Oğuz Büber - Muhalif Özel
Hint asıllı İngiliz yazar 2022 yılında New York’un batısında yer alan Chautauqua Enstitüsü’nde 1.000’i aşkın kişiye konferans verecekti.
Rüşdi’nin saldırgana dair ilk fark ettiği ‘gözleri’ olmuştu, ‘karanlık ve vahşi’ gözleri.
Daha hiçbir tepki veremeden şahıs üzerine atlamış; yanağına, boynuna, çenesine fakat en çok ve en tehlikeli şekilde de sağ gözüne hücum etmişti. İlk başta yumruk yediğini sanmıştı ünlü yazar. Fakat kıyafetlerine akan bir tomar kan, aslında başından ve yüzünden defalarca bıçaklandığını fark etmesini sağlamıştı.
Saldırgan Hadi Matar’a dair verdiği ifadesine bu sözlerle başlamıştı Rüşdi…
Gözüne aldığı bıçak darbelerinin oldukça acı verici olduğunu “acıdan çığlık atıyorum” diyerek ifade ediyordu.
Jüriye, yediği beş-altı darbenin ardından kaçmaya çalıştığını fakat saldırının devam ettiğini yaklaşık olarak 15 bıçak darbesi yediğini paylaşıyordu.
Bıçağın optik siniri kestiğini ve gözünü kör bıraktığını söyledi.
İfadesinin bazı bölümlerinde de; yanağı, göğsü, boğazı, eli, beli gibi zarar gören yerlerini gösteriyordu.
Saldırının başlangıcı üzerinden neredeyse yarım dakika geçiyordu ki, çevredekiler saldırganı yazarın üzerinden çekip alabilmişlerdi. “Büyük bir acı ve şok içindeydi” Rüşdi.
O an aklından geçen net düşünce; ölmekte olduğunun farkındalığını yaşamaktı: “Ölüyordum…” diyor ünlü yazar.
Hayatta kalmasını ise saldırganın üzerine çullanan insan yığınına borçlu olduğunu düşünüyordu.
Ağır yaralı yazar, helikopterle travma kliniği bulunan bir hastaneye götürüldü. (Erie, Pensilvanya’da) Bu hastanede 17 gün geçirmesinin ardından New York’taki N.Y.U. Langone Rusk Rehabilitasyon merkezine nakledildi ve bir ay kadar da burada kaldı.
Dudağındaki, bazı kelimeleri telaffuz etmesini zorlaştıran bir yara gibi kalıcı yara izleri vardı artık. Sol elindeki bıçak yarası da tendonları koparmış ve sinirlerine zarar vermişti.
77 yaşına basan Salman Rüşdi, eskisi kadar ne enerjik, ne de fiziksel açıdan güçlü olmadığını itiraf ediyordu.
Chautauqua İlçe Adliyesi’ndeki duruşma salonu tıka basa doluydu ve gazeteciler de duruşmaya büyük ilgi göstermişti.
Salman Rüşdi’ye saldıran kişinin motivasyonu neydi?
Rüşdi, İslam peygamberi Hz. Muhammed’in hayatının bazı yönlerini kurgusal olarak anlatan ‘Şeytan Ayetleri’ isimli bir roman yazmıştı. Sonrasında 1989 yılında İran hükümeti tarafından Müslümanlara yazarı öldürmeleri yönünde fetva verilmiş ve Rüşdi saklanarak hayatına devam etmek durumunda kalmıştı.
Fetvanın ilk on senesinde Londra’da 7/24 güvenlik altında insanlardan uzak bir biçimde yaşayan Hint asıllı yazar, son 20 yılında ise New York şehrinde normal bir yaşama geçiş yapmıştı.
27 yaşındaki saldırgan Matar, cinayete teşebbüs suçunun yanı sıra saldırı esnasında Rüşdi’ye yardım edenlerden Ralph Henry Reese’e attığı kesik yüzünden de suçlamayla karşı karşıya.
Matar hakkında ayrıca terörizmle ilgili federal suçlamalar da yer alıyor. İddianameye göre teröristlere ‘personel ve hizmet sunmak’ ve Lübnan’daki bir terör örgütüne ‘maddi destek ve kaynak sağlamak’la suçlanıyor.
Savcılar davanın yaklaşık olarak iki hafta sürmesini bekliyorlar.
