Emekli Büyükelçi, duayen diplomat Tugay Uluçevik'in uyarılarda bulunduğu ve cevabı çok açık sorular yönelttiği tweet dizisi şöyle:
1. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin isminden “Kuzey” ‘in çıkarılmasını isteyenler öncelikle bu kelimenin KKTC’nin ismindeki anlamını bilmelidir. İkincisi, 1968’den yana çözüm sürecinde Rum tarafının teklif ettiği haritalarda Ada’nın hangi parçalarını istediklerini de iyi bilmelidirler.
2. KKTC’nin isminde “Kuzey” kelimesinin “güneyde de bir devletin var olduğunun kabulü” anlamına geldiği görüşünü doğru bulmam. Çünkü Türk tarafı Ada’nın güneyinde bir devlet olduğu olgusu sebebiyle “egemen eşit iki devletli çözüm” ilân etmiştir.
3. “Egemen eşit iki devletli çözümün” hayata geçirilmesi yolunda gecikmeden atılması gereken bence 7 adım vardır. Bunları örneğin https://www.muhalif.com.tr/haber/e-buyukelci-tugay-ulucevik-yazdi-kibrista-soylem-ve-eylem-birligi-zamani-20159 linkinde okumak mümkündür...
4. "Egemen eşit iki devletli çözümün" yönünde-kuvvetli karalı söylemler dıışnda- hayata geçirilmesi yönünde henüz kararlı somut adımlar atılmamışken KKTC'nin ismini değiştirme teşebbüsünde bulunmak, "atı arabanın önüne koyma" sonucunu doğurur.
5. KKTC'nin ismini belirleyen Bağımsızlık Demeci KKTC Anayasası'nın ayrılmaz parçasıdır. İsim değişikliği Anayasaya göre KKTC Cumhuriyet Meclisi'nde "en az on üyenin önerisi ve üye tamsayısının üçte iki çoğunluğunun oyuyla değiştirilebilir." Meclis aritmetiği imkan verir mi?
6. "Egemen eşitlik, iki devletli çözüm" söylemimizin eyleme dönüştürülebilmesi için bir dizi kararlı somut adımların atılmasının gerektiği bir dönemte KKTC iç politikasında KKTC'nin ismi hakkında cepheleşmeye yol açacak anayasal tartışma başlatılması Dava açısından yararlı olur mu?
7. KKTC’nin isminin değiştirilmesi tartışmaları “Egemen eşitlik, iki devletli çözüm” politikamızın KKTC’de uygulanmasının oyalanmasına, zamana ve dalgalanmaya bırakılmasına yol açmaz mı?
8. KKTC’nin ismi üzerinde durmak yerine, önümüzdeki birkaç gün içinde BM Güvenlik Konseyi’nde ele alınacak BM Barış Gücü’nün (UNFICYP) görevini KKTC topraklarında sona erdirme kararlığını göstermemiz gerektiğine işaret edilmesi daha doğru olmaz mı? UNFICYP’ in ev sahibi Devlet olarak “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” kabul edildiğini bilmiyor muyuz?
9. KKTC’ni yok hükmünde kabul eden devletler, KKTC’ni tanımaktan kaçınmış olan kardeş/dost devletler KKTC “KTC” oldu diye tutumlarını mı değiştirecekler? Yoksa amaç Türk kamuoyunda “egemen eşitlik iki devletli” çözüm yönünde somut adım atıldı algısını mı yaratmaktır?