Başlığı görüp de “kaba saba söylemler sana yakışır mı? dediğinizi duydum ama açık konuşayım, yerin dibine filan geçmedim, çünkü söz benim değil bir kere, atalarımızdan miras, üstelik elçiye zeval olmaz, Damat Beyin sözü geldi, cuk diye depremin göbeğine oturdu.
Geçen gün, “Türkiye Tek Yürek” programında şov eşliğinde deprem için toplanan bağışlara tanık olmadık mı? Aman meğer devletimiz, bir cömert bir cömertmiş ki başta kamu bankalarından gelenler olmak üzere toplanan bağışlar bir gecede tam 146 milyon, 115 milyar 528 bin TLyi buluverdi, SMS yolu ile de 9 milyon 10 bin TL toplandı da, programı izlerken hayretler içinde kalmadık mı?
-Merkez Bankasındaaaaaan 30 milyaaaaaar
-Ziraaaatteeeeeeen yirmiiiii
-Vakıfbaaaank 12 veriyoooor
-Halk bankasııııııı yedi milyaaaar
-Yahu, bankaların bağış yapmaları kanuna göre belli limitlere tabi değil miydi? Bankalar Yasasının “Bir bankanın bir yıl içinde yapabileceği bağış tutarı öz kaynaklarının binde 4’ünü geçemez. Geçmesi durumunda beş yüz bin TL’den az olmamak üzere aykırılık tutarı kadar idari para cezası uygulanır.” Maddesi yürürlükte değil mi?
Derken gece süresince telefonlar çalıştı:
-Aloooo? N’oldu Nursun? Yoksa bağışlara mı takıldın sen de?
-Evet bankalar şimdi kaç lira ceza ödeyecekler?
-Ya sorma, ben de ona kafa yoruyordum ki, Şenol Babuşçu (*)üşenmemiş hesap kitap yapmış, işte ödeyecekleri cezalar:
Aldı mı beni bir düşünce? “Olur mu yahu,- iyilik edelim- derken bu bankalar bunca cezayı ödeyerek kötülük mü bulacaklar?” dedim kendi kendime, hatta Ziraatin Genel Müdürüne ulaşabilsem soracaktım:
-Beyefendi siz 20 milyarlık bağışı bir çırpıda yaptınız da tahsil edemediğiniz alacaklar ne olacak? Ya size borcu olanlar, -devletin malı deniz, yemeyen d…z- diyerek sizden fellik fellik kaçıyorsa? İşte “yukarılardan” gelen bir telefonla 800 milyon dolarlık krediyi doğru dürüst teminat almadan verip de bir türlü geri alamadığınız Demirören’e ne demeli? “Param yok” diyerek defalarca erteleme istemedi mi? Hatta alacaklarınızı tahsil için bir takım gayrimenkullerine el koymadınız mı? O gayrimenkullere değer kazandırmak için olmadık yollara başvurmadınız mı? (**) Ama o alacaklınız tuttu 20 milyon lirayıbir kalemde çıkarıp veriverdi, yazık adamcağıza, acaba “kefen param” diye gizli saklı bir kenara koyduğu parası mıydı bu para acaba?
Neyse ki bütün bunlar yaşanırken istim arkadan geldi, Resmi Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi (KHK) ile yasa değiştirildi ve bankalar cezadan kurtarıldı. Gerçi kanunlar gibi KHK’ler de geriye işlemez ama ne gam, geceki vaadler belki de hesaplara henüz geçmemişti.
Peki, “devlet bütçesi dururken bu bağış şovuna ne gerek vardı?”Diye konuşmalar olunca aklıma değerli devlet adamı, eski Maliye Bakanlığı Müsteşarı Ertuğrul Kumcuoğlu geldi, ona da aynı konuyu sordum, bankalar yasasında bu madde varken kamu bankaları bu bağışları yapabilir miydi? Diye, anında yanıtladı:
“1-Bu rejimin ne ilk ne son kanun tanımazlığı… Yapamaz, çünkü yapılan tasarruf, olağanüstü halin belirlediği sınırın dışında.
2-Bunlar ancak kanunla yapılabilir. Kanun, kanun hükmünde kararname ile değiştirilemez. Ama kimi kime şikayet edeceksin?
Hukuk ancak hakimle kaimdir, ülkede hakim yok ki hukuk olsun…”
—-Mahfi Eğilmez—-
Ya Merkez Bankası? Böyle bir bağış yapmasının “anlam ve önemi” üzerinde neden eski başkanlar dahil Merkez Bankası yetkilileri neden “sessiz kalıyor?” Diye düşünürken, değerli Mahfi Eğilmez’in “Kendime yazılar” (***) sayfasına bir bakayım dedim… Orada Merkez Bankasının kuruluşu, işlevi, tabi olduğu esaslar üzerinde bilgi aktardıktan sonra kendisine bu konuda sorulan soruları yanıtlamış, buyrun:
SORU: Merkez Bankası bağış yapabilir mi? Yapılan şeyin adı "bağış" mıdır?
Para basmayla yetkili bir kuruluşun bağış yapmasındaki mantık nedir?