
Donald. J. Trump ve İktidar Hırsının Varabileceği Nokta

Prof. Dr. Süha Atatüre
İstanbul Gedik Üniversitesi
Başkanlığının ilk gününde oval ofiste yüz ellinin üzerinde yayınladığı çarpıcı Başkanlık Emirleri (Executive Order-EO), Elan Musk’ın Hükümet Verimlilik Birimi (DOGE) çalışmaları ve Başkanlıkta üçüncü dönemi zorlaması ile Trump hem kendi ülkesini hem de tüm dünyayı meşgul ediyor. Bu yazıda bu üç konu üzerinde kısa bir değerlendirme bulacaksınız.
Üçüncü Dönem?
Demokratik bilinci gelişmemiş liderler için, siyasi iktidar, hükmetme ya da üstün otorite bir kez kazanıldıktan sonra bırakılması zor bir güç. Siyasi tarihte buna uygun pek çok örnek var. Stalin ölümüne kadar aralıksız otuz bir yıl iktidarını sürdürdü. Vladimir Putin, 2000 yılından başlayarak günümüze kadar Dymitry Medvedev ile hem dönüşümlü başbakanlık ve başkanlık yaparak ve hem de anayasa değişiklikleriyle 2036 yılına kadar başkan olabileceği durumu yarattı.[1] Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping ise, dönem sınırlamalarını kaldırmak için Çin Anayasası'nı değiştirerek 2023'te üçüncü dönem de seçildi ve potansiyel olarak ömür boyu görev yapması mümkün hale geldi.[2]
Kuşkusuz bu örnekler otokrat liderlerin demokrasiden yoksun ülkeleri için şaşırtıcı değil. Ancak Amerika Birleşik Devletleri gibi demokrasinin iyi işlediği bir ülke liderinin Putin ve Xi gibi aynı zorlamalarla dönem uzatma isteği oldukça şaşırtıcı. Ne var ki Trump’ın üçüncü dönem başkanlık yapabilmesi Putin ve Xi kadar kolay olmayacak. Bunun nedeni Amerika’nın 1791 yılından günümüze devam eden ve yalnızca 17 kez değişikliğe uğrayan sert bir anayasaya sahip olmasıdır. ABD Anayasasının sertliği ise değiştirilmesinin ağır koşullara bağlı olmasındandır. Ancak ilk başkan George Washington iki dönem başkanlığından sonra “ben artık evime dönmek istiyorum” demeyip devam edeceğim deseydi üçüncü kez başkan olurdu. Çünkü Anayasada bunu belirleyen bir sınırlama yoktu. Kurucuların Başkan konusunda ön plana çıkardığı husus başkanın bir tirana dönüşmemesiydi. Başkan’dan beklenen Onun bir tiran olması değil, koşullar gerektirdiğinde liderlik yapmasıdır.
Nitekim Üçüncü Başkan Thomas Jefferson (1801-1809) da üçüncü bir dönem için aday olmamaya karar verdi ve bu kararını 1807’de veda konuşmasında halka şöyle duyurdu: “Eğer başkanın görev süresinin sona ermesi Anayasa tarafından belirlenmezse ya da başka bir uygulama ile karşılanmazsa; başkanın görevi, görünüşte yıllık sürelerde olsa da aslında ömür boyu bir görev haline gelir. Tarih bunun nasıl kolayca mirasa dönüşebileceğini göstermektedir. Uygun bir zamanda görevimi bırakmam, onu sadakatle yerine getirmem kadar bir görevdir.[3] Jefferson haklı çıktı ve Başkan Franklin D. Roosevelt’in dört dönem(1933-1945) üst üste başkanlık yapmasından sonra bile beşinci döneme giderken yaşamını yitirmesi ile birlikte[4] Kongre, 27 Şubat 1951 tarihinde de eyaletlerin onayından sonra 22’nci Anayasa değişikliğini yürürlüğe koydu. Anayasanın değişik 22nci maddesi ilk alt fıkrası şöyledir.
“Hiçbir kişi iki kereden fazla Başkanlık makamına seçilemez ve Başkanlık makamını elinde bulunduran veya Başkan olarak görev yapan ve başka bir kişinin Başkan olarak seçildiği bir dönemin iki yılından fazlasına sahip olan hiçbir kişi Başkanlık makamına bir kereden fazla seçilemez." Şimdi başkanlık süresini ardarda iki yıl ile sınırlayan bu 22nci değişiklik maddesini yeniden değiştirmek için Temsilciler Meclisinin üçte iki nitelikli oyu (290), Senatonun üçte iki nitelikli oyu (67) ve bunlar kabul edilse bile ayrıca 50 eyaletin 34’ünün (Eyaletlerin dörtte üçünün) de onayı ve bunların tümünün de yedi yıl içinde tamamlanması gerekmektedir.[5] Trump’ın yeniden başkanlık isteği bu nedenle çok zordur. Çünkü anayasa değişikliği öncelikle muazzam bir uzlaşma gerektirir ki zaten zor olan da budur.
Bu gerçeklere karşın Trump’ın üçüncü dönemi kendisine bir hak olarak görmesi ve bunda ısrarcı olması halinde[6] dört olası senaryodan söz edilebilir.
- Anayasa değiştirme kurallarını işleterek 22nci Değişiklik maddesini yeniden değiştirebilir. (Nitekim 1919 yılında 18nci değişiklikle Alkol yasağı getirilmişti. 1933 yılında 21nci değişiklikle de Alkol yasağı kaldırılmıştı).
- Başkan olarak başvurur ancak doğal olarak bu adaylık başvurusunu Yüksek Mahkeme reddedecekken mahkemeyi baskı altına alarak Mahkemenin kararını etkiler. Seçime girerek kazanabilir. (Çünkü Mahkemenin 9 üyesinden 6’sı cumhuriyetçi olup bunların da üçü Trump tarafından seçilmişti).[7]
- JD Vance ya da Trump’ın yakınlarından biri 2028 Başkanlık seçimine Cumhuriyetçi Partinin başkan adayı olarak katılır ve Trump’ı da başkan yardımcısı olarak belirler. Seçimi kazandıkları takdirde Başkan 25nci değişiklik maddesine uygun gerekçelerle başkanlıktan ayrılabilir. Böylece Yardımcısı olan Trump aynı gün Başkan olur. Yeni başkan da yine Kongrenin basit çoğunluk oyuyla ya ayrılan başkanı ya da başka birini başkan yardımcısı olarak atar.[8]
- Günü geldiğinde 20 Ocak 2028 başkanlıktan ayrılmayarak Amerika Birleşik Devletlerinde demokrasiyi bitirir.
Dolayısıyla hangi olasılığı denerse denesin Trump’ın üçüncü dönemi elde etmesi çok zor görünüyor. Amerika’nın durumu ne Rusya Federasyonu, ne Çin Halk Cumhuriyeti ve ne de Türkiye Cumhuriyetine benziyor. Putin, Xi ve Erdoğan’ın işi ne kadar kolaysa Trump’ın iş o derece zordur. Eğer bir sıralama yapacak olursam Putin ve Xi Anayasalarını kolayca değiştirebildi. Başkan Erdoğan’ın Anayasayı değiştirmesi onlara göre daha zor, Trump’ın Anayasayı değiştirerek üçüncü adaylığı ise hepsinden daha zordur.
Executive Order (Yürütme Emri)
Amerika Birleşik Devletleri kurulduğu ilk yılları dahi düşündüğümüzde 13 farklı devleti kapsayan geniş topraklara sahip bir devletti. Tüm yürütme faaliyetlerinin Kongreden geçmesi gerekirken bu dağınıklık ve kararların uygulanmasında aşırı gecikmelere engel olmak için başkanlara Yürütme Emri (Executive Order-EO) adıyla anılan yetki anayasayla tanındı. Yürütme Emirleri ABD Başkanı'nın Federal Hükümet'in operasyonlarını yönettiği, ardışık olarak numaralandırılmış resmi belgelerdir. Yürütme emirleri, ABD Anayasası'nın 2. Maddesinin 2. ve 3. Bölümlerinden kaynaklanır ve şu şekilde yazılıdır: “Yürütme yetkisi Amerika Birleşik Devletleri başkanına aittir.”[9] Yürütme emirleri genellikle federal kurumları ve onun yetkililerini bağlar ve kurumları, Kongre tarafından belirlenmiş bir yasayı uygularken yönlendirir. Ancak, Başkan gerçek veya algılanan yasama amacına aykırı davranıyorsa, yürütme emirleri tartışmalı olabilir. Gerektiğinde Kongre bu emirlere uygulama yasağı getirebilir. Aynı şekilde Federal Mahkemeler de bu yetkiye sahiptir.[10]
Başkan George Washington, göreve başladıktan üç ay sonra ilk yürütme emrini 3 Ekim 1789'da ulusal şükran gününü ilan etmek için kullandı. "Yürütme Emri" terimi, ilk olarak Başkan Lincoln tarafından 1862'de kullanıldı ve çoğu yürütme emri, Dışişleri Bakanlığı onları numaralandırmaya başlayana yani 1900'lerin başına kadar yayınlanmadı. 1962'de imzalanan 11030 nolu Yürütme Emri, başkanlık yürütme emirleri için uygun formu ve süreci belirledi. Yönetim ve Bütçe Ofisi Müdürü, süreci yönetmekten sorumlu kılındı.[11] İki tür yürütme emri vardır. En yaygın olanı, yürütme organı kurumlarına yasama görevlerini nasıl yerine getireceklerini yönlendiren bir belge olan Executive Order’dır. Diğer tür ise daha geniş, kamuya açık bir kitleye yönelik bir politika yorumlama beyanı olan Presidential Proclamation’dır. Bunların dışında Presidential Memorendum ise halka niyet beyanı ya da tavsiye amaçlı bildirimlerdir. Aşağıda ABD Başkanlarının imzaladıkları EO, Yürütme Emirlerinin sayısı ve ardışık kayıt sayıları görülmektedir.
George W. Bush - 262, EOs 13198 - 13466
William J. Clinton - 364, EOs 12834-13197
George Bush - 166, EOs 12668-12833
Ronald Reagan - 381, EOs 12287-12667
Jimmy Carter - 320, EOs 11967-12286
Gerald Ford - 169, EOs 11798-11966
Richard Nixon - 346, EOs 11452-11797
Lyndon B. Johnson - 324, EO'lar 11128-11451
John F. Kennedy - 214, EO'lar 10914-11127
Dwight D. Eisenhower - 486, EO'lar 10432-10913
Harry S. Truman - 896, EO'lar 9538-10431
Franklin D. Roosevelt - 3.728, EO'lar 6071-9537
Yürütme emirleri bir başkanın yürütmeyi nasıl yönettiğiyle ilgili olduğundan, sonraki başkanların bunları takip etme zorunluluğu yoktur. Örneğin 1988'de Başkan Reagan, tecavüz veya ensest vakaları veya annenin hayatı tehdit altında olduğu durumlar haricinde askeri bir hastanede kürtajı yasakladı. Ancak Başkan Clinton bunu başka bir yürütme emriyle iptal etti. Nitekim Trump da ilk döneminde (2016-2020) Obama’nın göçmenlikle ilgili tüm Yürütme emirlerini yok saydı ve yeni emirler getirdi. Keza Trump Biden’ın yürütme emirlerinin de 60 tanesini yok saydı. Ancak Kongre 2/3 oy çoğunluğu ile bir yasa ile uygun olmadığını düşündüğü bir başkanlık yürütme emrini iptal edebilir. Örneğin, 2003'te Kongre, Başkan Bush'un 12667 sayılı Reagan’nın Yürütme Emrini iptal eden 13233 sayılı Yürütme Emrini iptal etmek için toplandı ancak 2/3 çoğunluk sağlanamayınca yürütme emri yürürlükte kaldı. Trump ikinci döneminin ilk 30 gününde 200 üzerinde yürütme emri yayınladı. Bunlardan biri için Bölge hakimi uygulamayı insan haklarına aykırı bularak durdurma kararı aldı.
DOGE (Department of Government Efficiency) Hükümetin Verimlilik Birimi
Dünyanın en zengin insanı Elan Musk Başkanlık seçimi süresince bütün yönleri ve varlığı ile Trump’a destek oldu. Gösterdiği bütün davranışları için “aşırı” diyebileceğim Musk yeni yürütme gücü içinde çok önemli bir göreve atandı. Musk bu görevde hükümet uygulamalarında verimliliği sağlayacak ya da verimsiz tüm alanları sonlandıracaktı. Bu alanlar uygun olmayan verimsiz yapılar ve uygun olmayan gereksiz harcamalardı. DOGE Başkanı Musk Başkan Trump’a doğrudan bağlı bir konumuyla istediği her adımı atabilecekti. Nitekim öyle de oldu ve Musk oluşturduğu ekiple devletin mali işlerle ilgili tüm alanlarına girmek ve kim nereye niçin kaynak aktarmış bunları tek tek incelemek yetkisine de sahip oldu. Kısa zamanda önemli sonuçlara vardı ve tüm sistemde kendi söylemiyle “İlkbahar temizliği” başlattı.[12]
USAID, Amerikan Hükümetinin dünya çapında ülkelere dış yardım sağlayan birincil federal ajansıdır. İşte DOGE kapsamında bu ajans Musk’ın ekipleri tarafından inceleme hatta kuşatma altına alındı. Ajansın personeli azaltıldı, web sitesi kapatıldı ve Trump neredeyse tüm dış yardımları dondurdu. Musk'ın Hükümet Verimliliği Bakanlığı'nda (DOGE) çalışanlar ajansın gizli verilerine erişip bunları inceleme yetkisine sahip oldu. Musk ve diğer Trump yetkilileri USAID'in Demokratlar tarafından yönetildiğini ve sol görüşlü amaçları desteklediğini iddia ettiler. Musk, Ajansın "inanılmaz derecede politik olarak taraflı" olduğunu ve "Amerikan karşıtı şeyler de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki radikal sol amaçları" desteklediğini iddia etti. Daha da ileri olarak Trump’ın danışmanı Stephen Miller ayrıca CNN'de kurumun personelinin %98'inin Kasım seçimlerinde eski Başkan Yardımcısı Kamala Harris'e veya diğer Demokrat adaylara bağış yaptığını iddia etti. Trump'ın özel görevler için elçisi Richard Grenell ise eski USAID başkanı Samantha Power'ın "çılgınca radikal programları ve aşırı sol aktivistleri finanse etmek için vergi mükelleflerinin parasını kullandığını" iddia etti.[13] Benzer şekilde USAID’in 2024 yılında düzinelerce ülkeyle iklim değişikliği olumsuzluklarını azaltma çabaları ve iklim değişikliği için 16,7 milyar dolar dış fon seferber ettiğini bunların tekrarlanmayacağı açıklandı. Genel olarak Musk, DOGE ile Pentagondan, diğer kamu kurumlarından, Eğitim Bakanlığından kesintilerle 2 trilyon doların geri kazanılabileceğini düşünüyor.
Sonuç olarak ve düşük bir ümitle şunu söyleyebilirim ki; Bir ülke düşünülebilecek tüm alanlarda çok güçlü olabilir. Liderler ülkenin bu gücünü değişik olaylarda değişik uygulamalarla gösterebilir. Doğal ki bu gücün meşruiyeti ya da kabul görmesi gücün uygulanma biçimi ile anlam kazanır. Bu güç adil, eşit ve hakça bir dünya düzeninin kurulması ve korunması için tüm ülkelerle işbirliği ve uzlaşarak barış içinde yaşamak için kullanılırsa olumlu bir değer olacaktır. Bu olumlu değere ulaşmak çok zor gibi görünse de, ulusal çıkar kavramını daha fazla meşrulaştırmaktan kaçınarak ve milliyetçilik ve din gibi iki tarihsel(anakronik) ideolojiyi terk ederek mümkün olabilecek bir güçtür demek istediğim güç. Bu aynı zamanda ulusal çıkar yerine küresel çıkar ve milliyetçilik ve din ideolojisi yerine insanlık optimali[14] anlayışlarını yerleştirmekle mümkün bir gelişmenin ilk adımları olacaktır. Ne var ki, bu özlemler şimdiye kadar sözünü ettiğim ve Times’ın kapağında görünen başkanlarla olacak iş değildir. Ne yazık ki.
[1] Rusya Federasyonu Anayasası, Madde 128 (https://mid.ru/upload/medialibrary/fa3/xwhwumdwunawy9iprvhcxdqds1lzxqdx/CONSTITUTION-Eng.pdf).
[2] Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası, Madde 179 (https://npcobserver.com/wp-content/uploads/2023/11/PRC-Constitution-2018.pdf).
[3] Teaching American History, (https://teachingamericanhistory.org/document/farewell-speech/).
[4] Atatüre, Süha,. Amerika Birleşik Devletlerinin Siyasi Yapısı, 2023, 2nci Baskı, Beta Yayınları, s.
[5] ABD Anayasası, https://constitution.congress.gov/constitution/ (28 Şubat 2025)
[6] Roosevelt'ten önce birkaç başkan, üçüncü bir dönem için aday olma girişiminde bulunmuştu. 1872'de Ulysses S. Grant'ın ikinci defa seçilmesinin ardından 1876'da üçüncü defa aday olma olasılığı üzerine Cumhuriyetçi siyasi çevrelerde ciddi tartışmalar olmuştu. Ancak Grant'ın üçüncü dönem için ilgisi, olumsuz kamuoyu görüşü ve Kongre üyelerinin karşıt görüşleri ışığında kaybolmuş ve Grant 1877 yılında başkanlıktan ayrılmıştır. Ancak 1880 seçimleri yaklaşırken, üçüncü bir dönemi yapmak için 1880 Cumhuriyetçi Ulusal Kongresi'nde adaylık başvurusu yapsa da James A. Garfield'a karşı kıl payı seçimi kaybetti.
[7] Alison Durkee, 2025, No, Trump Won’t Likely Get To Run For A Third Term: Here’s Why, (https://www.forbes.com/sites/alisondurkee/2025/01/24/no-trump-wont-likely-get-to-run-for-a-third-term-heres-why/).
[8] Bu atamada yalnızca Kongrenin her iki meclisinin de basit çoğunlukla bu atamayı onaması gerekmektedir. Theodore Roosevelt, Harry Truman, Gerald Ford, Nelson Rockefeller bu şekilde atanmış Başkan yardımcısı olmuş sonra Rockefeller hariç diğerleri başkan da olmuşlardır (Atatüre, s, 263).
[9] ABD Anayasası (https://constitution.congress.gov/constitution/ ), (28 Şubat 2025)
[10] Gregory Korte The executive action toolbox: How presidents use proclamations, executive orders and memoranda, USA TODAY, 2017
[11] Lizzie Hyman, https://people.com/donald-trump-2025-inauguration-speech-8776089 (Jan, 20, 2025).
[12] Gregory Korte., Dana Hull. 2025, Musk Outlines Scope of Plan for DOGE Cuts, Starting With USAID, JPMorgan Chase & Co.
[13] Alison Durkee., Why Is Elon Musk Attacking USAID? How Partisan Politics Made Foreign Aid Agency Suddenly So Controversial, Forbes, 2025 Şubat 3
[14] Bu söz Kıymetli Dostum Prof. Dr. Orhan Güvenen Hocamdan ödünç aldığım bir kavramdır.