İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4679 %-0.04
36,6762 %0.23
3.511.629 %2.251
3.057,91 0,15
Ara

30 Ağustos'tan 29 Ekim'e hatıralarım

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
30 Ağustos'tan 29 Ekim'e hatıralarım

Sevgili Okurlarım
Sizden uzun zaman uzak kaldım. İnsanın yaşı ilerleyince maddi vücudunda sorunlar artıyor.
Şimdi çoğu gitti azı kaldı. Ben de sizlere bazı yaşadıklarımı aktarmak istedim. 
İnsan doğduğu yeri ve aileyi seçmiyor. Bir ülkenin herhangi bir yerinde herhangi bir ailede doğuyor. Bu aile köklü .kültürlü olabilir, zengin veya fakir olabilir , fanatik görüşlü olabilir,sevgi dolu veya tam tersi zalim olabilir. Çocuklar bu ailelerin tesirinde kalıp büyüdükleri zaman o yönde gidebilirler veya kendilerini yetiştirip Ailelerine, Ülkelerine, İnsanlığa faydalı bireyler olabilirler.
Ben bu çocukların şanslı olanlarındanım. İyi ve belirli kültürü olan orta halli bir ailede doğmuşum. Baba tarafında ilk torun Anne tarafında ise üçüncü torun olarak epey sevildim. Babam orta halli olmasına rağmen şartlarını zorlayarak ailemizi yazlığa götürüyordu. Önce dayım ile aynı evi kiralayarak bilahare ayrı ev kiralayarak bizi adalara götürürdü. Önce iki yaşıma kadar Heybeliada'da sonra ise Burgazada'da daire kiralayarak yazlığa gidiyorduk.
Şimdi diyeceksiniz ki bütün bunları neden anlatıyorsun? 
Burgazadaya gelince 30 Ağustosların  orada kutlanmasını çocukluğumdan itibaren görmeye başladım. Deniz Harp okulundan bir bando geliyordu . Beyazlar giyinmiş yakışıklı askerler marşları çalarken önce ada halkı kırmızı beyaz elbiseler giymiş geçit yapıyorlardı. Bilahare Deniz Harp okulu orkestrası dans müziği çalarken tüm ada dans edip şarkı söylüyordu. 
Biraz büyüyünce ben de kırmızı beyaz giyerek hem yürüyüşlere katıldım hem de arkadaşlarım ile kendimize göre dans edip hopladık. Orta okul yaşlarımda ise adanın küçükler takımında geleneksel Burgaz-Kınalıada maçkarına katılmaya başlamıştım. 17 yaşımda ise Burgazadada Büyük Atamızın heykeli 30 Ağustosda açılmıştı. Heykelin önünde beyazlar giyinmiş bir kız ve bir erkek ellerinde meşalelerle yarımşar saat nöbet tutmuşlardı. Onların arasında olduğumu geçmiş yazılarımda fotoğraf koyarak anlatmıştım. 
Bu sene ise heykelin önünde yapılan törende kırmızı beyaz giyinip şarkılar söyleyen çocukların arasında en küçük torunumu görünce nasıl sevinip gurur duyduğumu sizlere kelimelerle anlatamam. 1962 yılında benim nöbet tuttuğum Atatürkün heykeli önünde torunum 2024 yılında adanın çocukları ile törene katılıp şarkılar söylüyordu.
Tabii ki 29 Ekimde artık okullar açıldığından yazlıkta değildik. İlkokulum Taksim meydanına yakın bir yerde olduğundan tüm okul Cumhuriyet Bayramında Taksim anıtına gidip marşlar söyleyerek anıta okulun çelengini koyarken biz çocuklar ellerimizdeki çiçekleri de heykelin önüne koyardık. 
İki bayramın da henüz hayatımın başlangıcındaki törenleri tüm ömrümce yoldaşım olmuştur.
İnsan hayatın neler getireceğini göremez ama hayatı boyunca aynı prensipleri savunabilir. Bu kişiyi hem karakterli hem de saygın yapar. 
Bence insan için bunlar kadar önemli olan karakter hemcinsini , tüm canlıları sevmektir.
Böylece hayatın bir anlamı olur.
Saygı ve sevgilerimle

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *