İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4588 %-0.06
36,5388 %-0.14
3.521.964 %3.474
3.054,31 0,03
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM Nursun Erel'den, gazeteci dostu Zeki Saral'a veda notları...

Nursun Erel'den, gazeteci dostu Zeki Saral'a veda notları...

Basın emekçisi, Gazeteci Zeki Saral yaşamını yitirdi. Yazarımız Nursun Erel, eski dostuna sosyal medyadan yayınladığı hatıralarıyla veda etti.

 Başkentte uzun yıllar, başta Cumhuriyet olmak üzere, Hürriyet ve Kanal D Televizyonu’nun haber merkezinde görev yapan Saral, Bandırma’da yaşama veda etti, cenazesi Ankara’ya getirilerek Karşıyaka Mezarlığı'nda geçtiğimiz gün toprağa verildi. 

“Biz Bir Aileyiz” kitabıyla Cumhuriyet Gazetesine “içeriden” bir bakışla eleştiriler getiren Saral şimşekleri üstüne çekmiş, Başyazar İlhan Selçuk, kitap için “Cumhuriyet’in içine konulan bir bombadır” demişti… Gazetenin genel yayın müdürü Hasan Cemal ise kitabı “eğlenceli” bulduğunu söylemişti. Zeki Saral, Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti üyesiydi… Muhalif.com.tr Yayın Kurulu Üyesi Gazeteci-Yazar Nursun Erel sosyal medya hesaplarından Saral’la paylaştığı ilginç anektodlara yer verdi… İşte onlardan biri, 

Zeki Saral veda etmiş…

Bugün öğrendim Zeki’nin aramızdan ayrıldığını. Kendine özgü herkesten farklı düşünen ve yaşayan bir meslektaşımızdı. Tuncay Özkan’ın çok yakın dostuydu, Kanal D Televizyonunun Ankara Bürosunda bir dönem birlikte çalışmıştık. 28 Şubat sürecinde pek çok ilginç olayı birlikte yaşadık, haberci olarak ben, “eleştiren” olarak Zeki… Bir ara, ana haber bülteni için Pazar akşamları yayınlanmak üzere  “Albüm” başlıklı 5 dakikalık bir röportaj hazırlıyordum. Siyasi liderlerle görüntülü sohbet ederken, sevdikleri bir melodiyi arka plana yerleştiriyorduk. Tuncay, Tansu Çiller’i de konuk almamızı istiyor, ben karşı çıkıyordum, Cumhuriyet Gazetesinde tefrika olarak yayınlanan “Tansu Çiller’in Siyaset Romanı”na meslektaşım Ali Bilge ile imza atmıştık. Kitap, yer verdiği olaylar, anekdotlar  bazında “sarışın-güzel kadın”, Çiller’in portresini epey sarsmış, gölgelemiş, defalarca baskı yapmıştı.
Onca eleştiriden sonra , hiçbir şey olmamış gibi Çiller’in karşısına çıkıp, “nerede kalmıştık mı?”  diyecektim. İşte o öğleden sonra Zeki Saral’la kafa kafaya vermiş,  bunu konuşuyorduk, ben:

-Çiller hakkında kitap yazmışız, sorulacak pek çok soru var da, soran ben olunca iş değişir öyle değil mi? Bunu yok mu sayacağız? Şöyle desem bari sence nasıl olur? -Hakkınızda pek çok kitap yazıldı, hatta birinde de bizim imzamız var, çok sert eleştirilerle karşılaştınız, hep siz mi haklıydınız?-

Zeki dedi ki:

-Yahu Nursun sen deli misin? O soruya kadın (Çiller) -evet hakkımda kitaplar yapıldı ama hepsi yalandı- diye cevap verirse ne yapacaksın? Röportajı kesip  kalkacak mısın?

Evet, Zeki’nin bu tavsiyesine hak verdim ama sorularımı hazırlarken “geçmişi yok saymamak” için röportaja şöyle girdim:

-Siyasete girişinizden itibaren pek çok çatışmaya da girdiniz, eleştirilerin odağında yer aldınız. Hiç özeleştiri yaptınız mı? Hep siz mi haklıydınız?

Tansu Hanım, “hatasız kul olmaz” kabilinden bir cümle kullanıp geçiştirdi  bu sorumu. Röportajı yayına hazırlarken Çiller’in en sevdiği, son zamanlarda en çok dinlediği Candan Erçetin parçasını da fonda kullandık:

“Elbette bugün ağlıyorsam yarın güleceğim Elbette önce çekip gidip sonra döneceğim…”

Çiller çoktan çekip gitti, artık siyasete döner mi bilmem ama Zeki Saral hiç dönmeyecek, gittiği yerde huzur bulsun…

Zeki Saral’ın bir dönem çalıştığı Cumhuriyet Gazetesinde yaşananları kaleme aldığı “Biz Bir Aileyiz” kitabını anmadan geçmemek gerekir. Kimileri, Zeki’nin kitabı yayınlandığında hop oturup hop kalkmış, hatta İlhan Selçuk, “Bu kitap Cumhuriyet’in içine atılan bir el bombasıdır” dile kızgınlığını dile getirmişti.

Eh, artık orada buluştuklarına göre, İlhan Selçuk ile Zeki Saral bilmem hesaplaşırlar mı yoksa, Türk Basının bugünkü durumuna bakıp, “meğer biz Cumhuriyet’teki ilkesel çekişmeleri abartmışız, bugünün sözde kalemşörleri artık hep paralı asker” deyip birbirlerine sarılırlar mı?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *