İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4679 %-0.04
36,6762 %0.23
3.511.629 %2.251
3.057,91 0,15
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM “Teknoloji üreten onun kullanımında da söz sahibidir”

“Teknoloji üreten onun kullanımında da söz sahibidir”

Erdoğan’ın resmi Twitter hesabından yayınlanan seri mesajlardan birine takıldı gözüm.

“Teknoloji üreten onun kullanımında da söz sahibidir” diyordu. 

Benim aklıma daha önceki bir konuşması geldi. 

İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Ensar Vakfı Genel Kurulu’nda konuşmuştu. "Siyasi olarak iktidar olmak başka bir şeydir. Sosyal ve kültürel iktidar ise başka bir şeydir. Biz 14 yıldır kesintisiz iktidarız. Ama hâlâ sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda sıkıntılarımız var" demişti.

“Teknoloji üreten onun kullanımında da söz sahibidir” deyince, bu sefer de “20 yıllık iktidarız ama hala teknoloji üretimi konusunda sıkıntımız var.” diyor, sandım.

Değilmiş, Tweet serisinin öncesini sonrasını okuyunca yanlış anladığımı fark ettim. Konu; Ali Babacan ile başlayan Baykar ve SİHA-İHA’larla ilgili tartışmaymış.

Zaten tweet serisi “Bin bir yalan ardı ardına dizilerek savunma sanayimizin ve Baykar’ın hedef alınmasının sebebi nedir biliyor musunuz?” diye başlıyordu

Ama yanlış anlamamda benim kabahatim yok. 

TBMM KİT Komisyonu’nda bir milletvekili, “Bizim meşhur Altay tankımız var. Bir türlü göremedik, üretimi hangi aşamada?” diye sorunca; Milli Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere, “Almanlar motor ve transmisyonu vermedi. Şu an elimizde motor ve transmisyon yok. 'Tank niye yok?' sorusunun cevabı budur" demişti.

Pakistan’a 30 adet çift motorlu T-129 ATAK helikopteri satacaktık. Ancak motorlarını bir İngiliz- Amerikan firması üretiyordu. Bize izin vermemişlerdi. Satamamıştık.

Elektrikli traktörün tanıtımını Erdoğan yapmıştı. O da yok!

Böyle ve daha pek çok örnek varken Erdoğan “Teknoloji konusunda sıkıntımız var?” dediğini sanıyorsunuz. Benim yerimde kim olsa aynı yanılır.

Meğerse; teknoloji üreten bir ülke olduğumuzu, bu nedenle kullanımda da söz sahibi olduğumuzu anlatıyormuş.

Meğerse; Suriye’de, Libya’da, Karabağ’da, Ege’de…

Meğerse; Toprağımızın her karışında, sınır ötelerinde…

Meğerse; Millet, gelecek, vizyon, hedef, proje….

İşte bunlar hep “Teknoloji üretip onun kullanımında söz sahibiyiz.” diyeymiş.

***

Baykar Savunma Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar, Teknofest’in düzenlendiği ilk günün akşamında katıldığı bir televizyon programında konuşmuştu.

Yaptığı açıklamada Bayraktar “TB2 SİHA’ların dünyada var olmayan bir teknolojiyi ürettikleri, en hızlısını ya da güçlüsünü yaptıkları için değil, bu alanda bir açık ve ihtiyaç olduğunu fark edip o alana yöneldikleri için başarılı olduğunu” söylemişti.

Tabii açık ve ihtiyacı fark edip üretmek, ticari başarı için önemli. Ama yetmez. Bir de ürettiklerinizi satacak veya satın alacak güçlü bağlantılarınız olmalı. Mesela ben SİHA üretsem, Etiyopya’ya satamam.

Ama Bayraktar’ın açıklaması her ne kadar SİHA’lar hakkında bugüne kadar duyduğum en gerçekçi açıklama olsa da Erdoğan’ın söylediklerini gölgeliyordu.

Mesele teknolojik değil ticariymiş; pazardaki açık ve ihtiyacı fark etmekteymiş.

Yarın öbür gün teknoloji üreten ülkeler; “açık ve ihtiyaç var” deyip SIHA üretmeye… veya “açık ve ihtiyaç var” diyip tanksavar, uçaksavar gibi SİHAsavar üretmeye yönelirlerse…

Veya yarın öbür gün “SİHA yok, çünkü falanca motor vermiyor, İHA yok çünkü filanca kamera vermiyor.” denilirse…

İşte; Suriye’de, Libya’da, Karabağ’da, Ege’de…

İşte; Toprağımızın her karışında, sınır ötelerinde…

İşte; Millet, gelecek vizyon, hedef, proje…. Ne olacak? Bilemiyorum.

***

Aslına Bayraktar açıklamasında, TOGG’un neden başarılı olamayacağını da söylemiş oluyordu.

Hayır hayır… Ben öyle düşünmüyorum. Ben başarılı olacağına inanıyorum. Ben vatan sevmez biri değilim. Ben ezan sussun isteyen biri değilim. Ben vatan bölünsün istemem. Bu durumda TOGG’dan nasıl şüphe duyarım?

Ama Bayraktar, SİHA başarılarını açıklarken “Bu alanda bir açık ve ihtiyaç olduğunu fark edip o alana yöneldiklerini…” söylüyor.

Elektrikli otomobil konusunda böyle bir açık mı var? Böyle Bir ihtiyaç mı var? Yok!

Elektrikli otomobili 1800’lerin sonlarından beri var. Bildiğimiz tüm otomobil markalarının elektrikli modelleri var. Gürcistan elektrikli otomobilini çoktan yaptı. İhraç bile ediyor.

Böyle bir durumda, bir açıktan söz edemeyiz. Geriye ihtiyaç meselesi kalıyor.

Evet, bir ihtiyaç alanı var. Ucuz otomobil gibi bir ihtiyaç alanı olduğu doğrudur. Yani bir asgari ücretlinin 3-5 maaşıyla alabileceği bir TOGG, bir ihtiyaca cevap verebilir. Fiyatı henüz belli değil ama düşük olmayacağı belli. Ucuz otomobil pazarını hedeflemiyor.

Yani Bayraktar’ın sözlerini değerlendirdiğimizde, TOGG’un başarılı olma ihtimali yok.

Teknoloji dersen zaten motoru Almanya’dan, bataryası Çin'den, tasarımı İtalya'dan…

Tabii ayrıca yarın öbür gün “TOGG yok, çünkü Almanlar motor vermiyor”, “TOGG yok çünkü Çinliler batarya üretmiyor.” gibi açıklamalar da duyabiliriz.

E, ne demiş bir bilenimiz?

“Teknoloji üreten onun kullanımında da söz sahibidir.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *