İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4573 %-0.07
36,4748 %-0.32
3.508.266 %3.257
3.061,67 0,27
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM Nagehan Alçı muhalefet dozunu artırdı: Yazıklar olsun...

Nagehan Alçı muhalefet dozunu artırdı: Yazıklar olsun...

Habertürk yazarı Nagehan Alçı, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararını protesto eden kadınlara müdahalede bulunulmasını eleştirdi. Alçı, "Kadına karşı şiddeti protesto eden kadınlara şiddet, yazıklar olsun" dedi.

Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı, 'Kadına karşı şiddeti protesto eden kadınlara şiddet! Yazıklar olsun...' başlığıyla yayımlanan yazısında, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına karşı düzenlenen protestoda yaşananları değerlendirdi.

Sözlerine "Perşembe sabahı yani İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kalkacağı 1 Temmuz 2021’de ben İstiklal Caddesi’nden Harbiye’ye doğru yürürken, şehrin tüm polis bariyerleri Taksim’e yığılmıştı bile" diye başlayan Alçı, şöyle devam etti:

"Meydan çepeçevre sarılmış, Tünel’e doğru tüm yan yollar kapatılmış, Sıraselviler yönü sadece sol kaldırım açık kalacak şekilde bırakılmıştı. Adeta bir istila bekleniyor havası vardı İstanbul’un göbeğinde. Sanki düşman kuvvetler gelip şehri işgal edecek. Öyle bir hazırlık…

Bu manzaradan saatler sonra bu ülkenin binlerce kadını o bariyerlerin içine aktı ve avaz avaz İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına karşı ses çıkardı. Normalde orada olmayı ve protestoları takip etmeyi planlamıştım. Ancak hayat bazen planlandığı gibi akmıyor. Yürüyüşün başladığı, kalabalığın Tünel’den Taksim’e çıkmak için mücadele ettiği saatlerde ben kızım Ayşe Ela’yı apar topar hastaneye yetiştirmeye çalışıyordum.

Kedileri beslemeye çalışırken çitten düşmüş, çenesinden oluk oluk kan akar halde kucağımda yatarken ve ben telaşla bindiğim takside dua ederken uzaktan kalabalıkların sesini ve kadınların haykırışlarını duydum. Ah talihsiz ülkem… Ah ülkemin talihsiz kadınları... Onlardan biri olan tatlı Elam öyle savunmasız kollarımdayken dün yaşananlar bana çok dokundu.

'İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararı alındığında bu kararın yanlışlığını haykırdım'

İki kız çocuğu annesi olarak kadınlara İstiklal’de reva görülen muamele beni çok acıttı. Bu köşede İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararı alındığında bu kararın yanlışlığını haykırdım, ekranlarda sözleşmenin kaldırılmasını isteyenlerle çok kavga ettim. Maalesef kadına karşı şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan bağlayıcı nitelikteki ilk uluslararası düzenleme olan İstanbul Sözleşmesi tamamen yanlış bir propagandaya kurban edildi.

'Nasıl düşüldü bu tuzağa?'

Bu topraklarda kaleme alınan, ilk imzacı ülke olma gururunu hep birlikte yıllarca yaşadığımız anlaşma "LGBT olmayı özendirecek" gibi tamamen hayali ve saçma ithamlarla biz kadınların elinden alındı. Bu gurura tezat şimdi olanlara bakıyorum da… Büyük bir üzüntü içindeyim... Nasıl düşüldü bu tuzağa?

Sözleşmeden çekilmeyi protesto etmek için toplanan binlerce kadına şiddetli bir müdahalede bulunma noktasına nasıl geldik? Avaz avaz yürekten haykıran, her dünya görüşünden, her yaştan, her hayat tarzından, her eğitim düzeyinden kadın vardı orada. Dükkanlardan destek için fırlayan mağaza çalışanları, kızlarının elinden tutup gelmiş anneler, üniversite öğrencileri, başörtülüsü, başı açığı…

'Bırakın bari bu çaresizliğe karşı gönüllerince demokratik protestolarını yapabilsinler'
Kadına karşı şiddete dikkat çekmek isteyen kadınlara şiddet uygulamak nasıl izah edilebilir? Zaten sözleşmeden çekilme kararı alınmış... Zaten Türkiye’nin kadınları en önemli kazanımlarından birini kaybetmiş… Zaten kadınların şiddete karşı ellerindeki en mühim silahtan vazgeçilmiş… Bırakın bari bu çaresizliğe karşı gönüllerince demokratik protestolarını yapabilsinler… Yazık… Çok yazık…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *