Çoğu yetişkin, baş ağrısından kaygı bozukluğuna stres belirtilerini yaşıyor. Stresin bir kısmı yararlı olabilirken, kronik stres vücudu harap ediyor.
Tıp uzmanları, stresin bir dizi psikolojik ve fizyolojik rahatsızlığa doğrudan sebep olabileceğini, akıl ve vücut sağlığına zarar verebileceğini ve yaşam kalitesini azaltabileceğini söylüyor.
Ancak bu durumun kontrolünü ele almak ve stresi tükenmişlik değil, dayanıklılık kaynağına dönüştürmek mümkün.
STRES NEDİR VE NEDEN YAŞARIZ?
Stres, vücudu zorluklara ve yaşamın taleplerine yanıt vermeye hazırlayan doğal bir tepki.
Vücudu, önümüzdeki zorluklarla yüzleşmeye hazırlayan hormonların salımını tetikliyor.
Kısa vadede bu tepki yoğunlaşmamızı güçlendiriyor ve performansımızı geliştiriyor.
Fakat Amerikan Psikoloji Vakfına göre uzun süreli stres, kaygı bozukluğu, kalp hastalıkları ve bağışıklık sisteminde zayıflama gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
Stresi tetikleyen iş, para sorunları ve kişisel ilişkilerden kaçınmak sıklıkla mümkün değil.
Fakat buradaki önemli fark, stresin ne kadar sürdüğü.
Akut stres kısa vadeli ve yararlı olabiliyor fakat kronik stres vücudun üzerine büyük bir yük bindiriyor.
AKUT STRES VE KRONİK STRES
BBC'ye konuşan İngiltere Psikolojik Danışmanlık ve Psikoterapi Derneği'nden Rachel Vora "Akut stres, belirli bir duruma verilen kısa vadeli tepki ve bazı durumlarda faydalı olabiliyor" diyor.
"Savaş ya da sıvış tepkisini tetikliyor, adrenalin ve kortizol salımını başlatıyor ve bu da odaklanmamızı keskinleştirebiliyor ve bağışıklık sistemimizde geçici bir iyileşme yaratıyor."
Düzgün yönetilirse, akut stres kalıcı hasar yaratmıyor ve bireylerin yakın vadeli sorunlara etkin bir şekilde tepki verebilmesine yardımcı olabiliyor. Fakat kronik stres vücutta uzun süren bir yük yaratıyor.
Vora, stres uzun süre devam ederse, artan stres hormonlarının kalp hastalığı riskini yükselttiğini, bağışıklık sistemini zayıflattığını ve huzursuz bağırsak sendromu ve ülser gibi sindirim sorunları yaratabildiğini vurguluyor.
Kronik stres aynı zamanda kaygı bozukluğu ve depresyonla, bilişsel fonksiyon sorunlarına, uyku sorunlarına ve hızlı yaşlanmayla da bağlantılı. Vora'ya göre stresin süresi ve gücündeki bu temel fark, aşama aşama vücuttaki birçok sisteme hasar veriyor.
STRES VÜCUDU NASIL ETKİLİYOR?
İngiltere Ulusal Sağlık Hizmetine (NHS) göre stres başka kortizol ve adrenalin olmak üzere hormon salımına yol açması nedeniyle bir dizi fiziksel tepkiyi tetikliyor.
Bu tepkilerin bazıları şöyle;
Oksijen açısından zengin kanın kaslara çabuk ulaşmasını sağlamak için nabız ve tansiyonda yükselme
Derhal enerji sağlamak için kan şekeri oranının artması
Vücudun enerjisini acil sorunlara yöneltmek için sindirimin ve bağışıklık sisteminin yavaşlaması
Ancak kronik stres zararlı olabiliyor. Strese tepkinin kronikleşmesi şu sorunlarla bağlantılı:
Sürekli yüksek seyreden kortizol seviyeleri nedeniyle özellikle bel çevresinde kilo alınması
Stres hormonlarına sürekli maruz kalma nedeniyle hafıza ve konsantrasyon sorunları
Vücudun toparlanmasını ve kendisini tamir etmesini önleyen uyku rahatsızlıkları
Uzmanlar sürekli stresin, kalp hastalıkları, sindirim hastalıkları ve kaygı ile depresyon gibi akıl sağlığı sorunlarına da neden olabileceği uyarısında bulunuyor.
STRES FAYDALI OLABİLİR MI?
California Üniversitesi'nden Dr. Golnaz Tabibnia "Dayanıklılık sahip olduğunuz ya da olmadığınız bir şey değil. Zamanla gelişen bir kabiliyet" diyor. Tabibnia ayrıca, sorunlardan kaçınmak yerine doğrudan yüzleşmenin dayanıklılığın inşa edilmesine yardımcı olduğunu ifade ediyor.
Dr. Tabibnia'ya göre insanlar stresi zararlı değil, faydalı bir şey olarak gördüğünde, psikolojik stres tepkileri de azalıyor. Kafa yapısındaki basit bir değişiklik mucizeler yaratabiliyor, kaygıyı azaltabiliyor ve bilişsel performansı artırıyor.
"Pasif bir şekilde kaçınmak yerine, stresle aktif bir şekilde başa çıkmaya çalışmak, ileride yaşanabilecek stresli durumları daha iyi yönetebilmemizi sağlıyor. Spor salonunda olmak gibi. Ağırlık kaldırmak stresli bir şey ama bizi daha güçlü kılıyor."
STRES VE KAYGI ARASINDAKİ FARK NE?
Kaygı bozukluğu yaşayan bireylere yardımcı olan hayır kurumu Anxiety UK, stres ve kaygı bozukluğu arasındaki temel farkları şöyle açıklıyor:
Stres, belli bir zamanda bitirilmesi gereken bir iş, ehliyet sürücü testi ya da bir sınav gibi dış faktörlere karşı geliştirilen bir tepki. Karşılaşılan zorlukla orantılı ve sorun çözüldüğünde ortadan kayboluyor.
Fakat kaygı, tespit edilebilir bir nedeni olmadan bile devam edebiliyor. Kaygı, insanların tehlikeli durumlarda tetikte olmalarını sağlayan normal bir duygu. Aşırı veya günlük yaşamı bozar hale geldiğinde ise bir soruna dönüşüyor.
Hem stres hem de kaygı sempatik sinir sistemini tetikliyor. Bu sistem vücudun "savaş ya da sıvış" tepkisinden sorumlu. Tehditlere yanıt verebilmek için tetikte olma halini ve enerjiyi artırıyor.
Bu da her ikisinin de, nabızda yükselme, terleme, titreme gibi semptomları tetiklemesi anlamına geliyor. Fakat kaygı bozuklukları daha inatçı ve bunaltıcı olma eğilimli.
Anxiety UK akut kaygı ve panik atak nöbetlerini yönetebilmek için nefes egzersizlerini tavsiye ediyor.
Basit ama etkili bir yöntem, nefesinizi aldığınızdan daha uzun sürede vermek. Bunu yapmak vücuda rahatlama sinyali yolluyor ve sinir sistemini hızla sakinleştiriyor.
STRES NASIL ETKİN BİR ŞEKİLDE YÖNETİLİR?
Akademik çalışmalar, davranışsal uygulamaların stresin vücut üzerindeki zararlı etkilerini azalttığını gösteriyor.
Fiziksel egzersizler stres hormonunu azaltıyor ve morali düzeltiyor. Farkındalık ve meditasyon çalışmaları beyni sakinleştiriyor ve araştırmalar duygusal dayanıklılığı güçlendirmekte sosyal desteğin önemli bir rol oynadığını gösteriyor.
Dr. Tabibnia bilimin desteklediği fiziksel egzersiz, dışarıda zaman geçirmek ve aile ile arkadaşlarla sosyal etkileşimle birlikte, farkındalık, minnetarlık ve nezaketin önemini vurguluyor.
Londra'da yaşayan farkındalık koçu ve 7Breth'ın kurucusu Yuki de bütüncül yaklaşımın önemine dikkat çekiyor.
"Stres yönetimi sadece rahatlamak değil. Psikolojik ve fiziksel sağlığınızı destekleyen bir yaşam biçimi yaratmakla da ilgili. Sağlığınıza öncelik verirseniz, stresi yönetmek daha kolay olur."
Yuki, farkındalık, uyku, hareket ve beslenmenin stres yönetiminde önemli olduğuna dikkat çekiyor.
"Bağırsak mikrobiyomunuz stres yönetiminde büyük rol oynuyor. Sağlıklı yiyecekleri seçmek, genel sağlınız açısından anahtar önemde."
Ayrıca Yuki'ye göre stres yönetimi çabuk çözümler anlamına gelmiyor. Daha çok, dayanıklılığı artıran günlük alışkanlıklar yaratmak gerekiyor.