İsrail’deki Arap toplumu kızgın, küskün, umutsuz, güvensiz. Bir yandan ekonomik krizle boğuşuyorlar, bir yandan şiddetle. Şiddet derken kastettiğimiz İsrail Devletinin ayrımcı politikalarından kaynaklanan şiddet değil sadece. Arap toplumu hızla artan suç oranları ve yasadışı silahların yaygınlığı karşısında adeta çaresiz. 2021'de öldürülen 126 kişi tüm zamanların en yükseğiydi.
İsrail’in “Kaminitz Yasası” olarak bilinen Arap ev ve yerleşimlerini yok etme politikası da baskıyı giderek arttırıyor. 2017’de kabul edilen bu yasa, kaçak olduğu gerekçesiyle imar izni olmayan binlerce evin yıkılmasını ve ağır para cezalarını öngörüyor. 2021'de Kudüs'te yıkılan ev sayısı son 20 yılın en yükseğiydi.
Tüm bunların üzerine Arap siyaseti 3’e bölünmüş durumda. Ve Arap toplumunun siyasete küskünlüğünü gideremezlerse Parlamentodaki sesleri çok daha kısılacak.
İsrail’de her şey karmaşıktır ve uzun izahatlar gerektirir. İsrail seçimlerinde Arapların durumunu anlatmaya çalışacağımız bu bölüme de yine biraz ayrıntılı bir girişle başlamak durumundayız.
* * *
İsrail nüfusunun %74’ü Yahudi, %21’den biraz fazlası ise Arap olarak tanımlanıyor.
Bir de nüfusun %5’ini oluşturan “diğerleri” var. Yani Ermeni, Keldani, Rus gibi Arap kökenli olmayan Hristiyanlar, ataları Yahudilikten Hristiyanlığa dönmüş olanlar ve Mesihçi Yahudiler denen Hristiyanlıkla Yahudilik arasında kendine özgü bir inanç sistemi oluşturan küçük bir topluluk. Kafkas kökenliler de yine bu gruptan saylıyor. Hemen bir parantez açıp kapatalım. Müslüman Kafkaslar hariç “diğerleri” geleneksel olarak siyonist eğilimli merkez sağa oy veriyor.
Nüfusun %21’i Arap ama bu oran sadece belediye seçimleri için geçerli. Doğu Kudüs’te yaşayan yaklaşık 350 bin Arap “daimi ikametçi” statüsünde. Yani vatandaş değiller ve 1 Kasımdaki gibi ulusal seçimlerde oy kullanamıyorlar. Yani Parlamento seçimlerdeki Arap oyu % 17’nin biraz üzerinde.
İsrailli Arapların büyük kısmı (%83) Müslüman. Kalanı Dürziler (%9) ve Hristiyanlardan (%8) oluşuyor. Özellikle Dürzilerin büyük kısmı Siyonist partilere oy veriyor. Hristiyanların yarısına yakını da sol ve ılımlı Yahudi partilerine. Yani Türk basınında sıkça okuduğunuz; “Nüfusun % 21’ini oluşturan Arapların İsrail parlamentosunda 24-25 milletvekili olmalı” benzeri yorumların altı pek dolu değil. Zaten bugüne kadar 15 milletvekilinden fazlasına ulaşamadılar.
İsrail’deki Arap toplumunun arasında derin sosyal-kültürel ayrılıklar bulunduğunu da belirtmek şart...