İstanbul
Hafif yağmur
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,9262 %0.02
37,4910 %0.16
96.736,60 %-1.1
3.312,17 0,23
Ara
Muhalif. GÜNDEM Putin Kıbrıs çözümünü nasıl dinamitlemiş

Putin Kıbrıs çözümünü nasıl dinamitlemiş

Okunma Süresi: 2 dk

Bugünlerde ilginç bir kitap okuyorum. İsmi “Crans Montana- Kıbrıs Sorununun Çözümü Nasıl ve Neden Engellendi”. Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’e danışmanlık yaptıktan bir süre sonra bu görevinden istifa eden gazeteci Makarios Druşotis tarafından Rumca yazılmış. Türkçeye Çağdaş Polili çevirmiş.  Kıbrıs’ta Türk ve Rum taraflarının 2017’yle 2019 ve 2020 arası bir anlaşmaya varmak üzerileyken çözüm planının Rusya, daha da açık söylemek gerekirse, kuramcısı Aleksander Dugin eliyle lideri Vladimir Putin tarafından nasıl dinamitlendiğini, Yunanistan, Türkiye, Kıbrıs Rum ve KKTC hükümetlerinin de Putin’in planına nasıl alet oldukları kitapta anlatılıyor. İsmini ise Kıbrıs görüşmelerinin çözümsüzlükle sonuçlandığı İsviçre’nin Crans Montana kasabasından alıyor. 

Kitabın ilgili bölümü şöyle:

“YİNE MOSKOVA

“Teknik olarak Kıbrıs sorunu anlaşmaya oldukça yakındı. Kıbrıs’ın iki kesimli federasyona dönüşmesinin, her topluluğun kendi bölgesini yönetmesinin ve Kıbrıslı Türkler’in federal düzeyde etkin katılımının olmasının kabul edilmesinden itibaren çözümün parametrelerine dair kağıt üzerinde anlaşılmış durumdaydı. AB’ye katılımla birlikte, AB müktesebatı, çözülemez kabul edilen pek çok sorunu çözmüştür.  Askıda olan başlıca konular, siyasi eşitliğin nihai kabulü, toprak düzenlemeleri, güvenlik ve garantilerdi. Konular içiçe geçmişti; yani sonuçta bir al-ver olması gerekiyordu.

“Hidrokarbon perspektifi ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’in enerji pşanlarının parçası olma girişimi, Kıbrıs sorununun çözümüne yardımcı olmak için Türkiye’ye ek güdü sağladı. Enerji kaynaklarının kullanımında Türkiye’yle işbirliği esastı. Bu işbirliği coğrafya ve Pazar tarafından dikte edilmişti. Türkiye enerji denkleminin dışında kaldığında, rezervlerin değeri ne olursa olsun bunlar buharlaşacaktı.

“Egemen siyasi görüş bu gerçeği kabullenmeye yanaşmadı. Ekonomik faydaların ötesinde, Kıbrıs 1974’ten beri ilk kez, görüşme avantajına sahipti ve bundan yararlanmanın zamanı gelmişti. Ancak Kıbrıs (Rum) siyasi sistemi bunu faydaya çevirmeyi reddetti...

Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *