KEMAL BEY'LE YÜZ YÜZE KONUŞMADIK
– Bu süreçte Kemal Bey'le görüştünüz mü?
Seçim sonrasındaki süreçte, istifa etmeden önceki ilk MYK'da, seçimin kaybıyla ilgili düşüncelerimi aktardım. Ama gelinen noktada ‘Siz bırakın' meselesini yüz yüze konuşmadık. Bu yüz yüze konuşulacak mesele değil samimi bir değerlendirme yapılması gerekiyor. Benim beklediğim sayın genel başkanın bırakmasıydı. Ancak ilk andan itibaren hem medyaya hem partiye verdiği mesajlar gitmemek üzerine kuruluydu. Bu da doğru değil. Görüşmedik ama belli kurullarda düşüncelerimi söyledim. Şunu ekleyeyim: ‘Siz istifa edin, bırakın' sözünü seçim sonrası MYK'da söylemedim. Nerelerde hata yaptık üzerine konuştum. Sadece genel başkanın değil hepimizin hataları üzerine yapılan tespitlerdi.
– Nerelerde hata yaptınız ve seçimi kaybettiniz?
Bayramdan sonra seçim sürecini tek tek anlatmakta fayda var. Ayrı bir konuşmayı uygun buluyorum. Bugün değişim vurgusunun öne çıkması daha doğru. Bunu gölgelememek gerekiyor. Ciddi ciddi bunu konuşalım. Üç madde saydım: Kısa vadede yapacağımız iş, liderlik değişimi. Olağanüstü kurultay bir seçenekti, olmadı. Olağan kurultay takvimi başladı. Önümüzde yerel seçimler var. Ekim sonuna kadar kurultayı tamamlayıp kısa vadede liderlik, liderlik değişimi ve seçim muhasebesini bitirmemiz lazım. Orta vadede yapmamız gereken yerel seçimlere hazırlık. 31 Mart 2024'e kadar olan süreç orta vade. Seçim hazırlığını yapıp, “Yerel seçimlerde nasıl yapacağız?”, “İttifak yapacak mıyız, yapmayacak mıyız?”, “Adaylarımız kim olacak?”. Buraya odaklanmamız lazım. Üçüncü aşama da bir sonraki Olağan kurultay. Bu olağan kurultay bittikten sonraki iki yıllık dönemde, bir sonraki olağan kurultaya kadar da uzun vadede partinin yapısal dönüşümünü suhuletle sağlamamız lazım. Yani; lider değişimi ve kadrosunun yenilenmesi, yerel seçimler, ondan sonra yapısal olarak değişim.
BEKLENEN O GECE İSTİFAYDI
– Kılıçdaroğlu'nun seçim gecesi bırakması gerektiğini söylediniz.
Seçim bittiği gün beklediğim de oydu: Kemal Bey'in “Bütün seçmene, partiye teşekkür ediyorum. Buraya kadar getirdik. Bundan sonra toplumun ihtiyacı yeni bir kadro görmektir. Ben olağanüstü kurultayı topluyorum, yeni dönemde aday olmuyorum. Bu değişimi koordine edeceğim. (Birisini getireceğim değil) Değişime önder olacağım” demesini beklerdik. Ama şaşırtıcı biçimde önce yerel seçimi hedef gösterdi sonra da gerekirse 16'lı masa kuracağını söyleyerek çok uzun vadeli bir siyaset planlaması yaptığını anlattı. Buradan partiye, Türkiye'deki sosyal demokrasiye olumlu sonuç beklemek zor. Değişim böyle olmaz.
KONU İSTANBUL SEÇİMİ DEĞİL
– İmamoğlu'nun açıklamalarıyla sizin yaptığınız “kadro hareketi” örtüşüyor.
Evet… Yenilenmeyi, değişimi söylediğimizde, “İyi de canım İstanbul'u mu kaybedelim” dememek gerekiyor. Değişimin karşılığı İstanbul tartışması değil. Buraya sıkıştırırsanız konuyu anlamamış olursunuz. Ya da statükoyu devam ettirmeye gerekçe aramak olur. Kimse korkmasın! Bu yaklaşımların hiçbirisi İstanbul'u kaybetmeye yönelik yaklaşımlar değil. Tam tersine böyle devam ederse sadece İstanbul'u değil birçok yeri riske edeceğiz.