İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4913 %0.03
36,5768 %-0.04
3.445.656 %1.105
3.064,15 0,35
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM SP lideri Mahmut Arıkan: Mesele çözüm mü? Seçim mi?

SP lideri Mahmut Arıkan: Mesele çözüm mü? Seçim mi?

DEM Parti heyetinin İmralı'da Abdullah Öcalan'la görüşmesinin ardından, Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Ahmet Türk’ten oluşan ‘İmralı heyeti’ ziyaretlerini yeni hafta da sürdürecek. Heyet, 6 Ocak Pazartesi günü önce, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 13.30’de AKP Grup Başkanvekili Abdullah Güler’i, 15:30’de Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan’ı parti genel merkezinde ziyaret edecek. 7 Ocak Salı günü, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve 15.30’da Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ı ziyaret edecek. CHP’den henüz randevu verilmedi. İYİ Parti ise görüşmelere kapısını kapattığını açıkladı. Haberlere göre, İmralı heyeti bu ziyaretlerin ardından Demirtaş’ı kaldığı cezaevinde ziyaret edecek.

Muhalif- Özel Ankara

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, yarın yapılacak ziyaret öncesinde, birçok konuya da değindiği son basın toplantısında, bu girişimlerin Erdoğan’ın yeniden seçilebilmesinin adımları olarak değerlendirmelerin yapıldığı bir süreçte, “Kürt Meselesi gibi hassas ve köklü sorunların, seçim kazanma ya da Anayasa değişikliği ile yeniden seçilme gibi küçük hesapların nesnesi haline getirilmesi, telafisi mümkün olmayan derin ayrışmalara neden olacaktır” sözleri dikkat çekti. Arıkan, ‘Mesele çözüm mü? Seçim mi’ sorusunu da ortaya attı.  İl Başkanları toplantısında iç ve dış gelişmeleri değerlendiren Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, çözüm sürecine değil teröristbaşı Öcalan’ın çıkarılmasına karşı olduklarını belirterek, “Abdullah Öcalan’ın bir çağrısıyla PKK’nın silah bırakmasının mümkün olmayacağını” söyledi.  Yeni kurulan Anahtar Partisi Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu da, “Bugün meclis, hükümet adına ortaya konmaya çalışılan ve barış şemsiyesi altında sunulmaya çalışılan rezaleti asla kabul etmeyeceğiz”.

MESELE ÇÖZÜM MÜ? SEÇİM Mİ?

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan’ın 4 Ocak 2025 açıklamaları:

“Kürt Meselesi gibi hassas ve köklü sorunların, seçim kazanma ya da Anayasa değişikliği ile yeniden seçilme gibi küçük hesapların nesnesi haline getirilmesi, telafisi mümkün olmayan derin ayrışmalara neden olacaktır. Diğer yandan Kürt Meselesinin terör eksenli bir alana hapsedilmesi ve çözümün güvenlik odaklı bir yaklaşıma indirgenmesi kalıcı bir çözümün önündeki en büyük engeldir. Adada konuşanların siyasete katıldığı, salonda konuşanların nezarete atıldığı bir süreç hiçbir yaraya merhem olmaz.

Bizim bu konuda çözüm önerilerimiz bellidir.

.Yaşananların adı net olarak konulmalı ve şeffaflıkla kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

.Sürecin amacının siyasi hesaplar değil, meseleye kalıcı çözüm üretmek olduğu ve tüm tarafların samimiyeti konusunda kamuoyu ikna edilmelidir.

.Tüm siyasi partiler ve toplumsal aktörler sürece etkin mekanizmalarla dahil edilmelidir.

.Başta şehit yakınları ve gaziler olmak üzere tüm toplum kesimlerinin hassasiyetleri ciddiye alınmalıdır.

.Alternatif plan ve yol haritaları çalışılarak Devlet, terör örgütünün ve liderinin inisiyatifine mahkum ve mecbur bırakılmamalıdır.

.Kamu güvenliğinden kesinlikle taviz verilmemelidir.

Mesele çözüm mü? Seçim mi?

Şunu net olarak ifade ediyorum:

Çözümün olduğu bütün formüllerde Saadet Partisi vardır.

Ama yok mesele sadece “seçimle” ilgiliyse Saadet Partisi orada yoktur.

---

“ÇÖZÜM SÜRECİNE DEĞİL TERÖRİSTBAŞI ÖCALAN’IN ÇIKARILMASINA KARŞIYIZ”

Fatih Erbakan’ın 04 Ocak 2025 İl Başkanları konuşmasından:

Efendim, “Anneler ağlamasın, kan akmasın” deniliyor. Bunu kim istemez? Biz de Yeniden Refah Partisi olarak, en az herkes kadar kan akmasın istiyoruz. Ancak Abdullah Öcalan’ın bir çağrısıyla PKK’nın silah bırakmasının mümkün olmayacağını ifade ediyoruz. Neden? Çünkü PKK’nın kendi yöneticileri bunu söylüyor. Abdullah Öcalan buna karar veremez diyorlar. İşte çıktılar televizyonlarda, o dönemde en başta gelen elebaşları bu açıklamaları yaptılar.

Yine, Sayın Bahçeli’nin çağrısından hemen iki gün sonra TUSAŞ saldırısı gerçekleşti. Bunların hepsi, silah bırakılmayacağına dair mesajlardır. Bununla beraber, şehitlerimize ve gazilerimize büyük bir saygısızlık yapılmış olur. Abdullah Öcalan’ın “umut hakkından” yararlanıp da serbest kalması veya ev hapsine geçmesiyle ilgili kararı, sadece kanına girmiş olduğu şehitlerimizin aileleri ve gazilerimiz verebilir. Başka kimse böyle bir karar veremez.

40 sene boyunca çocuklar öksüz kaldı, yetim kaldı; anneler dul kaldı, evlat acısı yaşadı. Anneler, babalar gözlerini, kollarını, bacaklarını kaybetti, felç oldu, yatağa bağımlı hale geldi. Neler yaşandı neler! Bu kanına girdiği insanların helalliğini almadan Sayın Devlet Bahçeli, Sayın Erdoğan, biz veya hiç kimse böyle bir kararı veremez. Bu, şehitlerimizin ve gazilerimizin anısına en büyük ihanet olur, en büyük saygısızlık olur.

Diğer taraftan, Abdullah Öcalan diyelim böyle bir çağrı yaptı; hadi diyelim PKK kısmı silah da bıraktı. Peki, asıl tehdit olan PYD ve YPG ne olacak? Orada Amerika ve İsrail tarafından binlerce tır dolusu, 50.000-60.000 tır dolusu mühimmatla, teçhizatla, ağır silahlarla donatılmış bir terör ordusu kuruldu. Aslında 150.000 kişilik bir terör ordusu; PYD ve YPG’den oluşuyor. Sadece tankları ve savaş uçakları yok. Bunun dışında her şeye sahipler; bütün teknolojik donanımlara sahipler. Yıllarca bu PYD’yi, YPG’yi eğittiler, donattılar, silahlandırdılar; milyarlarca dolar harcadılar, yıllar harcadılar.

PYD ve YPG’nin ipi tamamen Amerika’nın elinde. Şimdi Abdullah Öcalan hapisten kurtulmak için bir çağrıda bulunacak ve Amerika ile İsrail’in yıllarca yaptığı bu harcamalar, milyarlarca dolar ve bu kadar emeği bir anda rafa kaldırılacak, PYD ve YPG silah bırakacak? Bu mümkün mü? İpi Amerika ve İsrail’in elinde olan PYD ve YPG’nin böyle bir çağrı ile silah bırakması mümkün değil.

Ve şu anda bizim için asıl tehdit olan da PYD ve YPG’dir. Bu gerçeği de ifade ettikten sonra söyleyeceğimiz diğer husus; bu sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmemesi. Meclisin haberi yok, siyasi partilerin haberi yok, milletin haberi yok. Özellikle devlet tarafından siyasi partilerin ve meclisin bilgilendirilmesi lazım. Evet, Dem Parti bir görüşme trafiği sürdürüyor ama sadece Dem Parti kaynağından gelen haberler yerine devletin de bu konuda bilgi vermesi gerekiyor.

Ve yine her zaman söylediğimiz gibi çözüm sürecine karşı değiliz. Kürt kardeşlerimizin en fazla dertlendiği bir siyasi hareketin temsilcileriyiz. Ancak, bir süreç yürütülecekse bölge halkının meşru temsilcileriyle yürütülsün; terör örgütü ile değil. Bölge halkının sıkıntısı varsa, talepleri varsa, hakları iade edilecekse, bu süreç meşru temsilcilerle yürütülsün. Siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri, aşiret reisleri ve o bölgenin halkıyla birlikte… Ve tabii ki yürütülecek olan bu sürecin kırmızı çizgisi, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü ve üniter yapısının korunması olmalıdır.”

BİZ ŞEHİDİN, GAZİNİN YANINDAYIZ

Ağıralioğlu: İktidar ve ortakları tarafını seçti

Bugün mecliste bir kere daha aşikar oldu ki siyaset ilkeden, ölçüden, vatandan, milletten sağır hale gelince milleti umursamaz, milleti duymaz, milletin ödenmiş bedellerini umursamaz hale gelince ne türlü hatalara sürüklenip, milletin başına ne türlü belalar açıyor bir kere daha gördük. Dolayısıyla aziz milletimize ilanen söylüyoruz, bugün gördüklerimiz ve bundan sonra göreceklerimizle ilgili tarafımız milletimizin yanıdır. Bugün meclis, hükümet adına ortaya konmaya çalışılan ve barış şemsiyesi altında sunulmaya çalışılan rezaleti asla kabul etmeyeceğiz. Bunun etrafında makul cümleler kurmaya gayret edenler asla unutmayacağız, unutturmayacağız. Türk milletinin, evlatlarımızın, şehitlerimizin, gazilerimizin yanındayız. Bu mevzuda ödenmiş 40 yıllık bedeler rağmen bir gün kahırlığı laf etmemiş. Annelerin, babaların yanındayız. Vatan sağ olsun diye bağrına taş basmış, evlatlarının mezar taşlarına evlat demeyi göze almış. Babalarıyla son fotoğrafları tabutlarının üstünde son anı olarak kalmış. Hiç kimseye sırtımızı dönmeyeceğiz.

İKTİDAR VE ORTAKLARI TARAFINI SEÇTİ

Hükümet tarafını seçti. Milliyetçi Hareket Partisi tarafını seçti. AK Parti tarafını seçti. İktidar ve ortakları tarafını seçti. Biz de tarafımızı seçtik. Bizim tarafımız milletimizin yanı, bizim tarafımız şehidin, şühedanın, gazinin yanı, bizim tarafımız meclisin yanı, bizim tarafımız ilkeli siyasetin yanı, bizim tarafımız Kürtlerin yanı. Biz tarafımızı seçtik, siz tarafınızı seçtiniz. Tarafınızla seçtiklerinizle, murad ettiklerinizle daha önce bulaşıp da Bedeli millete ödenip vazgeçtikleriniz de, şimdi yeniden heves ettikleriniz de sizin olsun.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *