan önce şekil değiştirmiş olması mümkün. Burkesuchus'un biraz dik ön ayakları ve genişleyen arka uzuvlarıyla bu ara durumu sergiliyor olması muhtemel" dendi.
Timsah ataları arasında küçük boyut yaygınlığının arkasında yatan biyolojik nedenler henüz bilinmemekle birlikte, araştırmacılar ekolojik olarak baskın büyük karasal dinozorlarla rekabetin sebeplerden birini teşkil edebileceğini düşünüyor.