Artık dünyamızın büyük bir dönüşümden geçtiği mâlum. Silah sesleri ve barut kokuları arasında otokrasiler hışır hışır yükseliyorlar. Diğer yanda eğitim seviyesi yükselen insanlar tam demokrasinin peşinde yürüyorlar… Hakların sınırları, ülke sınırları gibi genişliyor. Sınırlar genişledikçe silikleşip, muğlaklaşıyor. Eskinin değer yargıları bir bir tedavülden kalkıyor.
Eskiden siyasî fikirler, birbirinden kalın duvarlarla ayrılırlardı. Bizde bir dönem, acıdır ki kanla ayrıldığı bile vaki idi. Şimdilerde bırakınız ayrımı, görüş yok! Ömrü boyunca din yanlısı siyaset güden merhum bir siyasetçinin anma törenine, ülkemizde sosyal-demokrasinin ve laikliğin temsilciliğini üstlenmiş bir partinin Genel Başkanının katılmasını düşleyebilir miydik hiç? Ya da komünist Nâzım Hikmet’e hakkı olan vatandaşlığını bir muhafazakâr partinin iade edebileceğini?