İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4864 %0.01
36,6208 %0.08
3.436.127 %0.177
3.065,65 0,40
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM TÜSİAD YİK Başkanı Özilhan'dan faiz tepkisi

TÜSİAD YİK Başkanı Özilhan'dan faiz tepkisi

Türk Sanayi ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, TÜSİAD Genel Kurul Toplantısı'nda konuşuyor.

Türk Sanayi ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, TÜSİAD Genel Kurul Toplantısı'nda konuştu. Özilhan Başkanlar Konseyi, Yönetim Kurulu Başkan Adayı olarak TÜRKONFED Başkanı olarak görev yapan Orhan Turan'ı önerdi.

Özilhan üretim için yatırım, yatırım için düşük faiz olması gerektiğini belirterek "Ancak faiz oranlarının çok düşük tutulması yüksek enflasyon ortamında tasarrufları cezalandırıyor." dedi.

Tarımın taviz verilmemesi gereken bir sektör olduğunu vurgulayan Özilhan "Tarımda artan fiyatları, ithalatla dengelemeye çalışmak durumu ağırlaştırıyor. Ucuz ithalat karşısında rekabet edemeyen çiftçi üretmekten vazgeçiyor" diye konuşarak çiftçilere destek verilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Özihan'ın açıklamalarında öne çıkanlar şöyle:

"Ukrayna savaşı sonrasında turizm gelirleri beklentilerin altında kalacak, enerji faturası artacak ve ithalat faturamız kabaracak. Bu gelişmeler cari açığı artıracak ve Türk Lirası'nın değeri üzerinde baskı oluşturacak. Para ve maliye politikalarının fiyat istikrarı doğrultusunda uygulanmasını gerektiriyor. Ancak bu tek başına yeterli değil. Ekonomi konuşurken makroekonomik istikrar konusuna odaklanıyoruz. Sağlıklı bir ekonominin üzerinde yükseleceği temel bu. Ancak Makroekonomik istikrarı konuşmak sonuçlarını uzun vadede göreceğimiz istihdam, teknoloji, üretim, yatırım gibi ortamlardaki dönüşüm ihtiyacını konuşmaktan alı koymamalı çünkü makroekonomik istikrarı bir türlü sağlayamamamızın arkasında bunlar yatıyor. 

"Negatif reel faizler çok yüksek olunca tasarrufları yatırıma dönüştürme mekanizması çalışmıyor"

Enflasyonun temel sebeplerinden biri ürerimin ham madde, ara malı, ve ithalata bağımlılığının yüksek olması. Bu nedenle TL değer kaybedince üretim maliyetleri hızla yükseliyor. Enerji ve üretimde temel girdilerde ithalata bağımlılık yıllardan beri çözemediğimiz sorunlar. Dışa bağımlı olduğumuz sürece dışarıdan enflasyon ithal ediyoruz. Enerji ve girdilerin fiyatları dünyada arttıkça bu içeride enflasyon artışı olarak yansıyor. Enerjide ve üretimde ithalata bağımlılığı azaltmak için doğru bir sanayi stratejisi izlemeli ve kıt kaynakları doğru alanlara yöneltmeliyiz.

Üretim için yatırım, yatırım için de düşük faiz oranları gerekli ancak faiz oranlarının çok düşük tutulması yüksek enflasyon ortamında tasarrufları cezalandırıyor. Negatif reel faizler çok yüksek olunca tasarrufları yatırıma dönüştürme mekanizması çalışmıyor. Para tasarrufa yönelmek yerine dövize, altına, arabaya, emlak yatırıma yöneliyor. Bu nedenle üretim yapısını değiştirmeden ithal girdilere olan bağımlılığı ortadan kaldırmadan  yatırıma yönelecek tasarrufları artırmadan tarıma ve sanayiye olan yatırımları artırmadan fiyat istikrarını sağlamak mümkün değil.

"Tarımda artan fiyatları, ithalatla dengelemeye çalışmak durumu ağırlaştırıyor"

Rusya-Ukrayna savaşı tarımın asla taviz verilmemesi gereken bir sektör olduğunu bir kez daha ortaya çıkardı. Sanayide olduğu gibi tarımda da bir çok proje yapıldı. Ancak bu girişimlerin sonuca bir türlü etkisi olmadı. Ne tarımda gübre, mazot, gibi girdilerinde dışa bağımlılık azaltılabildi, ne üretimde bilgi ve teknoloji seviyesi yükseltilebildi ne verimlilik artırılabildi ne de üreticilerin kente göçü azaltılabildi.

Tarımsal girdilerde dışa bağımlılık yükseliyor, TL değer kaybettikçe girdiler artıyor. Tarımda artan fiyatları, ithalatla dengelemeye çalışmak durumu ağırlaştırıyor. Ucuz ithalat karşısında rekabet edemeyen çiftçi üretmekten vazgeçiyor. Böylece tarımsal üretim azalıyor ama dışa bağımlılık daha da artıyor. Peki ithalat yaptığımız ülkeler nasıl daha ucuza üretebiliyor? Çünkü destek veriyorlar. Türkiye çiftçisiyle muazzam bir tarım ülkesi yeter ki politikaları  doğru uygulayalım.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *