TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Devlet Bahçeli'nin satır başları şöyle:
Milletvekillerine "bütçe" ricası
"Milletvekili arkadaşlarımdan beklentim genel kurulda dil ve üslup olgunluğunun üzerine bina edecek hazırlıklı ve donanımlı konuşmalarıyla fark yaratmaları, öne çıkmalarıdır. Sataşmalara pirim vermeden politik tasarruflarımızı anlatmamızı, ülkemizin gerçeklerini ve hedeflerini aktarmanızı, söz düellolarına davetiye çıkaran ucuz politikacıların tahriklerine aldırmadan bütçenin ekonomik, siyasi, ekonomik muhtevasını açıklamanızı; hakkında söz aldığınız bakanlıkların bütçelerini vizyoner bir bakışla anlamlandırıp parti politikalarımız çerçevesinde anlaşılmasına katkı sağlamanızı her birinizden rica ediyorum."
Sahte dolar: Külliyen yalan ve saptırma; Türkiye’ye yönelik bir operasyon!
"Son günlerde 600 milyon dolara yakın sahte paranın piyasaya sürüldüğüne dair iddialar bir maksatta matuf olup külliyen yalan ve saptırmadır. Bir anda tetiklenen panik ortamının ticaretin bel kemiği Kapalı Çarşı’ya kadar sirayet etmesi, döviz bürolarının alım satım işlemlerini bıçak gibi kesmesi bize göre Türkiye’ye yönelik bir operasyondur. MHP, oynanan oyunun, oluşturtulmak istenen ablukanın farkındadır. Sahte para iddiasının maksatlı şekilde dolaşıma sokulduğu görüşündedir, suçlular ve sorumlular ise tek tek yakayı ele vereceklerdir. MHP gündeme hakim gelişmelere havidir.
"Vakit tamamdır, söz konusu vatandır"
"Her şeyden önce siyasi mali ve ekonomik bağımsızlık diyorsak vakit tamamdır söz konusu vatandır. Sen-ben yok, biz varız diyorsak vakit tamamdır, söz konusu vatandır. O'cu şu'cu bu'cu yok hep birlikte kardeşiz diyorsak o halde vakit tamamdır, söz konusu vatandır.
"Geçici geri adımların ileriye doğru dev adımlara kundak olduğunu çok iyi biliyoruz"
"Devletin adı ve unvanı değişse de Türk milletinin asırlarca takip ettiği siyaset usulü değişmemiştir. Bu aklın derini altı veya üstü önü veya arkası diye bir şey hiç olmamıştır. Var diyenler iddialarını ispat edecek muhtevaya sahip değillerdir. Bu aklın taşıyıcı bedeni büyük Türk milletidir. Tarihimizin muhtelif dönemlerinde yaşandığı üzere geçici geri adımların yenilgi gibi adledilen acıklı çekilişlerin ileriye doğru dev adımlara kundak olduğunu çok iyi biliyoruz. Hezimet gerilemek değil vazgeçmek demektir. Hüsran kaybetmek değil inanç ve irade mahrumiyeti çekmektir Mustafa Kemal Paşa’yı İstanbul’dan Samsun’a taşıyan, kurtuluş mücadelesini başlatan seçkin bir zevatın doğaçlama tercihi değil, Türk devlet aklının zamanlar üstü operasyonel yeteneğidir.
"Tehlike sinyalleri yanlış anlamanın pürüzlü neticesi değildir"
"Bilhassa vurgulamak mecburiyetindeyim; iç ve dış gelişmeler karşısında sivrilen ve serpilen kuşkularımız asla kuruntu değildir. Gözümüze çarpan tehlike sinyalleri yanlış anlamanın pürüzlü neticesi değildir. Ağzımızdan çıkan her lafın bir dayanağı vardır. Her şeyden önce Türkiye diyorsak, sisin ardında dağın diğer yamacında müttef halde bulunan hain ve zalim senaryoları görmek, okumak ister çığ deyin, isterse üzerimize gelen tehlikeleri akışın önünü kesmek kümülatif aklın gereğidir. Bu akıl fikir ve fıtrat cevheridir.
“Şahsım ve cumhurbaşkanımız tarafında ısrarla yapılan uyarılar.
"Gerek şahsım gerekse sayın cumhurbaşkanımız tarafında ısrarla yapılan uyarıların ne kadar isabetli olduğu son gelişmelerle iyice netleşmiştir. 22 Ekim 2024’ten bu yana milletimizle paylaştığımız şeffaf samimi düşüncelere çamur atanlar kara çalanlar dış kanallardan saldırı komutu alanlar haricinde sağduyulu her insanımız haklılığımızı teyit etmiş olsa gerek.
Esad'a çağrı: Türkiye ile ön şartsız temas, önce kendi hayrına, sonra da ülkesinin çıkarınadır!
"Esad Türkiye’nin uzanan elini tutmamış, uzlaşma çağrılarına kulağını tıkamıştır. Toprakları gasp edilen askerleri çatışma alanlarından kaçan ülkesi deprem geçiren bir devlet başkanı kuyruğu dik tutma çabasındadır. Ülkesi baştan ayağa istila edilmişken Türk askerinin terör örgütleriyle mücadelesini hazmedemeyip devamlı geri çekilmesini şart koşan BAAZ zihniyetinin bugünkü özeti kabul edelim ki tam bir rezalettir. Bize göre hala vakit geçmiş değildir. Esad’ın Türkiye ile ön şartsız temas ve diyalog kurması normalleşme iradesi göstermesi önce kendi hayrına sonra da ülkesinin çıkarınadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir toprakta gözü yoktur.
"Esad yönetimi aklını başına almalı!"
"Esad yönetimi aklını başına almalı mezhep taassubunu terk etmelidir düşmanı dost sayan, dostu da düşman gören ilkesiz siyasi dürtülerle arasına çizgi çekmelidir. Esad yönetimi kabuğuna çekilip uzun süre ayakta kalacağını düşünüyorsa biliniz ki yanıldığını er veya geç anlayacaktır.
"Halep’ten İdlib'e kadar tekrar açılan çatışma güzergâhını Türkiye’ye yansımalarını enine boyuna düşünmekle mükellefiz. Sınırlarımızın dibinde orayı burayı bombalayan, Suriye’nin kuzeydoğusunda bölücü terör örgütünü pışpışlayanların ne aradıklarını hangi hak ve hukuka dayanarak bölgemize konuşlandırıldıklarını sormak ve pılınızı pırtınızı toplayıp gidin demek en doğal hakkımızdır.
Özgür Özel'e: Eğer demokrasiyi kesintiye uğratacak yeni bir cunta hedefindeyseniz...
"Eğer demokrasiyi kesintiye uğratacak yeni bir cunta hedefindeyseniz, ki buradan baktığımızda bunun pek çok delili vardır, o halde bunun sonuçlarına değil şahsınız yedi ceddiniz en ağır şekilde katlanacak.
Özgür Özel'e: Yolun yol değil!
Vesayet nöbeti tutmuş ara rejim merakı sarmıştır. CHP genetik mirasına sarılarak eski hastalığının pençesine düşmüştür. Özgür Özel yolun yol değildir, ağzının ayarı bozuktur! Eğer demokrasiyi kesintiye uğratacak yeni bir cunta hedefindeyseniz ki buradan baktığımızda bunun pek çok delili vardır, o halde bunun sonuçlarına değil şahsınız yedi ceddiniz en ağır şekilde katlanacak.