İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4666 %-0.06
36,5354 %-0.17
3.509.176 %2.67
3.069,22 0,52
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM "İstanbul Sözleşmesi ve Emine Hanım'ın israf tavsiyeleri"

"İstanbul Sözleşmesi ve Emine Hanım'ın israf tavsiyeleri"

Yazarımız Fatma Çiğdem Aydın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararıyla İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasını ve Emine Erdoğan'ın, "Porsiyonları küçültelim" tavsiyesini eleştirdi. Aydın, "Gerçeklerden kopmak diye bir durum vardır psikolojide. Kısaca bir yalanı yaşadığına inanmak, sanal bir alemde gerçekmiş gibi yaşamak olarak tarif edilebilir. Emine Hanım’ın israf konuşması ve Recep Tayyip Bey’in İstanbul Sözleşmesi’nden çıkacağız ısrarı bana nedense bu durumu hatırlatıyor" yorumunda bulundu...

Fatma Çiğdem Aydın'ın, "İstanbul Sözleşmesi ve Emine Hanım'ın israf tavsiyeleri" başlıklı makalesi şöyle:

Türkiye, Cumhurbaşkanı kararıyla 1 Temmuz 2021 tarihinde İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi. Yurtdışından adını bildiğimiz bilmediğimiz onlarca kuruluş çekilme kararının yeniden gözden geçirilmesi için bildiriler yayınladı ve Türkiye’nin dört bir köşesinden kadınların protesto gösterileri 1 Temmuz gününe damgasına vurdu. Ama hükümetin kılı kıpırdamadı. Bildiğini okumak konusunda ustalaşan bu hükümet kadınlara – teselli olsun diye herhalde- Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı – 2021-2025’i yayınladı! Hem de 1 Temmuz’dan 1 gün önce… 

Bu, “Biz her şeyin en iyisini biliriz” tavrı, 2002 de yola çıktıklarında en küçük meselede bile “istişare”ye önem veren, istişare etmeden adım atamayan AKP’nin geldiği nokta açısından da önemli. 
Şimdi kadın meselesini kadınlardan iyi bilen bir hükümetle karşı karşıyayız! Ama bence, bu kadar kadını ayağa kaldırdıktan sonra tekrar oturtmak zor. Nitekim TBMM’de topladıkları göstermelik komisyona pek çok kadın örgütü ve siyasi parti “figüran olmayacağız” gerekçesiyle katılmadı. Çoğu iktidara yakın kadın derneklerinden gelenler de İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin hata olduğunu vurguladılar! 

Bir Sözleşme konusunda bu kadar çok mu hata yapılır? Yapıldı. Niye? Çünkü Cumhurbaşkanı kadınları dinlemek yerine dinci örgütleri dinledi. Bir de itirafımsı bir şey söyledi, “Birtakım çevreler Sözleşmeyle ilgili manipülasyon yapmışlarmış da… Eşcinselliği ön plana almışlarmışmış da…  Mışmış da mış mış…” Sanki muz cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı. Hiçbir kaynağı, araştırması, istihbaratı yok da birtakım örgütlerin birtakım ve bağzı laflarıyla hareket ediyor! 

Geçiniz efendim. Sözleşme, açıkça Ahmet Davutoğlu ile ilgili bir siyasi inatlaşmaya kurban gitmiştir. Daha da önemlisi ülkenin laik kesimlerine sıkı bir höt deme imkânı sunduğu için çift katlı ekmek kadayıfı kisvesine bürünmüştür. Hani çok şekerli olduğu için acılaşan tatlılar vardır; Sözleşme de kaş yaparken göz çıkarmanın nadide örneklerinden biri olarak tarihteki yerini alacaktır. 

Kaş yaparken göz çıkarmanın güzel (!) örneklerinden biri de Emine Erdoğan’ın israf konulu konuşmasıydı. Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık Kampanyasında konuşan Emine Hanım saraya alınan tonlarca meyve, sebze ve etten habersiz-miş gibi yaparak, “Alışverişe çıkmadan önce alınacaklar listesi hazırlayalım, porsiyonları küçültelim, bozulabilecek yiyecekleri istiflemekten vazgeçelim” dedi. 

Tercümeye gerek var mı bilmem ama aslında dediği şu: “Alışveriş listesine üç ton su, birkaç ton et, bir ton yeşillik, birkaç ton meyve ekleyelim. Bunlar kamyonlarla saraya taşınsın. Çürüğünü çarığını ayıklayalım. Ayıklamadan sonra azalmış olacağı için bu miktar saray halkına yetmeyebilir, o nedenle porsiyonları küçültelim. Az yesinler. Bozulabilecek gıdaları istiflemekten vaz geçelim yani bu alışverişi her gün yeniden yapalım, taze taze yeriz!” 

Gerçeklerden kopmak diye bir durum vardır psikolojide. Kısaca bir yalanı yaşadığına inanmak, sanal bir alemde gerçekmiş gibi yaşamak olarak tarif edilebilir. Emine Hanım’ın israf konuşması ve Recep Tayyip Bey’in İstanbul Sözleşmesi’nden çıkacağız ısrarı bana nedense bu durumu hatırlatıyor. 
Bir siyasi inatlaşmaya kurban giden Sözleşmenin yerine hükümet teselli olsun diye!.. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *